Hepsi o tradutor Espanhol
3,837 parallel translation
Cyndi, benim kocan. Hepsi o.
Cyndi, soy tu esposo.
Gelatto aşçılığı güzel, gerçekten ama hepsi o kadar.
Un fabricante de helados es dulce y realmente amar. Pero eso es todo.
Güvenini kaybettin, hepsi o kadar.
Usted sabe, usted acaba de perder confianza, eso es todo.
Bence bunların hepsi oldu belki de birini burada bıraktılar, yada biri kaçtı.
Bien, todo eso ocurrió y creo que tal vez... Dejaron algo o tal vez algo se ha escapado.
Yeniler pürüz yaratabiliyor. Hepsi o kadar.
Los remplazos pueden ser desagradables, eso es todo.
- Hepsi o kadar olsaydı senin gibi aksi, inatçı bir kadını 20 yıl boyunca pohpohlar mıydım?
Si fuera así, ¿ habría adulado a una dama malhumorada y testaruda por 20 años?
Tek söylemek istediğim, aktörler ve yetimlerin pek çok ortak yanları olduğu, hepsi o.
Solo a que los actores y los huérfanos tienen mucho en común, eso es todo.
Hepsi o.
Eso es todo.
# ( gerçekleşmiş olabilir hepsi o gün )
# Ellos solo podrían hacerse realidad hoy #
Ve hepsi o değersiz çocuk içindi.
Y todo por ese chico inútil.
Hepsi o kadar.
Eso es todo.
Senin için endişeleniyordu, hepsi o.
Únicamente estaba preocupado por ti. Eso es todo.
Trenlerin zamanında gelmesini sağlayacak kadar sana yardımcılık yaptım hepsi o kadar.
He sido tu asistente durante el tiempo suficiente para que todo marchara sobre ruedas, pero eso es todo.
Gerekli tedbirleri alacagim, hepsi o kadar.
Que voy a tomar las medidas que haya que tomar. Eso es todo.
Bu adamların hepsi o listedeydi.
Cada uno de estos tipos están en ellas.
Bizi arayan insanlardan anlattıklarından....... ne görüp ne duyduklarına kadar hepsi garip bir biçimde tutarlılık gösteriyor.
Sabemos que hay gente que nos llama para decirnos lo que creen estar oyendo, viendo o lo que fuere, y suena extrañamente constante.
Karısından kötü ayrılanlar, kumar müptelaları zimmetine para geçirenler, hepsi pislik, anlıyor musun?
O se divorcian mal o son apostadores o son estafadores ¿ me entiendes?
Hiç merak ettin mi - Daha iyi bir yerde olacak mıyım yoksa hepsi bu mu?
Y te preguntas podré llegar a algo más o esto será todo?
Tüm o sebepsiz çekip gitmelerinde. Hepsi de çekimler başlamadan hemen önce.
Cuando tú dejabas a todos plantados, justo en el momento en que el rodaje iba a comenzar.
Hepsi atıldı, o atılmadı.
A los demás los eximieron, pero a él no.
Hepsi kısaltmalar halinde, orada buradaki hareketlerin, silahların veya birliklerin tanımları.
Eran siglas, descripciones de movimientos aquí y allá, de armas o de tropas.
Hepsi telefonumda. Zaten o da yanımda değil.
Están todos en mi teléfono, que ya no tengo.
- Hepsi öldü. - O, ölmedi.
- Están todos muertos. - ¡ No está muerto!
O yüzden hepsi dışarıdan kilitli.
Por eso se traban del lado de afuera.
ya alınmıştır ya da bir kaşıkla hepsi çıkarılmıştır..
A los buenos ya se los llevaron o les vaciaron el interior con una cuchara.
Senin tek istegin içinin dolmasi. Bunun bir insan ya da igrenç bir çubuk olmasi fark etmiyor senin için hepsi ayni.
Lo único que quieres es que te la metan y no importa si es un hombre o si son toneladas de basura maloliente.
O toplantılarda çok bulunmadı, hepsi bu.
