English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir bak bakalım

Bir bak bakalım tradutor Espanhol

773 parallel translation
Bir bak bakalım ne istiyormuş, Cora.
Intenta averiguar qué quiere, Cora.
Kim var kapıda bir bak bakalım Jessup!
Mira quién está en la puerta, Jessup.
Bir bak bakalım izler Danny Leggett ile uyuşacak mı, New York'lu gangster.
A ver si tienes las huellas de Danny Leggett, un gánster de Nueva York. Por favor, es una corazonada.
Burası Tokyo değil. Bir bak bakalım.
Aquí no estamos en Tokio.
Uyanık mı diye bir bak bakalım.
Vaya a ver si está despierto.
- Hey, Gus. - Ne var? Bu adam işimize yarar mı, bir bak bakalım.
Oye, Gus, mira a ver si este tipo nos puede resultar útil.
Git bir bak bakalım.
Entre Vd. ahí a ver lo que puede hacer.
Wilson, etrafa iyice bir bak bakalım.
Wilson, ¿ por qué no revisa bien el lugar?
- Yancy, dışarı bir bak bakalım.
- Yancy, echa un vistazo afuera.
Doktor iyi bir uyku çekmeni sağlayacak bir şey veremez mi, bir bak bakalım.
Vea si el médico le puede dar algo para que descanse esta noche.
Hey çenesi düşük, sen kuyuya bir bak bakalım içinde neler yapabilirsin?
Eh, charlatán, ¿ por qué no vas al pozo y miras si cabes dentro?
Git bir bak bakalım.
Voy a echar un vistazo.
Otopsi için izin verecekler mi bir bak bakalım.
Vea si puede convencerles para dejarnos hacer una autopsia.
Bir gün Bay Bolling beni bürosuna çağırdı ve şöyle dedi. "Sam, şu isime bir bak bakalım." Baktım ve çok güzel olmuş dedim.
Un día, el Sr. Bolling me llamó a su oficina y me dijo "Sam, mira estos nuevos membretes."
Önce bir bak bakalım.
Eche una mirada primero.
Hey ufaklık. Şuna bir bak bakalım.
Oye, preciosa, mira esto.
Bir bak bakalım.
Intenta adivinar.
Billy yarın bu iki yere bir bak bakalım.
Billy, quiero que mañana vayas a ver estos dos lugares.
Git bir bak bakalım, neden durmuşuz.
Ve a ver por qué paramos.
Bir bak bakalım, Scotty.
Compruébelo, Scotty.
Tamam Champ, bir bak bakalım.
Champ, mira eso.
Andrews, şu aşçı hakkında ne öğrenebiliyorsun bir bak bakalım.
Andrews, vea que puede averiguar de esa cocinera.
Git bir bak bakalım delirmiş mi.
Ve y fíjate si el tipo no está loco.
Donald, bak bakalım dışarıda bir adam görebilecek misin.
Donald, mira a ver si ves un hombre de pie al otro lado de la calle.
Kafamın içine girdiğinizde bir bakın bakalım içinde hiç mantık var mı?
Cuando se meta en mi cabeza, intente encontrar algo de sentido común.
Sen şiire bayılırsın. Şuna bir bak bakalım.
A ti te encanta la poesía.
- Bak bakalım Wally bir şey istiyor mu?
- Ve a ver si Wally te necesita.
Bir de bak bakalım Charleston adlı eski bir hırsızla ilgili ne bulabilirsin.
A ver si localiza a un viejo ladrón llamado Charleston. ¿ De acuerdo? Gracias.
Ben sözü geçirirken bak bakalım bu çılgın fikrine bir onay getirebiliyor musun.
Intente confirmar sus conjeturas mientras lo comunico.
Eşkâl benzerliği var mı diye şu fotoğrafa bir bak bakalım.
Fíijate si puedes identificarlo.
Ve Stella, bir tutam suni menekşe olacaktı kutuda, bak bakalım bulabilecek misin?
Y Stella, a ver si puedes encontrar un ramo de flores artificiales violetas en esa caja.
Bir tane aşağı birleştirme yerine bak bakalım yemekhanede çalışıyor mu.
Otro aquí en el cruce. Vea si llega al comedor.
Şehir Lisans Bürosuna gitmeni istiyorum... ve Henry Jarrod adında bir adam var mı yok mu bak bakalım.
Vete a la Oficina de Permisos de la Ciudad y comprueba si Henry Jarrod aparece en el registro.
Alec, git bir bak bakalım. Hans - -
Alec, levántate a ver.
Bak bakalım ecza dolabında bir şey var mı.
Vea si hay algo en el botiquín para él.
Kızlara bakmaktan başka bir şey yapamadığına göre... tamam, köle, hadi bak bakalım.
Cómo lo único que sabes hacer es mirar a las muchachas... adelante, esclavo, mira.
Bak bakalım arabanın radyosunda bir şey bulabilecek misin.
A ver si oyes algo en la radio.
Bana aldırma, rahatına bak. Beni uyandıracak küçük bir gösteriye hayır demem. Dur bakalım!
Vamos, yo miraré, eso me despertará.
Bak George söyle bakalım, keskin bir ağrı mı, hafif bir ağrı mı...
A ver, George, es un dolor puntual, apagado,
Kontrol et, etrafı yokla ve bak bakalım eksik bir şey var mı.
Toque las cosas a ver si falta algo.
- Bak bakalım bir şey olmuş mu?
- ¿ Tengo algo?
Bakın bakalım bir şey var mı.
A ver si puedes sacar algo de esto.
Norman, sen ve Earl bir bakın bakalım çoban görebilecekmisiniz.
Norman, tú y Earl fíjense si ven un pastor.
Kalan tüm hayatın boyunca beni tanıyan tüm adamlara bak bakalım senden daha iyi bir adam bulamadım mı!
Puedes dedicarte el resto de tu vida a contemplar a cualquier persona que me conoció y preguntarte si no encontré a cualquiera de ellos, mucho más hombre que a tí.
- Tanrım. Bak bakalım başka bir tane daha bulabilecek misin.
Echa un vistazo a tu alrededor y mira si puedes encontrar otra.
Bir bakın bakalım. Biliyorum.
Mire cómo son...
Bones, bak bakalım bitki örtüsü ve parazitinle ilgili bir şey bulacak mısın.
Bones, a ver si descubre algo sobre la vegetación y su parásito.
Bir bakın, bakalım orada mı?
Pues, mire si está ahí.
Bakın bakalım, oradan bir şey görebilecek misiniz?
Fíjense qué pueden ver desde arriba.
Bir bakın bakalım.
Bien, tóquelo.
Cuma günü bir hücum antrenmanı var, bak bakalım nasıl gidecek.
El viernes formaremos una línea de ataque, a ver si aguanta el contacto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]