Hareketli tradutor Espanhol
1,766 parallel translation
Kenarları düzgün, hareketli, iyi huylu bir kistin tüm belirtilerini...
Escuche, es de bordes lisos, está suelto y tiene las propiedades de un benigno- -
İçinde hareketli resimler olan sihirli kötü kutu!
¡ La mágica caja loca con las imágenes que se mueven!
Başka ne yapabilirdim ki... beni eğitmeye başladığında 16 yaşındaydım, Bruce... hareketli bir çocukken potansiyelim vardı ve şüphelenmedim bile... başka türlüymüş gibi yapabilirdim, ama seninle ilgilendim... endişelendim,
Una vez que tomé coraje... Tenía 16 años cuando comenzaste a entrenarme, Bruce... un chico de los suburbios, con una gran boca y bajo nivel de sospecha... pretendía no hacerlo, pero te cuidé... te idolatraba
Onun hayatta kalması zayıf bir ihtimal, ama hala beyin dalgaları çok hareketli.
Su pronóstico de vida es bajo, pero hay todavía mucha actividad cerebral.
Hareketli bir geceymiş.
Vaya noche.
Çok hareketli.
Muy metida en su trabajo.
Hareketli bir ulaşım merkezi, insanlar geliyor ve gidiyor.
Un centro concurrido de transporte, gente yendo y viniendo.
Evet, eğer hareketli, gece yaşamını seviyorsanız.
- Sí, si te gusta la vibrante vida nocturna.
Lila hayatımda tanıştığım en hareketli kişiydi.
Lila era la persona más activa que conocí.
Khalek'ten beri gördüğüm en hareketli tarama.
Es el escáner más activo desde Khalek.
Kendall Casablancas zenginlerin eşleri arasında gördüğüm en hareketli olanlardan biri.
Kendall Casablancas es una de las esposas más enérgicas que haya visto.
şimdi gövde eşit çeyreklere bölünmüştü, üst ve alt simetrikti, bir taraf hareketli, diğeri sabitti,
Ahora el cuerpo estaba dividido en cuartos claros. La parte superior e inferior se reflejaban una a otra, un lado en movimiento, el otro en reposo.
Daha önce yatay açılı olan organlar şimdi hareketli ve bütünleyici haldeydi,
Los ángulos del cuerpo, que una vez fueron horizontales, ahora se oponían y se complementaban entre si.
sabit ve hareketli halleri gösteriliyordu, de Sautuola görür görmez ikna oldu ;
Se los muestra de pie, durmiendo, galopando. Tan pronto como los vio, De Sautuola estuvo convencido de que las imágenes habían sido pintadas por pueblos prehistóricos.
- Şu anda gördüğüm şey... bir tür hareketli lekeler var, ve siyah çizgiler ağı görüyorum,
¿ Qué ves ahora? Bien. Lo que veo ahora son... algo como gotas palpitantes, si eso tiene algún sentido, con una especie de red, de líneas negras muy finas.
İnsanları devamlı hareketli tutan şey budur.
Por eso los humanos no hibernan.
- Ayakları biraz hareketli, değil mi?
- Un poco tambaleante.
Hareketli bir mahalle.
Éste es un barrio con mucha actividad.
Wow, bugün gerçekten çok hareketli.
Hoy anda muy acelerado.
Çok hareketli.
Hay mucho movimiento.
Hareketli bir yolculuk olacak.
Esto se va a mover.
Tura çıkan ve toplayanların hareketli danslarını izlemesini severim
me gusta ver el baile del romance y escoger.
Sanki onlarda, kendi hareketli ruhumun bir yansımasını görüyorum.
Puedo ver en ellos una expresión de mi espíritu inquieto
- Yorgun hareketli hayatında ilk kez.
- Por una vez en tu tonta y triste vida.
- Kız bayağı hareketli.
- Sí. - Está buenísima.
Uzun ve hareketli bir yaşamı oldu. Ve her ikinizi de çok sevdiğini biliyorum.
Ha tenido una vida larga y rica en experiencias y sé que los quiere mucho.
Ana veri yedi hareketli uydudan geliyor, ama verilen sürede dört tanesi bir alanı izliyor.
Los datos vienen de siete satélites en órbita pero en cualquier momento, hay cuatro vigilando una zona.
Hareketli gece.
Fue una noche agitada.
Burası çok hareketli.
Tenemos movimiento.
Yeteri kadar hareketli olmadığını söylediler.
Dijeron que no había suficiente acción.
Hareketli olması gerekmiyor!
¿ Se supone que debe haber acción?
Hareketli resimler.
Fotos en movimiento
Artık filmlerdeki hareketli sahneleri seviyorum çünkü bütün, düşme, çarpma ve tırmanma işlerini Roy yapıyor merdivenin üstünde aşağı, yukarı, aşağı, yukarı çıkıyor.
Y desde entonces me gusta la acción de todas las películas. Porque sé que Roy hace todas las caídas, y los golpes y las subidas... y estaba en las escaleras Y subía y bajaba y subía y bajaba.
- Epey hareketli bir yeriniz var.
- Vaya pueblo que tienen aquí.
Galiba hareketli bir gece geçirmişsin.
Parece que tuviste una noche salvaje.
Tonla hareketli parça var.
Hay muchas partes móviles.
Babam, Dilip, kardeş tazılar tarafından Womb Broom Badalandabad olarak tanınırdı, bana hareketli 60'larda burada geçen günlerinden çok bahsetmişti.
Desde que mi padre, DiIip, conocido por sus pares Sabuesos... como Barre Úteros BadaIandabad... me contaba historias de su estadía aquí durante Ios agitados anos'60.
Matematik dehalarının sosyal hayatları hareketli olmuyor. Ben de İngiltere'deki bütün üniversitelerin cinsel uygunluk istatistiklerini hesapladım.
Los cerebritos no tienen una vida social agitada... así que analicé Ias estadísticas de todas Ias universidades en inglaterra.
Hareketli bir yer.
Un lugar con mucha vida.
Orada annesi gibi hareketli biri var.
Tenemos a alguien allí dentro. Igual a mami.
İlginç ve hareketli bir yerdir.
Están tranquilo y lleno de vida.
Hareketli arabadan suikast mi?
Alguien que pasó con un coche.
Piper, Beni hareketli misin emin var?
Piper, ¿ seguro que te parece bien que me mude?
Seni görmek isteyen hareketli bir topluluk var.
Hay una cola que clama por cuidarte.
Dün gece hareketli geçmiş diye duydum.
Anoche estuvo movido, me dicen.
Yani, herhalde kız genç adam da hareketli.
Así es que digamos que ella es "joven" Y él está inquieto.
Hayır sen yakınındayken Nim fazla hareketli oluyor.
No, Nim se pone demasiado nervioso cuando estas cerca.
- Bunlar, hareketli genler gibidir.
Son como genes saltarines. Van hacía atrás y adelante como...
Üstesinden gelebileceğimden çok fazla hareketli bir iş.
Demasiado para mí.
Yaradılış Sandığı hareketli.
El Arca del Génesis en movimiento.
- Hareketli bir oyun değildir.
Bueno, realmente no es un juego de acción.