Devam tradutor Espanhol
133,210 parallel translation
Devam et.
Vaya.
Devam et.
Sigue.
Tartışmaya devam ettik, sonra da... Yüzüme iyice yaklaşıp bana bir şeyler zırvaladı.
Seguimos discutiendo y entonces se me acercó mucho a la cara y me dijo tonterías.
Chelsea'yi aramaya devam et sen.
Sigue llamando a Chelsea.
Sen onu aramaya devam et, tamam mı?
Sigue llamándola, ¿ sí?
- Koluna bastırmaya devam et.
- Mantén la presión del brazo.
Sadece kendine söylemeye devam et.
Sigue repitiéndotelo.
Hey, Margo, motoru çalıştırmaya devam et.
Margo, mantén el motor en marcha.
Amerika ve Sovyetler nükleer stok yapmaya devam edecek.
Los Estados Unidos y los soviéticos continuarán aumentando su reserva nuclear.
Yola devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir caminando.
Savaşmaya devam etmek zorundasın.
Solo tienes que seguir luchando.
Kabullenmenin zor olduğunu biliyorum. Ama insan ırkının devamı için, bu liste, çocuk doğurabilecek... genç kadınlara... ağırlık verilerek yapıldı.
Sé que es difícil aceptarlo, pero para garantizar la supervivencia de la raza humana, la lista tiene que favorecer a las mujeres jóvenes que puedan tener hijos.
Biliyor musun, arılar ölürse,.... insanlık ancak 4 yıl daha devam edebililir.
¿ Sabías que si mueren las abejas, a la humanidad solo le quedarían cuatro años?
Her ne yapıyorsan yapmaya devam et.
Sigue con lo que estás haciendo.
Korkarım Bunu yapmaya devam edersen durumun dahada kötüye gidecek.
Me temo que si sigues forzándote de esta manera, solo va a empeorar.
Elimizde gecenin devamında topluca taksiye binme görüntüleri var.
Tenemos el vídeo de todos cogiendo taxis más tarde esa noche.
Ayrılık muhtemelen bir tür algı bozukluğunu tetikledi ve yüzünü mahvettikleri halde ameliyat olmaya devam etti.
La ruptura probablemente provocó algún tipo de dismorfia corporal y continuó sometiéndose a operaciones a pesar de que estaban destruyendo su cara.
Adalet sistemimiz yeni Jim Crow yasaları üretmeye devam ediyor.
Nuestro sistema de justicia penal propaga un nuevo Jim Crow.
Ama bunu o kadar büyüttü ki ben de çalmaya devam ettim.
Pero hizo una montaña de un grano de arena, así que seguí robándole su comida.
Alarmdan sonra 10-15 dakika daha konuşmaya devam ettik.
Seguimos hablando 10 o 15 minutos tras la alarma.
- Etrafta böyle şeyler anlatmaya devam ederse ona inanan biri çıkabilir.
¿ Qué? Si sigue andando por ahí contando historias como esa, alguien podría creerle.
Bu kasabayı seviyoruz. Hayat tarzımızı seviyoruz ve bunu devam ettirmek istiyoruz. Bu konuda sana yardımcı olabilirim.
Amo esta ciudad, nuestra forma de vida, quiero ver que continúe, puedo ayudarte con eso.
Kan basıncı düşmeye devam ediyor.
La presión sanguínea sigue cayendo.
Kanamanın olduğu yeri bulana dek de düşmeye devam edecek.
Seguirá cayendo hasta que encontremos el sangrado.
O psikiyatri koğuşundaki her gece uyumayıp, Amber'ın hayatına bensiz nasıl devam edeceğini düşünürken şu olana bak.
Cada noche en esa ala psiquiátrica, cuando no dormía pensando en... cómo Amber se las arreglaría sin mí en su vida, pero ahora...
Şimdi beklemeye devam mı edeceğiz yani?
Así que... ¿ vamos a volver a esperar?
Bu felaket olurdu ama hayatına devam etmeni isterdi.
Sería terrible, pero él querría que rehicieras tu vida.
- Devam et.
Haz lo tuyo.
Devam et.
Muévete.
Devam edin.
Siga, padre.
- Gitmeliyiz. Devam et.
Adelante.
Ama artık beni bilgilendir ve ikimiz de günün kalanına devam edelim.
Pero en este punto, suéltamelo, y deja que ambos sigamos con nuestro día.
Yine de devam etmeliyiz.
Pero seguiremos presionando.
Federal bir çalışanı takip etmek E sınıfı bir suçtur. Yani eğer devam etmemi istiyorsanız, daha yüksek ücret almak zorundayım.
Vigilar a un empleado federal es un delito clase E, así que si quiere que siga, voy a tener que cobrarle una tarifa más alta.
Bir şekilde birbirlerini daha iyi geliştirdiklerini anlasalar da bir arada devam etmek için bir yol bulamadılar.
De alguna modo, aunque ambos debían saber que el otro lo mejoraba, no pudieron encontrar la forma de seguir juntos.
- Kendi başına yoluna devam etti.
Siguieron juntos.
Gerçek bir partner bulup, onunla nasıl devam edeceğini insan merak ediyor.
Te hace preguntarte cómo puedes encontrar un verdadero compañero y conservarlo.
Eğer işler kötüye giderse kendi başıma devam edebileceğimden emin değildim.
Si las cosas se complicaban, no estaba segura de poder seguir adelante.
Bu bana devam etmem için gereken bahaneyi verebilir.
Bueno, eso puede darme la cobertura que necesito para terminar.
Boyd'un peşinden gitmeye devam etmelisin.
Tendrás que seguir yendo tras de Boyd.
Böyle devam et.
Sigue así.
Hayır, devam edelim.
No. Continuemos.
Devam edelim.
Sigamos adelante.
- Tabii ki de devam edeceğiz.
Ciertamente lo haremos, carajo.
Bence böyle devam etmemiz en iyisi.
Creo que es mejor así.
Ama güvenli olduğundan emin olana dek vicdanım rahat olarak oylamanın devam etmesine izin veremem.
Pero, a conciencia, no puedo permitir que continúe la votación hasta poder garantizar su seguridad.
Seçim devam edemez.
La votación no puede reanudarse.
Devam eden terörizm tehditleri ve Tennessee'den gelen rahatsız edici haber nedeniyle birçok oy kullanma noktamızı kapatmak zorunda kaldım.
Por el miedo a la amenaza terrorista y las noticias inquietantes que llegan desde Tennessee me vi obligado a cerrar varios centros de votación.
Bu şekilde devam edeceğiz.
Nos vamos a comprometer con esta jugada.
- Devam edeceğiz.
- Seguir.
Hayır, yardım teklif etmeye devam et.
No, sigue ofreciéndole ayuda.
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edemiyorum 17
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam etmelisin 17
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edemiyorum 17
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam etmelisin 17