English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Benden

Benden tradutor Espanhol

84,894 parallel translation
Benden beş yaş büyük ve karizmasının zirvesinde.
Tiene cinco años más que yo, y está en su mejor racha.
Benden duymak istediğini biliyorum o yüzden söyleyeceğim.
Sé que necesitas oírlo de mi boca.
Kendini benden üstün görüyorsun ama değilsin.
Te crees que eres mejor que yo, pero no lo eres.
Bunu benden daha çok isteyen biri varsa o da sensin.
- Harriet. La única persona que lo quiere más eres tú.
Ama her şey benden sorulacak.
Pero yo me encargo de todo.
Ve bunu terapisiz, antidepresansız ve bazen Howard'ın benden çok güvendiği... sizin gibi insanlar olmadan yapamam.
Y no puedo hacerlo sin terapia, antidepresivos y gente cono usted, en los que Howard confió... a veces más de lo que confió en mí.
Ara sıra, yeni çocukların bazıları beni arıyorlar. benden eleman istiyorlar, Rusçası ve İngilizcesi akıcı olan ajan ve muhbirler.
Cada cierto tiempo, algunos de los nuevos me llaman pidiendo recomendaciones, agentes o confidentes que haya tenido y que hablaran fluido en ruso e inglés.
Ve benden başını gövdenden ayırmamı isterse bunu bir kez bile düşünmeden yaparım.
Y si ella me pide que te corte la cabeza, lo haré sin pensarlo dos veces.
Benden ne istiyorsun?
¿ Qué quieres de mí?
Ve Scottie, onu benden korumak için rızası dışında Dr. Whitehall'ı tutuyor olabilir ve onu buluşunun bir prototipini yapmaya zorlamıyordur, ama sanırım hepimiz öyle olmadığını biliyoruz.
Y Scottie podría estar reteniendo contra su voluntad al Dr. Whitehall para protegerlo de mí y no para obligarlo a construir un prototipo de su invento, pero creo que todos sabemos que no es así.
Yani benden parmağımı...
¿ Estás diciéndome que...?
Bu sabah, koridorda, gözlerini benden kaçırdın.
Esta mañana, en los pasillos, ni siquiera me mirabas a los ojos.
Bu haftaki benden daha iyisin.
Mejor que yo esta semana.
Benden, acıklı bir kaza planında ona yardım etmemi istedi. Böylece anne ve babam onun peşine düşmeyecekti.
Me pidió ayuda para escenificar un trágico accidente, así mamá y papá no irían detrás de él.
Benden yaşça büyük birine tutunmak istiyorsun ama.
También intento aferrarme a algo mucho más viejo que yo.
Benden gerçekten korkuyor musun?
¿ Tanto miedo te doy?
Benden daha fazla.
Más que yo.
Jason'ın ebeveynleri onu benden ayrılmaya zorladılar.
Los padres de Jason le forzaron a que rompiera conmigo.
Benden kaçamazsın Manfred.
No puedes escapar de mí, Manfred.
Benden nefret ediyordun.
Creí que me odiabas.
Benden daha ne istiyorsun?
No sé qué más quieres.
Nakidin hafta sonu ofiste durmasını istemiyorum. Şimdi Jeff gelmiş benden New York'a dönmeden Capitol Hill'i göstermemi istiyor. Bu parayı banka kapanmadan yatırmanı istiyorum senden.
No quiero que haya efectivo en la oficina durante el fin de semana, y ahora Jeff quiere que le enseñe la propiedad de Capitol Hill antes de volver a Nueva York, así que necesito que deposites tú este dinero
Belki de benden bıktın anne.
O puede que estés harta de mí, madre.
Annen ölmüş. Niye bunu benden sakladın?
¿ Por qué me lo ocultaste?
- Benden ne istiyorsunuz?
¿ Qué quieres de mí?
Arthur benden bir şey mi saklıyor?
Arthur se mantiene algo de mí?
Benden ne istiyor?
¿ Qué es lo que quiere conmigo?
Benden ne istiyorsun?
¿ Qué quieres conmigo?
Benden nefret ediyor
Ella me odia.
Şey, ben... benden hoşlanmandan hoşlanıyorum
Bueno, yo... me gusta que me gusta.
Ne istiyorsun benden, Ida?
¿ Qué quieres de mí, Ida?
Benden sakladığınız başka bir şey var mı?
¿ Hay alguna otra cosa que me hayáis estado ocultando?
Pekala evren,... umarım benden yanasındır.
Muy bien, universo, espero que estés de mi lado.
Eğer benden bir şey istiyorsan,
Si querías algo de mí,
Hiç kimse benden izin almadı.
- ¡ Bravo! ¡ Bien dicho!
Benden camını açmamı istedi.Sıkışmıştı
Se había atrancado. Así que solo abriste la ventana y seguiste tu camino.
Benden bu kadar.
He terminado.
Şu noktada benden başka koruduğun biri yok, beni bu işe bulaştıran da zaten sensin.
No está protegiendo a nadie en esto, excepto a mí, y eso es realmente una cuestión de circunstancia en que Ud. me puso.
Benden ne istiyorsunuz?
¿ Qué quiere?
- Benden ne istiyor o halde?
- ¿ Por qué a mí?
- Göremedim. Benden söylemesi, bu çocuğun durumu hiç de iyi değil.
Este chico... os digo que no lo lleva bien.
Buradan benden daha çok nefret ediyor.
Odia esto aun más que yo. Su inglés da pena.
Dertlenme konusunda benden çok daha iyi görünüyorsun.
Te ves mejor reflexionando que yo.
Benden başka kimle tartışacaksın?
¿ Qué mejor persona con la que discutirlo?
Size hizmet etmem için benden çare bulmamı istediniz.
Me pidió encontrar una cura para servirle.
Burada benden başka onlarla dövüşen yok.
Soy el único de aquí que ha luchado contra ellos.
Benden başka onları tanıyan yok.
Soy el único aquí que los conoce.
Casterly Kayası'na saldırarak seni şaşırtırım sanmıştım ama benden üç adım öndeydin.
Creí que te sorprendería atacando Roca Casterly pero estuviste tres pasos adelante mío.
Benden yaptığım şeyler için nefret etmiyordu ben olduğum için nefret ediyordu.
No me odiaba por algo que hice, me odiaba por lo que soy.
Benden iyi adamların başarılarını okumaktan sıkıldım.
Me cansé de leer los logros de mejores hombres.
Sen gerçekten benden bebek bakıcılığı yapmamı mı istiyorsun?
Mire, ¿ quiere de verdad que haga de niñera?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]