Geldiğinde tradutor Espanhol
16,278 parallel translation
Yalnız vakit geldiğinde beni hatırla.
Solo recuérdame... cuando llegue la hora.
Gün geldiğinde kurumlar değiştiğinde medeniyet döndüğünde bana ne diyecekler biliyor musun?
Y llegará el día en que esos cimientos se derrumben, cuando la civilización regrese, ¿ sabes como me llamarán entonces?
Elinizden geldiğinde yamalayın.
Séllalo lo mejor que puedas.
Tek istediğim bu. Üstat olacağım ve zamanı geldiğinde Jon'a yardım edecek ve sizi güvende tutacağım.
Eso es todo lo que quiero... convertirme en maestre para poder ayudar a Jon cuando llegue la hora para que estén seguros.
Yabaniler geldiğinde, onlarla ilk savaşan hep biz olduk.
Si los salvajes bajan, seremos los primeros en enfrentarlos.
Yeri geldiğinde onun ayaklarına kapanmasını bileceksin.
Tienes que estar dispuesto a caer de bruces algunas veces, sabes.
Ama geldiğinde hâlâ yaşıyor olduğu bilgisi doğru değilmiş.
El informe de que lo habían admitido con vida estaba equivocado.
Jamie buraya geldiğinde muhafızlarınızı yolladığınıza pişman olacaksınız.
No, usted va a lamentar haber enviado lejos a sus guardias una vez que Jamie llegue aquí.
Geldiğinde kapı kilitli miydi?
¿ La puerta estaba cerrada cuando llegó?
Yani geldiğinde çoktan ölmüştü.
Ya estaba muerto cuando llegó.
Her şey anlamsız geldiğinde.
Cuando nada más tiene sentido.
Karım eve geldiğinde çoktan uyumuş oluyorum.
Estaba dormido cuando llegó a casa.
Ama zamanı geldiğinde yapman gerekeni bileceksin.
Pero cuando el momento llegue, sabrás qué hacer.
O karanlık geldiğinde ve o karanlık gelecek. Burada olacaklar. Göreve hazır olacaklar.
Y cuando la oscuridad regrese, y lo hará, ellos estarán ahí, listos para el llamado, para la tarea,
Yalnız, O geldiğinde..... seni gerçek bir suçla itham etmeden önce o sopayı indirmen için..... üçe kadar sayacağım.
Pero mientras tanto, te daré... a la cuenta de tres para bajar esa vara... antes de hacerte algunos cargos en serio... para que se los des cuando llegue aquí.
Bu kız dünyaya geldiğinde yeterince güzeldi zaten.
Esa chica fue traída a este mundo... tan hermosa como podría ser.
Bourne, son geldiğinde Kara Çalı programını açığa çıkardı.
La última vez que Bourne volvió, expuso el programa Blackbriar.
Vakit geldiğinde...
Llegado el momento...
Vakit geldiğinde Maggie Palmer atını yamaca sürdü.
Llegado el momento, Maggie Palmer cabalgó sobre la loma.
Yani, okuldan eve geldiğinde hergün o kanepede oturacağına ilgileneceği bir şeyi var artık.
¿ En darle algo que desee ver al volver de la escuela... en vez de acostarse en el sillón día tras día?
Yakında siyah kanın zamanı geldiğinde.
Pronto llega el momento de la sangre negra.
- Ve geldiğinde de... - Yanlış oluyor.
- Y cuando por fin llega...
Bu senaryoda da, Goldman gözlük ve zarfla geldiğinde uzanıyormuş.
En ese escenario, estaba yaciendo a la espera cuando Goldman llegó con los lentes en el sobre.
Limuzin şoförü Allan Park geldiğinde, dışarıda Bronco yoktu.
Cuando el conductor de la limusina, Allan Park, llegó, no había ninguna Bronco aparcada delante.
Memurlar geldiğinde Nicole onlara doğru koştu ve "Beni öldürecek." diye bağırdı.
Cuando llegó la policía, Nicole corrió hacia ellos, gritando, " Va a matarme.
Tyrell ordusu geldiğinde, bir taraf seçmeyeceksin.
Cuando el ejército de los Tyrell llegue, no te opondrás.
Birileri beni görmezden geldiğinde onlara gitmeyi tercih ederim.
Cuando alguien me evita, voy a ellos.
