Bu da tradutor Espanhol
185,177 parallel translation
Bu da hoşuma gider.
Sí, me encantaría.
Bu da neydi böyle?
¿ Qué hostias, tío?
- Bu da nereden çıktı?
- ¿ Por qué lo dices?
- Sadece yardım edebildiğimi sanmıyorum. - Bu da ne?
No, solo creo que no estoy ayudando. ¿ Qué es esto?
Bu da kontrol gücümüzün...
Ese es el interés mayoritario...
- Hayır. Bu da güzel olur tabii ama hayır.
Bueno, eso es genial también, pero, no.
- Bu da kim?
¿ Quién es esa?
Evet bu da tekniğin bir parçası.
Sí, pero eso es parte de nuestro método.
Dur. Bu da nesi?
Espera. ¿ Qué es eso?
Tamam, Happy Cabe'i dondurur bu da onun kalbini durdurur.
Vale, así que Happy congela a Cabe, lo que parará su corazón.
Bu suyu oksijen ve hidrojene ayıracak bu da sudaki sülfürle birleşerek hidrojen sülfür balonları oluşturacak.
Esto dividirá el agua en oxígeno e hidrógeno, que se combinará con el azufre del agua para hacer burbujas de sulfuro de hidrógeno.
Bu da ya yolda oldukları ya da onları yakalayamadığınız anlamına geliyor.
Lo que significa que están de camino o que no los habéis cogido.
Bu da nesi be?
¿ Qué demonios?
Ve bu da zaman alacak.
Y eso va a llevar un tiempo.
Bu da demek oluyor ki içeride çok sıra dışı bir şey var.
Lo que significa que hay algo muy poco normal dentro.
Olay küresel boyuta gelecek, bu da dünya ekonomisini çökertecek.
Se extenderá a nivel mundial, se desplomará la economía mundial.
Kireç taşına karışmış, bu da boruyu çevreleyen zemini zayıflatıyor.
Que se ha disuelto en la piedra caliza, debilitando el terreno de los alrededores de la tubería.
Bu şey git gide daha kötüleşecek ki bu da yeni bir sorunumuz var demek.
Esta cosa se va a volver progresivamente peor, lo que significa que tenemos un nuevo problema.
Ki bu da kötü bir şey çünkü San Fernando akiferinin üstündeyiz.
Lo que es malo, porque estamos sobre el acuífero de San Fernando.
Ve kimyasallar subatana dökülürse akifere kalıcı olarak bulaşır bu da Güney California'nın büyük kesimi için içme suyunu yok eder.
Y si las sustancias caen en el socavón, contaminarán el acuífero permanentemente, lo que eliminará el agua potable de franja del sur de California.
- Bu da neydi be?
- ¿ Qué demonios era eso?
Bu da son harç çuvalıydı.
Esa es la última bolsa de mortero.
- Evet. Bu da ekibim. Ajanlar Seger, Simmons ve Jarvis.
Y este es mi equipo, agentes Seger, Simmons y Jarvis.
- Evet, bu da neyin nesi?
- ¿ Qué sucede, doctor? - Sí.
Bu da her ortağın şirkete bu yıl 300 bin daha borçlanması demek.
Eso significa que todos los socios capitalistas deberán 300.000 más este año.
Barışı sağlayıp kendimizi korumak. Bizim yaptığımız da bu.
Conservar la paz y protegernos a nosotros mismos es lo que estamos haciendo.
- Bu da ne?
¿ Qué hostias?
Bu hanım da annesi.
Esta es su madre.
Hayatlarını yaşadılar ve bu sırada kızları dışarıda yağmur altında acı ve çaresizlik içinde yapayalnız dolaşıyordu.
Simplemente vivían sus vidas y todo el tiempo su hija estaba allí afuera caminando bajo la lluvia dolorida y sola.
Bu dönemde her an kovulabilirsiniz ki çoğunuz kovulacaksınız da.
Como nuevos asociados, os podemos despedir en cualquier momento y con muchos de vosotros lo haremos.
Bu, şirketin gerçek bir kar olmasa da karlı ve yasalmış gibi görünmesini sağlıyor.
Esto hacía a la operación parecer beneficiosa y legal incluso sin obtener beneficios. Mientras...
