Her şeyi yapabilir tradutor Espanhol
363 parallel translation
- Bir erkek her şeyi yapabilir. - Yapabilir.
- Podría hacer casi cualquier cosa.
Aslında neredeyse her şeyi yapabilir.
A decir verdad, es muy inteligente.
İsterse her şeyi yapabilir.
Él puede hacer lo que sea si trabaja.
"Güzel" kelimesi ile her şeyi yapabilir.
Lo que es capaz de hacer con la palabra "hermosa".
Paris Operasında 20 yıldan sonra, bir adam her şeyi yapabilir, Amiot.
Después de 20 años en la Opera, un hombre es capaz... de cualquier cosa, querido Amiot.
Dikkatli ol. Bu deli adam her şeyi yapabilir.
Cuidado, ese loco puede hacer cualquier cosa.
Sırf bir tutuklamada bulunup gazete başlıklarında yer alabilmek için her şeyi yapabilir.
Haría cualquier cosa para arrestar a alguien y aparecer en los periódicos.
O her şeyi yapabilir.
Puede con todo.
Bu adam akılsızın teki! Onun durumundaki biri her şeyi yapabilir!
Ese tipo es muy bruto.
- Altınla ilgili söz verildiğinde insan her şeyi yapabilir.
- Cuando se trata de oro, un hombre es capaz de cualquier cosa - Sheriff?
O her şeyi yapabilir.
Puede hacerlo todo.
Oradakiler her şeyi yapabilir.
No hay nada que hacer.
Dikkat et, her şeyi yapabilir.
Cuidado, es capaz de todo.
Ama bizden kurtulursa her şeyi yapabilir.
Si se desembaraza de nosotros, ¡ todo será para él!
Her şeyi yapabilir, imza taklidi bile.
Hace de todo : camarero, cocinero, contable, piloto y falsifica firmas.
Merkez Pasifik'e bir gün fark atabilmek için her şeyi yapabilir.
Pero hará cualquier cosa por adelantarse al Central Pacific.
Umuttan yoksun olan her şeyi yapabilir.
Los hombres desesperados intentarán lo que sea.
Her şeyi yapabilir o.
Puede hacerlo todo.
Oh, o her şeyi yapabilir.
Ella haría cualquier cosa.
Eğer yeteri kadar eminse her şeyi yapabilir.
Si está seguro, puede hacer lo que sea.
Gene polis mi çağıracaksın? Polis arkasında. Her şeyi yapabilir artık.
Desde que vino hace lo que le da la gana, incluso robar esposas.
O kötü biri, her şeyi yapabilir.
Ella es una mala persona, y es capaz de todo.
Makina neredeyse her şeyi yapabilir. Ama sağlıklı bademciklere daha çok güvenirim.
La máquina es capaz de casi todo pero aún confío en el buen aspecto de las amígdalas.
- Sen her şeyi yapabilir misin?
- ¿ Tú puedes hacerlo todo?
Her şeyi yapabilir.
Muy versátil.
Sizce bu Arkadaş neredeyse her şeyi yapabilir mi?
Parece creer que este Compañero suyo puede hacer casi todo.
Sırf bir tutuklamada bulunup gazete başlıklarında yer alabilmek için her şeyi yapabilir.
Haría cualquier cosa por detenerme y poder salir así en primera plana.
Bir makine, yapılması için adam gönderilen her şeyi yapabilir.
Una máquina puede hacer todo el trabajo de los hombres.
Parası olan insanlar her şeyi yapabilir.
La gente rica hace lo que quiere.
Yalnızlıktan kurtulmak için her şeyi yapabilir.
Haría cualquier cosa con tal de no quedarse sola.
Okumak dışında her şeyi yapabilir.
Hace de todo menos leer.
Çünkü elzem durumlarda kral, kanunlardan muaftır ve gücü dahilinde her şeyi yapabilir.
En caso de extrema necesidad, el Rey no está sujeto a reglas de gobierno y dispone de su poder a su albedrío.
Harry Houdini'nin yapabildiği her şeyi yapabilir.
Puede entrar y salir de cualquier lugar como Harry Houdini hubiera hecho.
- Her şeyi yapabilir. - Gözünle gördün mü?
- Ella puede hacer de todo.
- Söylediği her şeyi yapabilir.
- Podrías escuchar lo que tiene para decir.
Makina neredeyse her şeyi yapabilir.
El aparato lo detecta casi todo.
Okumak dışında her şeyi yapabilir.
Hacen cualquier cosa, menos leer.
Her şeyi yapabilir.
Él puede hacer algo.
Bir adam, karısının kendisini öldürmeyi planladığını öğrenirse, her şeyi yapabilir.
Y cuando un hombre se da cuenta de que su mujer ha decidido asesinarle, es capaz de cualquier cosa.
O her şeyi yapabilir.
Puede hacer cualquier cosa.
Tabii, Charlotte istediği her şeyi yapabilir.
Claro, la señora Charlotte puede Hacer todo lo que quiera
O kraliçe. İstediği her şeyi yapabilir.
- La reina puede hacer lo que quiera.
Biliyorsunuz Face cazibesiyle her şeyi yapabilir.
Saben, cuando Face utiliza su encanto, puede hace cualquier cosa.
Bilgisayarımı alt eden, her şeyi yapabilir.
Toda persona capaz de engañar a mi máquina lo puede hacer todo.
Bir kurbağanın istediği tek şey eğitimdir ve böylece hemen hemen her şeyi yapabilir.
Todo lo que una rana necesita es que le enseñen,... y puede hacer prácticamente de todo.
Babam sayesinde bana her şeyi yapabilir.
Podría hacer cualquier cosa conmigo, por mi padre.
Mitch her şeyi senden daha iyi yapabilir, Kyle.
Mitch hace todo mejor que tu, Kyle.
"Bunun dışında özgürce cinsel ilişkiye girebilir, mastürbasyon yapabilir ilkel dürtülerinizin telkin ettiği her şeyi gerçekleştirebilirsiniz."
Por otro lado hay que practicar libremente el coito y el intercurso sexual, así como la masturbación y la pornografía y todo lo que tu naturaleza animal pueda sugerirte. " Todo lo que pueda sugerirme,
O adam, her neyse artık böyle bir şeyi nasıl yapabilir?
Ese hombre, o lo que quiera que sea, ¿ cómo pudo hacer algo así?
Beni dinleyip bildiğim her şeyi ona öğretmeme izin verse yapabilir belki.
Y aprenderá si me hace caso... Y si puedo enseñarle todo lo que sé.
Çok insan su gerçegi kabul edemiyor ki zaman ve yeri geldiginde insanoglu her seyi yapabilir.
La mayoría de la gente nunca se entera - - De que en el momento y el lugar justos son capaces de cualquier cosa.
her şeyi yapabilirim 23
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26