Akıllarına intikam türünden hevesler ya da köle şehirlerini eski ihtişamına kavuşturma fikirleri geçerse Daenerys Fırtınadadoğan ile ejderhaları Meereen'e geldiğinde ne olduğunu hatırlat.
Cuando se les ocurran nociones de retribución o ideas de regresar a las ciudades de esclavos a su antigua gloria, recuérdales lo que ocurrió cuando Daenerys de la Tormenta y sus dragones llegaron a Meereen.
Dorne'a en son bir Tyrell geldiğinde suikasta kurban gitmişti.
La última vez que un Tyrell vino a Dorne fue asesinado.
Ne kadar aptal olduğumu dünyanın sonu geldiğinde anladığım için özür dilerim.
Siento que se requiriera del fin del mundo para darme cuenta de lo tonto que he sido.
Buraya ilk geldiğinde, papaz okulundan yeni mezundu, çok genç ve ilham doluydu.
Cuando recién llegó, saliendo del seminario y tan joven e inspirado.
Biraz tek başına kalınca enerjin yerine gelir belki ve kocan geldiğinde eş olarak görevlerini daha ihtimamlı yerine getirirsin hanımefendi.
Quizás puedas recuperar la energía luego de un poco de tu propia compañía y... cuando tu esposo regrese, puedas reanudar tus deberes con más vigor, señora.
- Kubo benimle gök kubbeye geldiğinde hikâyelerden fazlasına kavuşacaksın.
Ay Kubo, cuando estés ahí arriba conmigo... estarás más allá de las historias.
Bana ömrü boyunca deniz kenarında,... dedesinin Küba'dan göçmen olarak geldiğinde satın aldığı evde yaşamış olduğunu söyledi.
También me dijo que toda su vida había vivido junto al mar, en la casa que su abuelo compró cuando vino de Cuba.
Doğru zaman geldiğinde kuzeye gideceğim.
Cuando sea el momento adecuado, iré al Norte.
Evet, keyfini bozma, burası çok sakin. Harika olur. Ve kuaför geldiğinde randevuları ayarlarsın.
Mantén el ambiente tranquilo y cuando llegue la peluquera, puedes manejar las citas.
Buraya geldiğinde biri ona arkaya gelmesini söyleyebilir mi?
¿ Cuando llegue, puedes decirle a alguien que lo avise?
Buraya geldiğinde beni aramasını söyleyebilir misiniz?
¿ Puedo dejarle un mensaje para cuando regrese?
Geldiğinde de hazır olacağız ve onu indireceğiz.
Cuando lo hace, estaremos listos para él, y nosotros lo tomaremos.
Geldiğinde Lee'ye bunun ne olduğunu soracaktım.
Cuando llegara Lee, le iba a preguntar qué era.
Yani bir şeyler geldiğinde uyarman için sende bir telefon numarası olmalı.
Entonces, debes de tener un número de teléfono para avisarles cuando llegan las cosas.
Sen geri geldiğinde çok kaslı olacağım. Güzel.
Estaré muy cachas cuando vuelvas.
Geldiğinde anlamıştım zaten.
Lo pensé cuando te vi entrar.
- Rebecca'nın partisine geldiğinde...
En la fiesta de Rebecca...
Rebecca'nın partisine geldiğinde orada olacaksın ve büyük bir hediye alacaksın.
Cuando vengas a la fiesta de Rebecca... debes estar aquí y traer un regalo excepcional.
İtfaiyeciler geldiğinde... genellikle insanlar onları akşam yemeği için davet etmezler.
¿ Cuando vienen los bomberos? La gente generalmente no los invita a cenar.
16'sına geldiğinde, savaş patlak verdi ve okuldan ayrılmak zorunda kaldı.
Cuando ella tenía 16 años estalló la guerra y ella tuvo que abandonar los estudios.
Erkek misafirim geldiğinde iki numarayı nereye yapacağım?
¿ Dónde voy a hacer lo segundo cuando tenga un pretendiente?
ETA geldiğinde haberimiz olsun.
Esperamos su tiempo estimado.
Geldiginde nerede kalıyor?
¿ Dónde se quedará cuando llegue?
En son buraya geldiginde sana... elin boş gelmeni, mazeretle gelmene tercih ederim demiştim.
La última vez que estuviste aquí... Dije, hubiera preferido que hubieras venido sin nada... que con otra excusa.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61