English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Senin için

Senin için tradutor Espanhol

92,712 parallel translation
- Bu senin için Belieber1996!
- ¡ Esto es para ti, Belieber 1996!
Senin için iyi bir kelime söyleyebilirim.
Puedo recomendarte.
Belli ki, senin için okul yok. Ya da kilise.
Definitivamente no habrá escuela para ti.
Senin için mühim olan hala orada çalıştığıma inanman.
Lo más importante que debes hacer es creer que sigo trabajando ahí.
Çünkü senin için bir çiçek, gravy * sosu kadar sonsuzdur.
Porque tuya es la flor y la salsa por siempre.
Bu senin için.
Esto es para ti.
- Senin için telefon Cynthia.
Teléfono para ti, Cynthia.
Bu senin için en kötü şey, kahve.
Es lo peor para ti, el café.
Marty, parayı senin için geri alacağım. Bu gece, istersen.
Marty, devolveré el dinero por ti, esta noche, si quieres.
Bay Bright'a senin için kağıt imzalatacağım.
Le pediré al Sr. Bright que te firme un permiso.
Senin için herşeyi yaparım.
Haría cualquier cosa por ti.
- Senin için bir tane seçeyim mi?
- ¿ Quiere que lo anote?
İlk kart senin için.
La primera tarjeta te representa.
Onun eğitimi, senin için olduğu kadar benim için de öenmli. Ama şimdi gitmem gerek.
Mira, su educación es tan importante para mí como lo es para ti, pero ahora mismo tengo que irme.
Bu, senin için bu kadar kolay olmayacak.
No voy a hacértelo tan fácil.
Senin için çok endişelendim.
Estaba tan preocupada por ti.
Bunu senin için kolaylaştırmayacağım.
- No voy a ponértelo tan fácil.
Senin için 911'i arıyorum.
Voy a llamar a emergencias.
Bu, senin için olağan bir hale mi gelecek?
¿ Esto va a ser una amenaza habitual?
Burda olmak senin için gerçekten iyi değil.
De verdad, no creo que sea una buena idea que estés... aquí abajo.
İşler senin için pek iyi gitmiyor.
Las cosas no te han ido muy bien.
Belki de o bir Hexenbiest olduğu için senin için endişeleniyorum.
Quizás es porque es una Hexenbiest y por eso estoy preocupado por ti.
Evet, ben... senin için çok endişeliyim.
Sí, estoy muy preocupado por ti.
Melatonin senin için değildi biliyorum.
Sé que la melatonina no era para usted.
Nick'i senin için geri aldım.
Traje a Nick de vuelta para ti.
Gitmeden önce senin için başka bir işim var.
Antes de que te vayas... tengo otro trabajo para ti.
Sıkı mı çalıştın yoksa nişanlın mı senin için sıkı çalıştı?
Estudiaste mucho, o tu prometido estudio mucho por vos?
Baba sen benim ailemsin, senin için her şeyi yaparım. Ama Pearson Specter Litt benim iş ailem ve hep benim yanımda oldular.
Papa, eres mi familia, y haria lo que sea por vos, pero Pearson Specter Litt es mi familia de trabajo, y siempre estuvieron apoyandome.
Senin için ne yapabilirim?
En que te puedo ayudar?
Senin için yalan söylememi mi istiyorsun?
¿ Quieres que mienta por ti?
Bunlar senin için değil.
No son para ti. Son para mi prometida.
Ve senin için de uygunsa hâlâ seks yapabilmek isterim
Y si no te importa, me gustaría poder volver a tener sexo.
Profesör Karın Ağrısı'nı bir saniyeliğine alıkoysam senin için sorun olur mu?
Oye, ¿ te importa si te pido prestado al Profesor Dolor de Estomago aquí por un segundo?
Senin için İyi Yer'de kalmaya devam etmek istiyorum.
Quiero quedarme en el Buen Lugar por ti.
O zaman esas soru bu iyiliklerin puanı senin için sayıldı mı? Aynen öyle.
Así que la pregunta era, ¿ si te darían crédito por todos los puntos de buena persona o no?
- Senin için endişeleniyorum.
-... preocupada por ti.
Başkan'nı zorlamak senin için risktir.
Coacciona al Presidente bajo tu propio riesgo.
Arkadaşların bizi çağırmıştı ama senin için bunu bırakmışlar.
Tus amigos tuvieron que marcharse, pero te dejaron eso.
Üçüncü dileğimi senin için kullanacağım.
Pediré lo tuyo con mi tercer deseo.
Senin ve bloğun için iyi olacak.
Será bueno para ti y para tu área.
Amma velakin şu korkunç yeni silahı beraberinde Tycho'ya götürüp sırları kendine saklamak konusunda elinden geleni yaptın. İnancım o ki, hiç şüphesiz vakti geldiğinde olması gerektiği gibi, Kuşak'ı savunmak için silahı kullanma zamanına senin ama yalnızca senin karar vereceğin sugötürmez.
Sin embargo, conservaste lo que pudiste de esta nueva arma terrible y le llevaste contigo de regreso a Tycho, guardándote esos secretos, sin duda, creyendo que cuando llegara el momento, como seguramente llegará, tú y solo tú,
Ne bedava yemek ne yakıt ne tamir ne de senin ve çalışanların için güvenli bir liman olur.
No más comida gratis, combustible o reparaciones, y ya no más puerto seguro para ti y tu gente.
"Halatı bağlamak için senin fikrine ihtiyacım yok." dedim.
Dijo : "Eso no es lo que he oído".
Bu kadar yolu, senin gibi biri için gelmedim.
No vine hasta aca para solo conseguir "alguien" como vos.
Sadece Budist keşiş olmasaydın hadi bir derece de senin için normal, iş gören bir insan demek bile neredeyse mümkün değil. Buraya girmeyi nasıl başardın?
¿ Cómo has llegado hasta aquí?
Janet insan hayatı yaşamak için oluşturulmadı. Ayrıca senin ona çok bir şey "sağlayabileceğinden" şüpheliyim.
Janet no está construida para la vida humana, y no estoy seguro de que seas capaz de proveer.
Tavsiye verir. Senin icin mucadele eder.
Pelea por lo que hay que pelear.
... sana tavsiye veren, rehberlik eden biri. Zor telefon gorusmelerini yapan. Senin icin mucadele eden.
Alguien que te aconseja, alguien que te guía, que hace las llamadas difíciles, pelea por lo que hace falta pelear.
simdi ayarladik, senin icin haziriz.
Ya lo solucionamos y estamos listos.
Senin icin fazla iyi.
Es demasiado buena para ti.
Babana daima senin icin en iyi olani yapacagima soz verdim.
Le prometí a tu padre que haría lo mejor para ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]