English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Aynaya bak

Aynaya bak tradutor Espanhol

581 parallel translation
Eve gidip aynaya bak.
Vaya a casa y mírese en el espejo.
Aynaya bak yeter.
Mírate en cualquier espejo.
Bunu söylerken aynaya bakıyordun.
Te mirabas en el espejo.
Eski bir resmime bakıp aynaya baktığımı hayal ediyorum.
- Miro las viejas fotos e imagino un espejo.
En iyisi bir aynaya bak sen.
O mejor aún, mírate en el espejo.
Aynaya bak ve gördüklerini bana aynen anlat.
Dímelo exactamente eso que ves.
Hiçbir şey hatırlamıyorum, sanki aynaya bakıyorum ve kendimi göremiyorum.
He perdido la memoria. Es como mirar a un espejo y ver sólo el espejo.
Hiç aynaya bakıyor musun?
¿ No se mira al espejo?
Git de bir aynaya bak. Sen ve senin gece kremlerin!
Además, tú no te has visto, con tu crema.
İlk kez bir aynaya bakıyordu.
Se estaba mirando por primera vez en un espejo.
Aynaya bak ve kendini gör.
Mírese en el espejo.
Sen aynaya bakıp, gerçeğin yansıtıldığını görüyorsun.
Usted se mira al espejo y ve la verdad reflejada.
Aynaya bak.
Mírate al espejo y lo entenderás.
Şimdi, yalnızca aynaya bakın.
Ahora, asegúrense de mirar sólo al espejo.
Her sabah aynaya bakıp,..
Todos los días me pregunto...
Şimdi, aynaya bak ve kendin gör.
Mírese en eI espejo.
Git, aynaya bak o zaman!
¡ Miraos en un espejo!
Peki bu aynaya bakınca görüp masaya bakınca görmeyişimi açıklar mı?
¿ Eso explica por qué puedo verlo en el espejo... pero no puedo verlo en la mesa?
Aynaya bakıp somurtuyor musun?
¿ Qué, de mal humor?
Elbette, aynaya bakıyorum.
Por supuesto, estoy mirando al espejo.
Kafasını serinleteceğine, aynaya bakıyor. Kendinden utanmalısın.
Mirándote al espejo en vez de meter la cabeza bajo el agua, desgraciado, que es lo que eres.
Aynaya bak.
¡ Mira el espejo!
Aynaya bak.
Mira al espejo...
Ama bugün her zamankinden daha garip. Sabahtan beri aynaya bakıp duruyor.
Ha estado todo el día mirando a ese espejo.
Aynaya bak Simon.
Mira en el espejo, Simon.
Aynaya bak.
Mira en el espejo.
Şimdi, aynaya bak lütfen.
Ahora, mire al espejo, por favor.
Aynaya bak, gördün mü?
Mírate en el espejo. ¿ Ves?
Aksi halde, aynaya bakıyorum ve...
Sinó, me miro en el espejo y...
Aynaya bak!
¡ Mírate al espejo!
Bu aynaya bakın, ve eski görüntüleriniz tekrar canlansın.
Mira en este espejo y ver a su imágenes anteriores vuelto a la vida.
İşini bitiririm demiştim sana adi sürtük... Aynaya bak, tam yolunacak piliç gibisin.
Te dije que la pagarías, pequeña puta mírate cómo un pollo de supermercado.
Oh evet, gençliğimi düşünüyorum... o zaman eski fotoğraflara bakar ve aynaya bakıp söylerdim.
Oh, sí, pienso en mi juventud... cuando veo fotografías antiguas, y Me digo que estoy mirando en el espejo
Aynaya bak. Sana Humphrey Bogart gibi mi görünmeye başladım?
Mira el espejo, ¿ Para ti, me parezco a Humphrey Bogart?
- Aynaya bak.
¡ Anda mira! ¡ Mírate al espejo!
Aynaya bakınca gözlerinizi mi kapatıyorsunuz?
¿ Cierras los ojos cuando te miras en el espejo?
Sonra tekrar gözlerimi açıyorum ve aynaya bakıyorum.
Físicamente también. Entonces los abro. Y miro al espejo.
Arada bir aynaya bakın.
Véase al espejo algún día.
Aynaya bak!
Mira.
Aynaya bak.
¡ Y el espejo!
Aynaya bir bak. Üzerinde hiçbir iz yok.
No te dejaron marcas.
Aynaya tekrar bak.
Mírate en el espejo de nuevo.
Nasıl oluyor da aynaya her bakışında kendinden geçiyorsun?
¿ Por qué entras en trance cada vez que te miras al espejo?
Biliyordum. Aynaya bir bakın.
Mírese en el espejo.
- Aynaya bak.
Bien, vinieron hasta aquí y ahora los maquillaremos.
Aynaya bak.
Ve al espejo.
Aynaya bir bak, Taffy.
mírate al espejo, Taffy.
Aynaya bak istersen.
Mira tu cara.
Aynaya her bakışımda moralim bozuluyor.
Me miro en el espejo y me desanimo.
Git te aynaya bak.
Si, si quieres saber por qué eres tan "solitario", solo tienes que mirarte en aquel espejo.
Morlukları gösterdiğinde ne diyebilirsin ki aynaya bir bakıyorsun, nereden geldiğini bilmediğin morluklar var.
¿ Qué puedes decir si él las señala... tú te miras al espejo y no sabes de dónde han salido?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]