English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kapıyı

Kapıyı tradutor Espanhol

51,063 parallel translation
- Büyükanne kapıyı arkasından kapadı, gömleğinin düğmelerini açtı. "
- Oh, abuela. " cerró la puerta detrás de él y se desabrochó los botones de la camisa.
- Neden kapıyı kilitledin?
- ¿ Por qué trabas la puerta?
Kapıyı kilitlemedim! Yemin ederim.
¡ No trabé la puerta!
Kapıyı patlat adamım!
¡ Haz explotar la maldita puerta!
Kapıyı kapatırsın... hiçbir şey.
- Cierra la bo... nada.
Kapıyı aç.
Abre la puerta.
Lütfen aç kapıyı.
Por favor, abre la puerta.
Aç şu lanet kapıyı!
¡ Abre la maldita puerta!
Lütfen, Clare, aç kapıyı.
Por favor, Clare, abre la puerta.
Kendi dünyamız için bu kapıyı açıyorum.
Para nuestro mundo, habilito este portal.
Kapıyı neden açtın?
¿ Por qué abrió la puerta?
- Bahse girerim, kapıyı babası açacak.
Su padre abrirá la puerta. Apuesto.
Sadece kapıyı aç.
Sólo abre la puerta.
Kapıyı kilitle.
Cierra la puerta.
Kapıyı kilitle.
Cerraré la puerta.
Kapıyı kapat!
¡ Deja caer la puerta!
Kapıyı açın!
¡ Abran la puerta!
Agh! Kapıyı açın!
¡ Abran la puerta!
Aç kapıyı, içeride olduğunu biliyorum.
¡ Abre! Sé qué estás ahí.
Kapıyı açmadan binemem.
¡ Jason! - Tienes que abrir la puerta.
Kapıyı aç! Aç ulan şunu!
¡ Abre la puerta!
- Kapıyı bile çalmadık.
Ni siquiera tocamos.
Saheed bu sefer kapıyı çal.
Saheed... Esta vez, llama a la puerta.
Kapıyı açmamı istiyor.
Quiere que le abra la puerta.
Kapıyı aç!
¡ Solo abra la puerta!
Kapıyı aç da konuşalım.
Abra la puerta para que podamos hablar.
Açsana şu kapıyı.
Abra la maldita puerta.
Kapıyı açın!
- ¡ Abra la puerta!
Anne, kapıyı kapat!
Mamá, ¡ cierra la puerta!
Açın kapıyı çocuklar.
Abran la puerta.
Elliot şu lanet kapıyı aç yoksa polis çağıracağım.
Elliot, abre la puerta o llamo a la policía.
Kapıyı aç adamım, hadi.
- Abre la puerta, por favor.
Kapıyı arkanızdan kapatın.
Cierren la puerta.
Çocuk, kapıyı koru sen, tamam mı?
Chaval, vigila la puerta.
Ben de Colleen Wing, şu kapıyı bile tamir ettirecek parası olmayan, yani...
Y yo soy Colleen Wing, demasiado pobre para arreglar la puerta...
O toprak kâseyle Manastır Çocuğu'na kapıyı açan sensin.
Tú eres quien le abrió la puerta al chico monje con el tazón.
Şimdi anlaşmaya varırsak bir anda herkes kapıyı çalıp sadaka istemeye başlar.
Si llegamos a un acuerdo, todos vendrán a tocarnos la puerta buscando una dádiva.
Ve bu kapıdan.
Y por esta puerta.
Deli bir adam bir yıl yetecek kadar koli bandıyla kapına dayanabilir.
Un hombre descontrolado podría aparecer en tu casa con una dotación de un año de cinta de embalar.
Bu kapılardan uzaklaşırsan, cevabın hayır, anladın mı?
Te alejas de esta puerta, y tu respuesta es no, ¿ entendiste?
Ve sadece tek bir çelik kapı... Bizi sizden ayırıyor, bu yüzden... Teklifi son kez uzatacağım.
Y solo una puerta de acero... separándonos de ti, así que... voy a extender la oferta una última vez.
Bu şehirde, her otel, Her kapıcı, her sürücü, Ne yaptığınızı ve ne zaman yaptığınızı biliyorlar.
En esta ciudad, cada hotel, cada conserje y chófer, saben lo que estas haciendo y cuando lo estas haciendo.
Eğer biz Güç Koruyucuları isek ve bu gemi de bizimse kapıya doğru gittiğimizde kapı bizim için açılacak mı?
Si somos los Power Rangers y esta es nuestra nave... Si me voy por esa puerta... ahora mismo, ¿ se abrirá para mí?
Kapıya kadar gittin ve taksi çağırmak için tek bir harekette bile bulunmadın.
Y ha hecho todo el camino hasta la puerta y no ha pedido otro.
Faith, kapıda oyalanmayı bırak da içeri gel.
Faith, deja de deambular y pasa.
Bence çok alçak bir kapıdan geçmek üzereysen antenlerin bunu hissedecek ve kafanın kopmasını önleyecektir.
Digo... si estás por pasar un portal bajo... tus antenas lo sentirán, y te salvarán de ser decapitada.
Tamam. Ve eğer kafanın kapıda kopmasından başka bir şeyse ben kazanıyorum.
Y si son para otra cosa que no sea... evitar que seas decapitada por un portal, gano yo.
Kapıyı aç.
Abre.
Peki bu sayfalar buraya nasıl geldi sence? Tuvaletimizin bölme kapısının içine.
¿ Y cómo crees que llegaron aquí, a la puerta de nuestro baño?
Ona koşuyorum, kapıdan geçince elimi tutuyor.
Yo corría hacia él, y me tomaba de la mano apenas cruzaba la cerca.
Sen de tüm bunları Çinlinin biri kapına kutu bırakınca mı çözdün?
¿ Y descubriste todo esto porque un chino dejó una caja en tu puerta?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]