Diyecektim ki tradutor Espanhol
270 parallel translation
Sana diyecektim ki...
Voy a decirle que...
Tam da diyecektim ki o kıza arkadaşını gördüğümü söyledim.
Les he dicho que he visto a su amiga.
Diyecektim ki, uğradığınıza sevindim.
Decía que me alegro de que hayáis venido.
Diyecektim ki... Bir isteğin var mı? Göndermemi istediğin bir şey?
Iba a decirle si necesita Vd. algo.
Diyecektim ki- - Bana tapıyorsunuz. Evet, bunu da biliyorum.
... iba a deciros... ya lo sé.
Ben sadece, diyecektim ki... Sanırım gitmem gerekiyor.
Justamente iba a decir... que debería marcharme.
Yani diyecektim ki, çok güzelleşmişsin.
Sólo quería decir que, bueno, que ha mejorado con los años.
Özetle ; buraya aslında senin için bir konuşma yapmaya geldim. Sana diyecektim ki ; kendini kandırma, gözlerini açıp gerçeklerle yüzleş ve onun hayatındaki en önemli şey olacağını sanma.
En fin,... yo sólo quería hablarte para advertirte, que no te ilusionaras, que tuvieras cuidado, que te prepararas para estar sola, y no creer que serás lo único en su vida.
Diyecektim ki...
Quería decirte...
- Pekâlâ, sadece sana diyecektim ki...
- Sólo iba a decir que...
Tam da daha kötüsü olamaz diyecektim ki.. Oldu.
Iba a decir que las cosas no podían ir peor, pero de repente así es.
Sana diyecektim ki...
- Marinette, si te lo digo...
Ben diyecektim ki... Bay Quill'in ondan hoşlanmadığım hissine kapılarak kırılmasını istemedim.
Lo que iba a decir es que... no quería ofender al Sr. Quill haciéndole creer que no me caía bien.
Clay, Sana diyecektim ki...
Clay, me preguntaba si...
Yalnızca diyecektim ki...
Precisamente, iba a decirle...
Diyecektim ki, umarım gitmeme birşey demezsin.
Iba a decirle que espero que no le importe que me vaya.
Diyecektim ki....
Iba a decir...
Ona iyi akşamlar, diyecektim ki,
Le miré y le dije : "Buenas tar..."
Ben... Ben diyecektim ki... belki de bütün bunlar... sana yardım edemediğim bir şey nedeniyle idi...
Yo iba a decir que quizá era algo con lo que no podía ayudarte.
Az kalsın "Ama aramızda hiçbir şey geçmedi." diyecektim ki birden Françoise'nın hakkımda öğreneceği şeylerden hiç korkmadığını fark ettim. Ama benim onun hakkında öğreneceğim bir şey işte o an aklım dank etti.
Iba a decir que no ocurrió nada, cuando de pronto comprendí que estaba turbada, no por lo que averiguaba sobre mí, sino por lo que adivinaba que yo averiguaba sobre ella y que descubría en ese momento y sólo en ese momento.
- Diyecektim ki... - Evet?
- Lo que quiero decirle es...
Hayır, diyecektim ki : "Neden ara sıra Mantovani çalmıyorsunuz?"
Iba a decir : "¿ Por qué no pone algo de Mantovani un día de estos?"
Hayır, sadece diyecektim ki, ah... gazeteye göre, dün gece Londra'da biraz serpiştirmiş.
Sólo le iba a decir que el periódico dice que anoche chispeó aquí en Londres.
Ama aslında sayın bayanlar ve kurtçuklar diyecektim ki şu veba gerçekten kıyak birşey ne dersiniz?
Bueno, damas y caballos, quiero decir que... esa plaga es algo serio, ¿ verdad?
Şef, diyecektim ki...
Alguacil, yo quería...
Ama şef, diyecektim ki...
Pero, Alguacil, yo quería...
N'olur ki? Yani diyecektim ki ;
Si me dejabas ir contigo.
Anladım, ama ben doktorla ilgili diyecektim ki...
Sólo quería preguntarle...
- Sonra diyecektim ki...
- Entonces me iba a decir...
Pardon, diyecektim ki...
Disculpa, me ibas a decir...
Diyecektim ki evde tam anlamıyla mutlu değildi.
Estaba por decir que... no era totalmente feliz en su casa.
Diyecektim ki bu arabayı idare etmek gerçekten zormuş.
Sólo quería decirte que Que esto es realmente una gran cantidad de auto para manejar.
Şunu diyecektim ki onu telefona bağlamamamın sebebi ismini vermek istemiyor olması.
Lo que quería decirle es que no le pasé la llamada porque no quería darme su nombre.
Yani, ne diyecektim ki?
Quiero decir, ¿ qué le iba a decir?
Ben diyecektim ki...
Sólo quería decirte...
Ben diyecektim ki...
Quería desearte...
- Peter, diyecektim ki...
- Peter, iba a coger...
"Siz bizi aramayın, biz sizi ararız" diyecektim ki bir şey duydum.
Justo cuando iba a decir. "lo llamaremos". escuché- -
Sana diyecektim ki...
Iba a decirte...
Bu gece buraya gelmemin sebebi... Diyecektim ki...
La razón por la que vine aquí esta noche es porque queria decirte...
Diyecektim ki Noel'den beri... benden uzaklaşmış gibiydin.
sólo quería decir que desde navidad has estado un poco distraída.
Her neyse, dinle, diyecektim ki... apartman yöneticisiyle aram iyi... yani herhangi bir şeye ihtiyacın olursa... beni aramaktan çekinme.
Escucha, te llamaba para hacerte saber que si tu... necesitas ayuda, lo que sea, me lo hagas saber. Conozco al administrador, así que... no tengas miedo de llamarme.
Sadece diyecektim ki...
Solo quiero...
Diyecektim ki şimdi durum biraz daha adil. Hadi, seçeneklerini tekrar gözden geçirelim.
Como iba diciendo Ahora que las probabilidades son un poco más justas Vamos a volver a examinar sus opciones.
Bay Vizzini'ye diyecektim ki bu yeni ön amortisörle acaba stabilizöre ihtiyaç olacak mı?
Iba a comentarle al Sr. Vizzini que con esta nueva suspensión delantera, creo que puede ser necesario algún tipo de estabilizador...
Diyecektim ki, ben de aslında bu sabah neredeyse bir özel dedektife danışacaktım.
Lo que iba a decir es que esta misma mañana he estado a punto de consultar un detective privado.
Diyecektim ki...
Iba a decirles que...
Söylerim diyecektim ama söylemem. Gerçek şu ki...
Yo estaba a punto de decir yo, pero no lo haré.
trafik o kadar yoğun ki, zorlukla kurtulabiliyoruz.. .. ve hepimizi birbirimize düşman yapıyor, aile aileye karşı.daha fazla araç özür dilerim benim yüzümden trafikle yüz yüze gelmek zorunda kaldın ben sadece maria ya merhaba diyecektim..
Es un tráfico vertiginoso, que nos impide vivir y nos convierte en enemigos, familia contra familia.
Sadece diyecektim ki...
Ah, sólo iba a decir...
Şöyle diyecektim : O sana sahip, o yüzden neden güzel bir kadın istesin ki?
Yo iba a decir : "Es que te tiene a ti ¿ Por qué iba a querrer a una mujer hermosa?"