Kurt, eğer boşanmazsak senin hesaplarına da aynısı olacak. Benimkiler gibi. Bu parayla alakalı bir konu.
Sin el divorcio, Kurt, tus finanzas sufrirán el mismo... el mismo trato.
İşte tam da bu noktada siki tuttun Diane.
Te han jodido, Diane.
Bu adam da kim, uyuşturucu satıcısı mı?
¿ Qué es, un traficante de drogas?
Bu müvekkili kabul ettik ve parasını da aldık. Asıl amacımız da Lucca'yı savunmak olmalı, değil mi?
La cuestión es que aceptamos al cliente, tenemos su anticipo y el objetivo debería ser defender a Lucca, ¿ sí?
Online olup adama ya da kadına bu gece kesinti hakkında görüşmek istediğini söyle.
- Muy bien. ¿ Y se conectará a internet y le preguntará a él o a ella que se reúna para hablar del apagón esta noche?
Hazır tahmin modundayken bu ifade alımının sizi terk eden kadını geri elde etme denemesi olduğunu da tahmin etsenize.
Ya que está en modo suposición, ¡ ¿ diría también que todo su testimonio es un intento para recuperar a la mujer que lo dejó? !
Bu konuların böyle ortalıkta konuşulmasından da hoşlanmam ya neyse...
Bueno, es que no me gusta hacerlo en un sitio público, pero...
Bu, kovadaki havayı baştan aşağı doğru çekerek bir vakum oluşturacak ; bu vakum da altındaki suyun buharını çekerek yüksek hızlı, çok güçlü bir buharlaşma yaratacak.
Eso sacará el aire del cubo que está al revés, creando un vacío que llenará de vapor del agua de debajo de él, creando una evaporación rápida muy potente.
- Hayır ve bu motor çalışmazsa donmayacak da, kanaması durmayacak!
No, y sin el motor funcionando, él no llegará a congelarse ¡ y se desangrará!
Bu yılanı köşesinden çıkartmak için duyusal jiujitsu kullanacağım ve sonra da onu yakalayacağım.
Voy a usar jiujitsu sensorial para sacar a este reptil de su rincón, y entonces cazarle.
Sonra da aşağı sallayıp bu sahte keseli fareyi yılanın önüne sallayabileyim diye çoraptan bir iplik çıkartıyorum.
Entonces he atado una cuerda al calcetín así que puedo colgar esta rata falsa enfrente de la serpiente.
Bu işin daha da garipleşeceği aklıma gelmemişti.
No pensaba que esto pudiera volverse más raro.
Böylece arkadaşlarımız da bu demirden canavarın banknot bastığını sanacaklar.
Y todos nuestros amigos oirán que es esta bestia metálica produciendo billetes.
Bu bize duvarı delip, yardım bulmak ve onlar gelmeden geri dönmek için bir saat 59 dakika veriyor.
Eso nos da una hora y 59 minutos para conseguir atravesar la pared, conseguir ayuda y volver antes de que regresen.
Bu ara istasyon da nakit ödemenin kalbi.
Ese depósito federal es el corazón de la distribución de efectivo.
Ve başına da bu geliyor.
Y esto es lo que está pasando.
Bunun da en iyi yolu bu.
Esta es la mejor manera de hacer esto.
Projelerinden birine yardım etmeyi hiçbir zaman sevmedim dokuz yaşındayken de öyleydi, şimdi de kesinlikle öyle ama arkadaşlarımın tehlikede olmasını istemem ve şüphesiz Ralph'ın da yani paranı almana yardım edeceğim ama bu sefer patron benim.
Nunca me gustó ayudarte con una de tus estrategias, ni cuando tenía nueve años ni mucho menos ahora, pero no quiero que mis amigos estén en peligro y realmente no quiero que Ralph esté en peligro, así que te ayudaré a conseguir el dinero, pero esta vez, yo estoy al mando.
Yüzlerce metre uzakta olsalar da bu bölgeden su çekerek doygunluğu azaltıp bu çöküşü yavaşlatacak kadar güçlüdürler.
Incluso aquellos que están alejados cien metros son suficientemente fuertes para sacar el agua de este área reduciendo la saturación y realentizando el colapso.
Zengin olmaya ya da bu uğurda ölmeye.
Es por hacernos ricos o morir intentándolo.
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285