English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bunun yanı sıra

Bunun yanı sıra tradutor Espanhol

318 parallel translation
Bunun yanı sıra, çok çok güzelsin.
Además, es usted tan bonita.
Bunun yanı sıra başka bir arazide de mısır yetiştirebileceği sözünü vermişsin.
Y que él iba a permitirle plantar maíz en otro terreno.
Atlı arabasını 8 ay kullandığın için 90 dolar bunun yanı sıra 100 dolar da nakit para borcun varmış.
Y usted a él 90 $ por el uso de carreta y caballerías durante ocho meses, además de 100 $ en efectivo por un préstamo.
Keşke bunun yanı sıra, bir açıklamam da olsaydı, ama maalesef yok.
Desearía tener una explicación, por tu bien además de por el mío... ... pero desgraciadamente, no la tengo.
Pek çok sorun yaşamışsın diye duydum bunun yanı sıra.
Estás teniendo bastantes problemas, por lo que sé. Aparte de esto.
# Neredeyse hiç okula gitmemiş ve bunun yanı sıra çok az arkadaş edinmiş.
Nunca aprendió mucho en la escuela e hizo muy pocos amigos en el camino.
Bunun yanı sıra, 15 cm. kar olacak bu gece. Yarın dolu olacağız.
Ademas, esta noche caeran quince centimetros de nieve.
Bunun yanı sıra, mahkemeden, tanık ifadelerinin.... öncelikli olduğunu göz önünde bulundurarak daha önce talep ettiğimiz... tanıkların da buraya çıkmasına izin verilmesini talep ediyoruz.
Es más, propongo al Tribunal que reconsidere sus resoluciones anteriores sobre los testigos de la defensa y me permita llamar a los testigos que había solicitado previamente.
Bunun yanı sıra, senin yetiştirdiğin adamlardan biri olduğu da hesaba... katılırsa, 600 yen gayet adil bir para.
Además, yo me gradué en una de sus universidades. Creo que 600 es un precio justo.
Bunun yanı sıra olağanüstü beynimde damıttığım birkaç reklâm gösterisi fikrimi söylemem gerekiyor.
Y además, me siento obligado a transmitirte un par de ideas publicitarias geniales destiladas por mi fértil cerebro. En otro momento.
Bunun yanı sıra, kaçakları barındırmaya karşı kanun var.
Además, la ley prohíbe dar refugio a los desertores. Tú no eres un desertor.
Bunun yanı sıra, Seryozha ve benim hayatımı kurtardı.
Además, Sergio y yo estamos vivos gracias a él.
Bunun yanı sıra, kızları tanımak için bir şans vermiş olacağım.
Además, tendrás oportunidad de conocer a las chicas.
Sonunda gerçeği söylemek zorunda kalacaksın. Bunun yanı sıra gerçek için karar ver.
Al final vas a tener que decir la verdad, así que es mejor que te decidas.
Bunun yanı sıra, 5 ryo depozitomu kabul ettin.
Y además aceptaste mi depósito de cinco ryo.
Bunun yanı sıra müşterilerine başka hizmetler de sunuyor.
Además, ofrecía otros servicios a sus clientes.
İtalya'dan Fransaya, İngiltere'den Polonya'ya kadar herkesçe kabul edilmesi, virtüözitelerinin takdir edilmesi ve bunun yanı sıra çabalarının karşılığı olarak yüksek maaşlar almaları, her halükarda harikadır.
para los que se ha compuesto, que la han estudiado bien hasta conocerla casi de memoria, y que además, es preciso anotarlo, tocan con buenos salarios, con los que se recompensan ricamente sus sacrificios y cuidados.
Bunun yanı sıra, çift genç olduğunda aralarındaki bağ daha da güçlenir.
Además, cuando la pareja es joven su vínculo es incluso más fuerte.
Bunun yanı sıra başka saçmalıklar da var.
Y también hay otras cosas que hacer.
Bunun yanı sıra cenaze nakil belgesine de ihtiyacımız var.
También necesitamos un pasaporte mortuorio... pero esto lo emiten las autoridades de Nápoles.
Bunun yanı sıra, babanızın çarpıp devirdiği, "keskin viraj" tabelasının parasını da ödemeniz gerek.
Debe pagar por el cartel del camino... que derrumbó, el de "curva peligrosa". Páguelo.
Bunun yanı sıra bizde görevlerimizi yapıyoruz.
Además, para eso nos la has mandado.
Bunun yanı sıra, çalışmaya ihtiyacım var Bob. Kafamı dağıtmamı sağlıyor.
Además necesito trabajar para no pensar en otras cosas.
Bunun yanı sıra, sanırım son bebeğimizi kaybettiğimizi biliyorsun.
