Gidip bir bakayım tradutor Espanhol
459 parallel translation
Ne konuşuyorlar gidip bir bakayım.
Iré a ver qué tienen que decir.
En iyisi ben gidip bir bakayım ne alemdeler.
No. Iré a ver por qué se han retrasado.
Gidip bir bakayım.
Me arriesgaré.
Teşekkürler Roberts. Gidip bir bakayım.
Gracias, Roberts. iré a verla.
Gidip bir bakayım.
lré a echar un vistazo.
Gidip bir bakayım.
Iré a verlos.
Merak ettim... gidip bir bakayım dedim.
Un ruido de pasos ahogados que me asustaron. Así que no me lo pensé y subí.
Benim uçak şurada, gidip bir bakayım.
Mi avión está allá. Voy a echarle una mirada.
Gidip bir bakayım.
Voy a echar un vistazo.
Her şey yolunda mı, gidip bir bakayım.
Bueno, voy a ocuparme de que todo esté listo.
Gidip bir bakayım...
Voy a ver si encuentro algo para...
Etrafta dolaşan bir hayvan olmalı gidip bir bakayım.
Quizá haya un gato curioseando. Iré a ver.
- Bekle burada, gidip bir bakayım.
- Espera aquí.
Gidip bir bakayım sana yiyecek bir şeyler bulabilecek miyim?
Voy a ver si encuentro algo para comer.
Gidip bir bakayım.
Que el señor templo hizo ayer. Puede dejar, voy a buscarlo.
Gidip bir bakayım.
Tendré que asegurarme yo mismo.
Belki resim atölyesindedir, gidip bir bakayım.
Miraré en la clase de arte.
Olduğun yerde kal! Gidip bir bakayım.
Iré a ver si ha llegado.
- Gidip bir bakayım.
Voy a ver.
Gidip bir bakayım.
Iré a ver.
- Ben gidip bir bakayım.
- Veré lo que puedo encontrar.
- Gidip bir bakayım.
- Voy a ver.
Işık falan var mı gidip bir bakayım.
Iré a ver si hay alguna luz
Rehberler orada mı gidip bir bakayım.
lré a ver si los guías siguen esperando.
Gidip bir bakayım.
Iré a echar un vistazo.
Ben gidip ihtiyar Zeke'ye bir bakayım.
Voy a ir con el viejo Zeke.
- Âlâ! En iyisi gidip onun için yapabileceğim bir şey var mı bakayım.
Voy a ver si quiere algo y volveré para charlar acerca del proyecto.
Gidip bir bakayım.
Vale. Te alcanzo.
Arkaya gidip fıçıya bir bakayım.
Yo voy a coger el barril.
Şimdi gidip ranzanıza bir bakayım.
- Bien. Me ocuparé ahora de su litera.
Gidip ona bir bakayım.
Tengo que echarle un vistazo.
Barakaya gidip, bir bakayım.
Iré al cobertizo a comprobarlo.
Ben de gidip anneme bir bakayım.
Bien, tengo que ver a mamá.
Bay Dingle'ın yerine gidip ne üçkağıtlar dönüyor, bir bakayım dedim.
Voy a ver si el juego del Sr. Dingle es tan sucio como siempre.
Gidip gelmiş mi bir bakayım.
Iré a ver si aún está ahí.
- Gidip adama bir bakayım.
- Iré a ver cómo está él.
Gidip ne olduğuna bir bakayım.
Voy a ir a ver que pasa.
Gidip katırlara bir bakayım, müzik çalıp biraz sakinleştireyim.
Será mejor que vea a las mulas y las calme con un poco de música.
Ben de gidip Ödeme'ye bir bakayım, ne durumdalar.
Iré a Nóminas a ver cómo están.
Son bir defa bakayım, sonra da gidip evleneyim.
Tanto por ahí. y después me caso.
Gidip bir bakayım.
Voy a ver.
Evet, ben en iyisi gidip Bessie'ye bir bakayım.
Voy a ver qué hace Bessie.
Gidip polise yardımcı olabilir miyim bir bakayım.
Iré a ver si puedo ayudar en algo más a la policía.
- Gidip onu bulup bulamayacağıma bir bakayım.
Iré a ver si la encuentro.
Gidip halatlara bir bakayım.
Voy a echar un vistazo a esas cuerdas. ¿ Te importa?
Şimdi gidip dengeleyicine bir bakayım.
Ahora voy a revisar sus estabilizadores.
Sen çantaları al, ben de gidip başka uçuş var mı, bir bakayım.
Recoge las maletas. Voy a ver s ¡ hay algún vuelo de vuelta.
Ben gidip içeri bir bakayım.
Será mejor que haga el trabajo.
Gidip bir bakayım.
Voy para allá.
- Ben gidip çocuklara bir bakayım.
Echaré un vistazo a las niñas.
Gidip kim olduğuna bir bakayım Sybil.
Voy a ver quién es.