No, es sólo que las reuniones no le gustan mucho.
Bakın bayım, bu sene kış çok uzun sürdü, ve bu gübreyi toprağa atmakta zaten geciktik, ve brokolilerin de azota ihtiyacı var, yoksa hepsi ölüp gidecek.
Mire, señor, el invierno fue extra largo este año, por lo que ya vamos tarde, poniendo esa cosa en el suelo, y el brócoli realmente lo necesita ahora, o no va a estar listo a tiempo.
Bu ; O'Neill, Kafka ve Spielberg'in buluşması. Hepsi bara gidiyor sanki.
Esta es O'Neill cumple Kafka Spielberg cumple y luego todos entrar en un bar.
Evlendikten sonra Nasse Konağına geldiklerinde, kahya dahil, hepsi değiştirilmiş olan hizmetçiler, o ilk gece onu neredeyse hiç görmediler.
Cuando volvieron a la casa Nasse tras su matrimonio, los criados, que eran todos nuevos, incluido el mayordomo, apenas pudieron verla esa primera noche.
O İngiltere'de iş başında iken otel görevlilerinin hepsi bilgilendirildi.
El personal del hotel fue investigado mientras estaba ocupado en Angleterre.
Ve hepsi de ağlamam ve çıldırmam için bekliyor.
Y todos están esperando que llore o que pierda el control.
Butun o hayaller... hepsi yok olup gitti.
Todos esos sueños, habían acabado en nada.
Ve hepsi aynı babadan mı olacak yoksa yardım ister misin?
¿ Y todos ellos serán del mismo padre o debería ayudarte?
O sana hiç ogul vermedi, hepsi dogumda öldü.
Y no te va a dar hijos varones, solo nacidos muertos.
Hepsi güldü bana tüm o yüksek lordlar.
Todos se reían de mí, todos esos nobles señores.
Ya hepsi, ya da hiçbiri.
Los tendré a todos o a ninguno.
NBA'de oynamaya kadar uzanan o hayaller hepsi suya düştü.
Esos sueños, por lo que al igual que, jugando en la NBA, Estaban... estaban aplastados.
- Altı ay o insanlarla uğraştım, hepsi istekliydi.
Seis meses negociando con ellos.
Ben bir süreliğine gidiyorum, daha iyi ya da farklı olmak için. Hepsi bu.
Me voy por un tiempo... a mejorar... o a volverme diferente.
Er ya da geç hepsi uyuşturucu için gelir.
Todas vienen buscando un toque tarde o temprano.
Ama o gece güneş, kan kırmızısı çöle düştüğünde hepsi elinde can vermişti.
Cuando el sol rojo sangre cayó en el desierto esa noche cada uno de ellos había sido asesinado por su mano.
Dünyayı değiştireceğinden o kadar emindin ki hepsi yanındaydılar.
Estabas tan jodidamente seguro de que ibas a cambiar el mundo y todos se apuntaron a tu viaje.
Çünkü hepsi liseliydi o zamanlar.
Eso es porque estaban todos en el instituto.
O gezegendekilerin hepsi işe yaramaz aptallar ordusuydu.
Los tontos de ese planeta eran inútiles, sin importar cuanto tiempo pasara.
Hepsi o değil.
En absoluto.
Peki, hepsi boşuna değildi o zaman.
- Bueno, no ha sido todo en vano entonces.
O daha uzun süredir burada, hepsi bu.
Ella sólo ha estado aquí más tiempo, eso es todo.
Hepsi senin aklında benim aklımdan.
En tu mente o en mi mente.
Hepsi ya küflenmiş ya çökmüş durumda.
Todas están mohosas o derrumbadas.
Zaman zaman hepsi yapar bunu.
Todo el mundo lo hace tarde o temprano.
hepsi o kadar 88
hepsi orada 47
hepsi öldü 116
hepsi öyle 25
hepsi onun suçu 16
hepsi ölmüş 31
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
hepsi orada 47
hepsi öldü 116
hepsi öyle 25
hepsi onun suçu 16
hepsi ölmüş 31
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50