Además, perdimos nuestro último hijo.
Bunun yanı sıra, o bir sağlık düşkünüdür.
Además, es un fanático de la salud.
# Bunun yanı sıra...
Aunque me doy cuenta como tú
Bunun yanı sıra, içlerinde entrikacı Saneeda Sanjo ve Ayamaro Karasumaru'nun da bulunduğu... i... hükümetin devrileceğini umdular.
Además, los cortesanos esperaban que el gobierno se arruinase. Saneeda Sanjo era uno.
Bunun yanı sıra, bütün bir aileyi katleden bir cani de çünkü o odadan çıktığı zaman bizi, kafamızın karıştığı ve korktuğumuz bu rüyalar âlemine çekerek ruhen bizi öldürdü çünkü ondan biraz önce, ölmek üzere olan birisini görmüştük ve şimdi karşımızda, aslında mükemmel durumda olduğunu söyleyen bir uzman vardı.
Y que es además una especie de carnicero... que comete un crimen familiar, porque sale de la habitación y nos asesina psíquicamente... al llevarnos a un mundo de fantasía... que nos confunde y nos asusta. Porque veíamos a alguien que parecía un muerto... y viene el especialista y dice que todo marcha bien.
- Bunun yanı sıra davet edilmedim.
- además, no estoy invitado.
Bunun yanı sıra, biraz fazla bağımsız gibiler.
Además. parecen un poco demasiado independientes.
Bunun yanı sıra Barclay'in eğitimi de vardı, zaten terfi için o aday gösterilmişti.
Además, Barclay había tenido una educación, ya estaba señalado para llevar la espada.
Bunun yanı sıra, senin binbaşı, bana kesinlikle daha yakışıklı ve eşit rütbeli bir subay bulacağına söz verdi.
Además, tu Mayor prometió encontrame... un oficial hermano del mismo rango, y mucho más atractivo.
Bunun yanısıra, sen geç saatlere kadar kalamazsın.
Además, estarías levantada hasta muy tarde.
Kocam bunun yanısıra normal bir erkek, ama daha genç olduğuna dair bir hayale kapılmış.
Mi esposo es un hombre perfectamente normal en otros aspectos, Pero él tiene la misma ilusión que cuando era joven
Bunun yanısıra, Neden bahsettiğini bile bilmiyorum
Además, ni siquiera sé de que habla.
Bunun yanısıra, sana ihtiyacım var.
Además te necesito.
Bunun yanısıra, ben bir vatanseverim..
Además, soy un patriota.
Bunun yanısıra bir kızılderili savaşı, bugünlerde katliiam anlamına gelir, Sanırım bunu istemezsiniz.. - Elbette istemem.
Además, una guerra india sería una masacre e imagino que no la desea.
Bunun yanısıra, çocukların sorumluluğunuda almalısın.
Tú debes quedarte a cuidar a los niños.
"Kearney Kalesi için takviye güçlerin gereksiz olduğunu düşünüyoruz." "Bunun yanısıra istediğiniz bazı malzemeleri sevk ettik."
Creo que los refuerzos de que habla son jnnecesarjos, pero les mandaremos las provjsjones que pjde.
Bunun yanısıra geceleyin ancak 20 mil gidebilirim
Cuando llegue la noche habre recorrjdo unos 30 km.
Tünaydın, May. Ve bunun yanısıra başka şeyler.
- Buenas tardes, Marguerite.
- Anlamıyor musun? - Bunun yanısıra o da mı gelecek?
- ¿ Ella irá?
Bunun yanısıra, burada olmayan miktarlarda var.
Además, tengo algo mas grande en mente.
Bunun yanısıra saldırı boyunca tüm ön hattımıza destek sağlayacak olan ve bize katılan İtalyan Topçularına içelim.
Pero brindemos también por la artillería italiana, que permitirá a mi gloriosa división atacar en todo el frente.
Bunun önemi yok, yanı sıra ne istediğimi biliyorsunuzdur diye düşünüyorum, Bayan Wardh.
No es muy importante quien sea yo. Lo importante es lo que yo sé, Sra. Wardh.
- Evet, ama bunun yanısıra ne iş yaparsın?
- Digo a que te dedicas en la vida real
Bunun yanısıra herkesi düşman olarak görme Megolomani
De ahí la manía persecutoria, la megalomanía.
Bunun yanısıra, ben her zaman eğlence parkları için belli bir sapkın istek duymuşumdur.
Además, siempre me han atraído los parques de atracciones.
Bunun yanısıra, ben evli sayılırım.
Además, aunque sea un poco, pero estoy casado.
Bunun yanısıra, sizin Goncharov biz dahiydi.
Además, la genialidad del Goncharov de usted se puede poner en duda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]