Fark etmemiştim tradutor Espanhol
1,138 parallel translation
Arabaya binene kadar, onun çok sarhoş olduğunu fark etmemiştim.
No me di cuenta hasta que empezó a conducir.
Bir bütünlüğü olduğunu fark etmemiştim.
No sabía que la tuviera.
Garry'nin Yahudi olduğunu fark etmemiştim.
Si, claro. - No, note que Gary era judío.
Daha önce hiç fark etmemiştim.
Nunca me había dado cuenta.
Bugüne kadar fark etmemiştim.
Nunca me di cuenta hasta ahora.
Basitçe, kendileri gibi olanları istemediklerini fark etmemiştim.
No me di cuenta que no querían que fuera como ellas, básicamente.
Ama harekete geçmem gerektiğini senin filmini görene kadar fark etmemiştim!
Hasta que no vi tu película no vi que debía hacer algo.
- Tanrım, bunu fark etmemiştim.
Ni me había fijado.
Hala yağıyor mu? Fark etmemiştim.
¿ Sigue lloviendo?
Daha önce bu kadar güzel olduğunu fark etmemiştim.
No me había dado cuenta de que era tan hermoso.
Orasının senin yerin olduğunu fark etmemiştim.
No sabía que fuera tu sitio.
- Hiç fark etmemiştim.
- Nunca lo había notado.
Al, o ağacın senin için bu kadar önemli olduğunu fark etmemiştim.
Al, no me había dado cuenta lo mucho que ese manzanero significa para ti.
Yüklü patlayıcılar kullanmanın ne kadar baştan çıkarıcı olabileceğini hiç fark etmemiştim.
Nunca me di cuenta lo excitante que podría ser el manejo de explosivos pesados.
- Saydığını fark etmemiştim.
- No sabía que llevaba la cuenta.
Komutan, Yüzbaşı Dax'le bu kadar yakın olduğunuzu fark etmemiştim.
No sabía que usted y la teniente Dax eran tan íntimos.
Kardasyan cephesinde yeteneklerimi keşfedene kadar... hiç fark etmemiştim. - Cephede mi?
No descubrí los talentos hasta que estuve en el frente nunca supe que los tenía.
Kardasya'nın, bu kadar umutsuz olduğunu fark etmemiştim.
No sabia que las cosas fueran tan desesperadas en Cardassia.
Onu görene kadar hiç fark etmemiştim ne kadar özlediğimi.
No me di cuenta hasta que lo vi de lo mucho que lo extraño.
- Ben fark etmemiştim.
- No me había dado cuenta.
Sadece şimdiye kadar sizden biriyle tanışmış olduğumu fark etmemiştim.
Es solo que hasta ahora no me había dado cuenta de que ya conozco a uno de los suyos.
Fark etmemiştim. Böyle şeyler olabilir.
Puede pasar, ¿ no?
Tasma kayışının kısa olduğunu biliyordum da, şok tasmasını fark etmemiştim.
Siempre supe que te tenían con un collar, pero no pensé que fuera tan apretado.
Hayır, daha önceden fark etmemiştim, ama gerçekten motorlarını ateşliyor.
No, nunca me había dado cuenta, pero ella enciende tu motor.
Üye olduğunu fark etmemiştim.
No me di cuenta de que era miembro.
- Başvurduğunu fark etmemiştim.
- No sabía que mandaste la solicitud.
Fark etmemiştim.
No me había dado cuenta.
Bunu hiç fark etmemiştim.
Yo no lo sabía.
Onu fark etmemiştim.
No la he visto.
Yardımcıya ihtiyacı olduğunu fark etmemiştim.
Aunque nunca he notado que necesitara ayuda.
- Şey olduğunu hiç fark etmemiştim... - Ne olduğunu?
Yo no sabía que fuera...
Özür dilerim, içeride olduğunu fark etmemiştim.
Oye perdóname, no sabía que estaba. ¿ Has oído cómo ronca?
Karşılık beklemeden bir şeyler yapan kaç insan var hiç fark etmemiştim.
No había visto cuánta gente está al servicio de otros.
Bunu fark etmemiştim.
- Yo no he notado nada. - Ahora que lo pienso, yo tampoco.
Ve O ağzından kan damlayarak yerde yatarken tepesinde dikilip bakıp durduğum ana kadar, fark etmemiştim.
No me di cuenta hasta que me vi allí, mirándole tirado con la boca ensangrentada.
Sebebinin insanlarla çelişmen olduğunu fark etmemiştim.
Nunca supe que había sido por estar en conflicto con humanos.
Müzikten hoşlandığını hiç fark etmemiştim.
- No sabía que le gustara la música.
Fark etmemiştim.
- Lo siento.
Burayı hiç fark etmemiştim.
Oye, nunca había visto este lugar.
Seni fark etmemiştim.
¡ No te había visto!
Bu koridora geldiğimizi fark etmemiştim.
No sabía que estuviésemos en este pasillo.
Düşüncemi belli ettiğimi fark etmemiştim
- No sabía que era tan predecible.
Bana bu kadar benzediğini fark etmemiştim hiç.
Mira, hijo, - Nunca pensé que sacarías mucho de mí.
Bu ana kadar fark etmemiştim.
Apenas ahora me doy cuenta de eso.
Kendi kasabamızda, bu kadar çok ünlünün kendini küçük düşürdüğünü hiç fark etmemiştim.
Ignoraba totalmente cuántas celebridades se humillan en nuestro propio territorio.
Holografik dizayn konusunda bu kadar yetenekli olduğunu fark etmemiştim.
No me di cuenta del talento que tienes para el diseño holográfico.
Boston'a yakın böyle güzel bir sahil olduğunu hiç fark etmemiştim. Hep böyle güzel değildir.
No sabia que había una playa tan bella cerca a Boston.
Arn, ince bir kafan olduğunu hiç fark etmemiştim.
Arn, no me había dado cuenta de que tu cabeza era chica.
- Fark etmemiştim.
Además, se pelan.
Onları bitirebildiğini hiç fark etmemiştim. Pekâlâ...
Es competente.
Sinirlarini su ana kadar fark etmemistim.
Nunca he probado sus límites hasta ahora.
fark ettim 138
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21