Doğrusunu istersen tradutor Espanhol
409 parallel translation
- Doğrusunu istersen bu yatağın senden önceki sahibi bir demirciydi.
No, no. Lo aclaro. El último muchacho que estuvo aquí, era herrero.
Doğrusunu istersen, ben de senin gibi zor durumdayım.
De hecho, tú y yo estamos en el mismo aprieto.
Doğrusunu istersen, evet.
Sí. Quiero serte sincero.
Doğrusunu istersen evet.
Francamente sí.
Doğrusunu istersen, paran olsaydı yakında kariyerine başlayabilirdi.
En realidad, con dinero, no tardaría en ser famosa.
Gus, memnuniyetle yapardım ama doğrusunu istersen buna hakkımız yok.
No digo que no sería un placer, pero no tenemos derecho.
İşin doğrusunu istersen seninle bu yüzden evlendim zaten.
En realidad, es por eso que me he casado contigo.
Doğrusunu istersen aldım.
Por eso le he traído uno.
- Doğrusunu istersen bir şey hatırlıyorum Jim.
De hecho, recuerdo una cosa.
Doğrusunu istersen giderek artıyor.
Cada vez más.
Doğrusunu istersen, seni dövmek benim için büyük bir keyif.
Cuando esto acabe, habrá sido un placer vencerte.
Doğrusunu istersen var.
Creo que puedo.
Doğrusunu istersen senden hoşlanmaya bile başladım.
Relaje, yo no estoy molestó porque usted me agarró.
Hayır. Doğrusunu istersen hiç bu şekilde düşünmedim.
No, no lo creo.
Doğrusunu istersen, bu adamlardan bazıları transfer edilmekten memnun olacaktır.
Hay muchos matrimonios. Francamente, algunos de estos hombres... deben estar agradeciendo la transferencia.
Doğrusunu istersen, işi karıştıran biraz da benim.
En realidad, creo que dejé las cosas aún peores.
Doğrusunu istersen, yılanlar için olağandışı bir şey değil.
De hecho, no sorprende que la serpiente haya hecho eso.
Doğrusunu istersen... bunu kimseye söylememiştim ama tıpkı dediğin gibi oldu.
A decir verdad nunca antes se lo dije a nadie, pero es exactamente lo que hice. Llorè.
Aslında tam olarak bilemiyorum doğrusunu istersen 4 kişiydiler.
Bueno, yo diría que más o menos... A decir verdad, eran cuatro. Pero no huían, iban despacio, con todo el descaro del mundo.
Doğrusunu istersen sütunların ötesinde korkunç tehlikeler olabilir.
Terrores infinitos se encuentran detrás de aquellos pilares.
Ama bir noktada... Doğrusunu istersen... seninki gibi güzel bir tekneyi tercih ederim.
Aún así... reconózcalo, es mejor viajar en un hermosa lancha como la suya...
Doğrusunu istersen, Jerry o mide kanamasından beri tek bir rahat nefes almadım.
Si te soy sincera, Jerry, desde la hemorragia no he podido ni respirar.
- İyi atlattı. Doğrusunu istersen şimdi beraber ortak iş yapıyoruz.
De hecho, llevamos un negocio juntos.
Doğrusunu istersen, bu yaptığın en büyük hataydı hayatım.
La verdad, cariño, es que es el peor error que has cometido nunca.
Doğrusunu istersen, onu öldürdü.
Se mató, de hecho.
Doğrusunu istersen bende karışmayı düşünmüyorum.
Y no tengo las agallas para salirme de él..
Doğrusunu istersen, bilmiyorum.
Te diré la verdad : No lo sé.
Doğrusunu istersen bu benim işime geliyor.
A decir verdad me viene como anillo al dedo
Doğrusunu istersen çok sıkıcı.
Moderadamente encantada, si te soy sincera.
- Doğrusunu istersen...
- La verdad es que...
Doğrusunu istersen...
Bueno, a decir verdad...
Doğrusunu istersen aklımdan geçen, Livia'nın bu işte bir parmağı olduğu.
Para decirte la verdad ha cruzado mi mente que Livia pudo haber tenido parte en eso.
Doğrusunu istersen, ona şefkat göstermekte çok zorlanıyorum.
Si te soy sincera me cuesta sentir un afecto especial por él.
- Doğrusunu istersen benim iştahım yok.
Para ser franco, yo... no tengo apetito.
Doğrusunu istersen, birkaç fikrim var.
De hecho, tengo algunas ideas.
Kendimi iyi hissetmiyorum, doğrusunu istersen.
No me siento bien, para decirte la verdad.
Doğrusunu istersen sessizliğin beni hayal kırıklığına uğrattı.
Sinceramente, su silencio me decepciona.
Doğrusunu istersen benim gibi, Kuzeyli hijyeni için fazlaca müstehcen biriysen... diş doktoru bir Iskoçyalı bayandan daha saygın birini bulman zor.
Si te excita la higiene del norte, no hay nada más irresistible que una dentista escocesa.
Doğrusunu istersen..... ben Frederick'i Mike'a tercih ederdim.
Y, sinceramente, lo prefiero con mucho a Mike.
Doğrusunu istersen buna hiç aldırmıyorum.
No tengo preferencias fuertes por ninguno como padre.
Doğrusunu istersen sen beynine biraz fazla güveniyorsun.
Bueno, eres, sabes, más bien un cerebrito.
Doğrusunu istersen başka birini seviyorum.
La verdad es que quiero a otra.
- Doğrusunu istersen, esrar içiyorum.
- De hecho, fumo porros.
Ben doğrusunu istersen Grace için orada kalıyorum.
Estoy ahí por Grace.
Doğrusunu istersen, daha sen dünyaya bile gelmemişken hemen her gün kendimi öldürmeye kalkışmıştım ama bak, taş gibiyim!
De hecho, cada día, intencionalmente durante más años de los que tú has vivido he intentado matarme y nunca me he sentido mejor en la vida.
Doğrusunu istersen gündüz vakti, yalnızken seninle görüşmekten hoşlanıyorum... Ama ailenle birlikteyken rahat edemiyorum.
Y, francamente, me gusta verte de día cuando estamos solas, pero me siento incómoda con tu familia.
Doğrusunu istersen ben artık bir şey anlayamıyorum.
Si quieres que te diga la verdad, ya no me identifico con nada.
Açıkçası, o sana göre bir arkadaş değil. Doğrusunu istersen.
De verdad, el no es un amigo para ti, y si quieres saber la verdad.
- Bana inanmıyor musun? - Doğrusunu istersen, hayır.
- ¿ No me cree?
Ne o, kıskandın mı yoksa? Doğrusunu istersen pek anlayamadım.
- No lo entiendo.. soy tonto
Doğrusunu istersen, tek isteğim biraz huzur ve sessizlik.
Ya no me queda la energía, ni el deseo para empezar nada nuevo... quiero tener paz.
doğrusunu isterseniz 22
istersen 241
isterseniz 150
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
istersen 241
isterseniz 150
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu anladım 18
doğru mu söylüyorsun 24
doğru değil 421
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu anladım 18
doğru mu söylüyorsun 24
doğru değil 421
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116