Açın kapıyı tradutor Espanhol
4,065 parallel translation
Polis açın kapıyı.
Abran. Policía.
Açın kapıyı!
¡ Abran!
Açın kapıyı!
¡ Abre la puerta!
Çıkarın beni, açın kapıyı!
¡ Déjame salir! ¡ Abre la puerta!
Kızlar, açın kapıyı!
¡ Chicas, abrid la puerta!
Açın kapıyı!
¡ Abra!
- Kapıyı açın!
- ¡ Abre la puerta!
Kapı anahtarını temizlikçiden yürüttüm ve biri açılana kadar bütün kapıları denedim.
Solo tomé una tarjeta del carro del servicio de habitaciones y la probé con todas las puertas hasta que una se abrió.
Kapıyı açın!
¡ Abridme!
Şu dokunmaktan nefret ettiğin kirli kapıdan giriyoruz. Merdivenlerden çıkıyoruz ve evimizin kapısını açıyoruz.
Y luego subir a esa puerta sucia que odias tocar, y corriendo por las escaleras y el desbloqueo de la puerta a nuestro apartamento.
Hemen kapıyı açıp dışarı çıkın.
¡ Abran inmediatamente la puerta y salgan!
Kapıyı açın!
¡ Abra!
Kapıyı açın!
¡ Abran la puerta!
Açın şu kapıyı!
¡ Abran la maldita puerta!
Adam açık kapı ve pencereleri gözüne kestirip içeri giriyor ve arkasında imzasını bırakıyor.
El intruso busca puertas o ventanas abiertas, y deja una firma.
Kapıyı açın lütfen.
Abra la puerta.
Yarın Mobile'de biraz işimiz var. Biz de nasılsın diye bir bakalım dedik, kapıyı Lemon açınca yaşadığımız şoku hayal edebilirsin.
Bueno, tenemos cosas que hacer en Mobile mañana, así que nos hemos pasado a ver cómo estás, e imagina nuestra sorpresa cuando Lemon abrió la puerta.
Polis, kapıyı açın!
¡ Policía abran la puerta!
Kapıyı açın.
¡ Abre!
- Kapıyı açın.
- Abre la puerta.
Lütfen kapıyı açık bırakın.
Por favor.Deje asi abierto.
Bir gün, babamın çalışma saatinde abim benimle o şeyleri yapıyordu ve dış kapının açıldığını duydum. Babam ansızın eve gelmişti.
Un día, cuando mi padre tendría que estar trabajando, mi hermano estaba haciéndome cosas, y oí abrirse la puerta delantera y era mi padre, inesperadamente en casa.
Kapıyı açın dedim!
¡ He dicho que abráis la puerta!
Kızlar kapıyı açın!
¡ Chicas, abrid la puerta!
Kapıyı açın dedim!
¡ He dicho que abras la puerta!
Hangi kapıların açılıp kapandığını görebilirsin.
Puedes ver qué puertas se están abriendo y cerrando.
Yakında kapıyı açıp arzudan kaskatı kesilmiş yarağımızla Romalıların götünü ikiye ayıracağız.
Pronto saldremos por el portón, y partiremos los culos romanos con las pollas duras por el deseo.
- Kapıyı açmamız için emir verdi. Ben de açılmasını isterim!
Ha dado la orden de abrir el portón.
Bir numaralı kapıyı açın.
Abran la uno.
Sikik kapıyı açın.
¡ Abran la puta puerta!
Kapıyı açın ulan.
¡ Abran la puta puerta!
- Hemen kapıyı açın!
- Abran la puerta de inmediato.
Kapıyı açın!
¡ Abran! ¡ Asunto policial!
Ya kapıyı açın ya da biz zorla açacağız.
Abra la puerta o la tiraremos al suelo.
Asansör kapıları açıldı ve kadın usturayı elime tutuşturup gitti.
Las puertas se abrieron, y... me puso el cuchillo en la mano y se fue.
Kapıyı açın lütfen!
¡ Abra, por favor!
Ama kapı açılınca George Michael'ın fırsat penceresi kapandı.
- Pero se abrió la puerta... - ¿ Papá? ... y se cerró la ventana de oportunidades de George Michael.
Çabuk olun... kapıyı açın.
Rápido... Abre la puerta.
Lütfen.. Sadece kapıyı açın?
¿ Podría abrirme la puerta, por favor?
Üçlüye en yaklaştığımız an köpek pozisyonundayken yatak odasının kapısını açık bıraktığım andı.
Lo más cerca que estuvimos de un trío fue una vez que estábamos sentados, y dejé la puerta abierta.
Peki neden teras kapısını açık bırakmıyoruz, Woodhouse?
Y ¿ por qué no dejamos la puerta de la terraza abierta, Woodhouse?
Ya bu anne olmaya, bebeklere falan açılan bir kapıysa? Ya her şey otomatiğe bağlanırsa? Toptan yiyecek satın almalar, kupon biriktirmeler?
Es decir, ¿ y si esto es la puerta a los vaqueros de madre y a las babas de bebé y a las peleas por el mando a distancia y a los recortes de cupones y a la compra al por mayor?
- Açın şu kapıyı!
- ¡ Abre la puerta!
Kapıyı açın!
¡ Abre la puerta!
Açın şu kapıyı! Yayın esnasında kimseyi içeri almamamız...
Se supone que no debo dejar entrar a nadie mientras transmiti...
Bav Rosen bir dizi önemli davayı kaybettiği için savcı yardımcılığından atıldıktan ve adalet bakanlığı tarafından dışlandıktan sonra iş bulma umuduyla K Caddesi'nde ve Hill'de çalmadık kapı bırakmamış. Kapıların hiçbiri açılmayınca da kendi firmasını kurmaya çalışmış.
Después de perder su trabajo como fiscal y estando votado en contra por el departamento de justicia por una serie de fallos en personajes importantes, el Sr. Rosen tocó en todas las puertas de la calle K y "The Hill" buscando trabajo.
Ardından, kontrolleri oynattığınızda, kapılar açılıyor.
Y luego activa el interruptor y las puertas se abren.
Kapıyı açın lütfen.
Por favor, abra la puerta.
NYPD, kapıyı açın!
¡ Policía de Nueva York, abran!
Bunu söylemek çok acı ama o kapının ardındakilerle yüzleşmek çok korkunçtu. Ve kaderimi kabul etmek için cesaretim yoktu.
Duele decir que pasé allí fue terrible demasiado cerca... y yo no tenía el coraje para aceptar mi destino.
Kızlar kapıyı açık bırakmışsınız.
Las chicas dejaron la puerta abierta.