English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ D ] / Dedim ki

Dedim ki tradutor Espanhol

6,315 parallel translation
Ben de dedim ki "Hey bu kasabadaysam, yemek yerim bebeğim!"
Y le dije, "¡ Si estoy en la ciudad, estoy almorzando, bebé!"
- O yüzden ben de ona dedim ki...
- así que le dije que estábamos...
Ben de dedim ki...
Así que, dije :
Çok mesgul durumda ben de dedim ki patrondan isteyebilirim.
Está muy ocupado... así que pensé en preguntarle al jefe.
Ben de dedim ki "Sana havlu değil el bezi lazım."
Y dije : "No necesitas una toalla, sino una toallita".
- Dedim ki'bedava wi-fi var burada'.
- Dije que tenemos WiFi gratis.
Dedim ki "kimse bana inanmaz".
Pensé : "Nadie va a creerme."
Dedim ki, "Ne o, Minnesota yeteri kadar soğuk değil mi?"
Dije : "¿ Qué, Minnesota no es lo suficientemente fría para ti?"
- Dedim ki, "İnsan gözünün, renkler içinde en çok yeşili tonlarını ayırt edebildiğini biliyor muydun?"
Dije : "¿ Sabías que el ojo humano puede ver más tonos de verde que de cualquier otro color?"
- Dedim ki, "Şu an toplantıdayım."
Dije : "Estoy en una reunión".
- Dedim ki, ben taksi şoförü -
Dije que no soy un servicio de taxi.
Ona dedim ki : "Frank, sen bir kahramansın".
Se lo dije en la cara : "Frank, eres un héroe".
Niye böyle dedim ki?
¿ Por qué digo esto?
Mark, o kiliseden çıkmanızın imkansız olduğunu düşünüyordu ama ona dedim ki, " İnançlı ol.
Mark pensó que no había forma de que salieran de esa iglesia, pero le dije " debes tener fe.
Evsiz Paçavra Palyaço Dedim ki "Oh evet onunla beraber olmalıyım."
Rags el Payaso Sin Hogar, estaba en plan : "Oh, sí, me acostaré con él".
Lester'ı gecenin bir saatinde kaldırıp dedim ki, "Bir gün daha kalmamız şart mı?"
Desperté a Lester en la mitad de la noche y le dije, ¿ debemos quedarnos otro día?
Birden dedim ki, "Bu koku ne böyle?"
De repente fue como "¿ a qué huele?".
Dedim ki " Dur.
Le dije " Basta.
Dedim ki "Ste-Héléne'den gitme."
Te dije : "No tomes por Sainte-Hélène".
Sokağın karşısındaki Barbara'ya dedim ki...
Así que le decía a Barbara al otro lado de la calle :
- Dedim ki...
¿ Qué... dijo...
Fakat ben de ona dedim ki... "Bay Carson, benim işim fena değil."
Pero yo digo "Sr. Carson lo estoy haciendo muy bien".
Friedman'a dedim ki "Alarma bastın." Hayır basmadım dedi.
Yo le decía Friedman. Conectó la alarma. Él dijo : "No, no lo hice."
Ben de dedim ki ; "Pizano'dan büyük boy pizzasına iddiaya girerim ki bastın."
Le dije : "Te apuesto un plato hondo de Pizano que hiciste."
Dedim ki "Henry bugün gelmeyecek, kayıp."
Y dije, "Henry no va a ir hoy, está desaparecido".
Ben de dedim ki, "Bu vücut sence içinden çoçuk çıkarmış gibi mi görünüyor, sürtük?"
Y yo digo, "¿ Te parece que este cuerpo ha tenido un hijo, perra?".
Sonra ben de dedim ki " Bütün suzafonları taşımanız gerektiği beni ilgilendirmiyor.
Así que le dije al tipo, no me importa si tienes que mover todas las tubas.
Dedim ki, numaranızı bir kartın arkasında buldum ve bu kart nedeniyle, onu tanıyabileceğinizi ve böylece onu evine götürebileceğimi umuyorum.
Decía, que encontré su número en la parte de atrás de una carta y gracias a esa carta, espero que usted la conozca así puedo regresarla a su hogar.
Ona dedim ki, cezan bitti artık.
Le dije " cumpliste tu pena.
Muhtemelen polise gidersin dedim ki gitmişsin...
Probablemente irías a la policía con ello, lo que hiciste....
Ben de dedim ki, bunları Halifax'e götürünce Twiggy ve Shafiq de soruşturmaya girsin.
Les dije quiero que Twiggy y Shafiq estén en el interrogatorio... una vez lleguen de Hallifax. Bien, no hay problema.
Ve kendime dedim ki, "Kahretsin," ormanın içine gidip çoktan ölmeliydin, adamım.
Y me digo, " Joder, deberías ir cojeando al bosque y morirte ya, tío.
Sonra da dedim ki : " Ama Maggie buradaki en iyi altıncı çalışandır.
Y al final dije : " Pero Maggie Jordan es la sexta mejor que tenemos.
Kendi kendime dedim ki, benim öldüğümü sanırsa hayatına devam eder.
Supuse que si creía que había muerto, lograría pasar página con su vida.
Hem o kadar kötü ne dedim ki sanki?
¡ ¿ Y que dijera eso es tan terrible?
Ve ona dedim ki "Umurumda değil Charlie bir dahi."
Y yo le dije "No me importa. Charlie es un genio."
Sonra kendime dedim ki, "Şu an Kore'de olmalıyım."
Entonces fue cuando pensé "Ahora ya debo estar en Corea".
Dedim ki "Ken, değişiklik istiyorsan vadiye taşın."
Le dije, "Ken, si quieres un cambio, múdate en el valle".
Dedim ki şaşırdım çok bir kız bulamamana.
Dije que no lo creo, que no puedes encontrar una chica.
Ne eksikti bilmiyorum ama bittiğinde dedim ki kendi kendime :
No sé qué, pero cuando todo había terminado me dije a mí misma :
Sonra ona dedim ki " Ben erkeğimi kahvemi sevdiğim gibi severim :
Así que, le dije, " me gustan mis hombres...
Ben de şöyle dedim : "Borular bize ait değil ki."
Entonces dije, "No nos pertenecen".
Kalabilir miyim diye sorduğunda, ben de tabii ki dedim.
Cuando me pidió quedarse, le dije que sí.
Bir bilgisayarın kız siparişinde bulunmama yardımı olacaksa neden olmasın ki dedim.
Pero si va a un equipo que me ayude custom - construir uno, por qué no decirlo?
- Ne dedim ki?
¿ Qué he dicho?
- Sana dedim ki -
- Pensaba que te lo dije...
Dedim ki :
Eh, quería decir...
Hayatıma bir baktım ve neden olmasın ki dedim.
Miré mi vida y me pregunté, ¿ por qué no?
- Evet. 287,000 izleyicisi olan bir program yapıp daha az para kazanmak varken neden 1,1 milyon izleyicisi olan bir program yapayım ki dedim?
Me pregunté porqué hacer una transmisión de 1.1 millones de televidentes si puedo hacer una para 287.000 y ganar menos dinero al mismo tiempo
Neden Alan yenisini alsın ki dedim ve hala bunu takıyorum.
Pero aún lo tengo. ¿ Por qué hacer que Alan compre otro?
Sonra belli ki fikirleri tükenmiş dedim.
Y pensé " bueno, es oficial, se les han acabado las ideas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]