English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Beklemiyordum

Beklemiyordum tradutor Espanhol

3,846 parallel translation
Ben bunu beklemiyordum.
Eso no es lo que estaba esperando.
İtiraf edeyim, aramanı beklemiyordum.
Admito que no esperaba que llamaras.
Adımı karaladığın için özür dilemeye gelmeni beklemiyordum.
No espero que vengas a disculparte por difamar mi buen nombre.
Seni burada görmeyi beklemiyordum.
- No esperaba verte aquí.
Ben de burada olmayı beklemiyordum.
- Yo no esperaba estar aquí.
Seni burada görmeyi beklemiyordum.
No me esperaba verte aquí.
Böyle tepki vermenizi beklemiyordum.
Esta no era la reacción que esperaba.
- İşte bunu beklemiyordum.
- No me lo esperaba.
- Yarına kadar seni beklemiyordum.
- No pensé que volverías hasta mañana.
Seni bu kadar kısa sürede görmeyi beklemiyordum.
Bueno, no esperaba verte otra vez tan pronto.
O videoyu görmeyi hiç beklemiyordum.
Nunca pensé ver ese... video.
Kuvvetli şekilde bana çıkışacağını beklemiyordum!
No esperaba que se me encimara tratando de golpear me.
Bugün seni burada görmeyi beklemiyordum.
No espera verte aquí hoy.
Bürokrasi zorluklarını elbette beklemiyordum.
Lo que no esperábamos por supuesto, era el trámite burocrático.
Aramanı beklemiyordum hiç tatlım.
No esperaba saber otra vez de ti, cariño.
Tanrım, seni daha birkaç hafta beklemiyordum.
Dios, no te esperaba hasta dentro de un par de semanas.
Öyle mi dersin? İtiraf etmeliyim, bunu beklemiyordum.
¿ Sí? Tengo que admitir, que no esperaba eso.
- Bunu beklemiyordum.
No es lo que yo esperaba.
- İşte bunu beklemiyordum.
Bueno, eso estuvo fuera de lugar.
Her zaman bir eş ve ailem olsun istemiştim ama hepsini birden tek gecede bulmayı beklemiyordum.
Quiero decir, siempre quise un marido y una familia. Simplemente no esperaba conseguirlos de la noche a la mañana.
Seni görmeyi beklemiyordum.
No esperaba verte.
Şey, bunu hiç beklemiyordum.
Bueno, esto es inesperado.
Beni kız yurdundan tekrar aradığın zaman Ali'nin konuştuğu kişiyi bulduğunu söyleyeceksin sandım, beklemiyordum...
Cuando me llamaste desde esa fiesta de hermandad pensé que ibas a decirme que habías encontrado a la persona con la que Ali estaba hablando, no que- -
- Evet. Beklemiyordum.
Exacto.
Böyle olmasını beklemiyordum. - Geç bitmesini.
No sabía que iba a terminar tan... tarde.
Otobüse binmeyi beklemiyordum.
No esperaba estar en este autobús.
Bir şey de beklemiyordum zaten!
¡ Yo no esperaba nada en lo más mínimo!
Güney'li çocuğu hiç beklemiyordum. Hem gitar çalıp hem şarkı söyleyebiliyor. Hey.
No esperaba que esos chicos de Corea del Sur cantaran y tocaran la guitarra muy bien.
Burada bu kadar uzun süre kalmayı beklemiyordum.
No quiero quedarme más tiempo.
- Dürüst olmak gerekirse, bunu beklemiyordum.
Para ser sincero, no me lo esperaba.
- Hayır, kimseyi beklemiyordum.
No, nadie.
Ben beklemiyordum Hala ayakta görmek.
No esperaba... verte aún en pie.
Ama Carolina'dan gelmesini beklemiyordum.
Pero yo no me lo esperaba por parte de Carolina. - Qué... ¿ Qué pasa con él?
Bunu hiç beklemiyordum.
Esto fue totalmente inesperado.
Aslında seni beklemiyordum.
No eres quien Yo estaba esperando.
Yerli halktan zerre kadar yardım görmeyi beklemiyordum zaten.
tampoco esperé que la gente de aquí nos fuera de mucha ayuda.
Bu kadar erken kimseyi beklemiyordum.
No esperaba a nadie a esa hora.
Söylediklerinden sonra bu kadar çabuk görüşmemizi beklemiyordum.
No esperaba escuchar de ti tan pronto, después de lo que dijiste.
Bütün bunlara sahip olmayı hiç beklemiyordum.
Nunca esperé nada de esto.
Vampirin tekinin zihniyle oyun oynadığını tahmin ettim fakat böyle bir itiraf beklemiyordum.
Asumí que un vampiro se estaba metiendo en su cabeza aunque nunca esperé una confesión.
Efendim, sizin aramanızı beklemiyordum.
Señor. No esperaba...
Hepsinin bir gecede geri gelmesini beklemiyordum zaten.
No es que esperara que todo volviera a ser igual de la noche a la mañana.
Senin gelmeni beklemiyordum, bende seni bulma ihtimaline karşı hazırlık yapıyordum. Seni takip etmeden önce.
No esperaba que tú aparecieras sin más, así que pensé en montarlo por si te encontraba, por eso el, "rastrearte".
Seni beklemiyordum.
No te esperaba.
Seni beklemiyordum.
Esto es inesperado.
Seni bu kadar erken beklemiyordum.
No te esperaba tan pronto.
Bunu beklemiyordum.
No esperaba esto.
Bizi beklemiyordum.
No esperaba que hubiera un nosotros.
Ben mi efendim? Demek istediğim, onun kendi yaratıcısının beni böyle onurlandırmasını beklemiyordum. Ben...
¿ Yo, amo?
Bu gece geri dönmeni beklemiyordum.
No te esperaba de regreso esta noche.
Bu gece dönmeni beklemiyordum.
No esperaba que regresaras esta noche.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]