English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Istedi

Istedi tradutor Espanhol

30,790 parallel translation
Çünkü ; herşeyden önce, o da istedi.
¡ Ella quería que lo hiciera!
Ve bir ay önce, Zane patronunla konuşmak istedi. Neden?
Y hace un mes Zane quiso hablar con él. ¿ Por qué?
Belki El Oso'nun Hollywood'daki yeni uyuşturucu dağıtıcısı olmak istedi.
Tal vez quería ser su traficante en Hollywood.
Zane senin hayat hikayenin haklarını istedi...
Zane quería los derechos de su historia...
Tekrar buluşmak istedi.
- Quería verme de nuevo.
Benden nefret ediyordu ve beni öldürmek istedi.
Me odiaba e intentó matarme.
Ve eğer gerçekten işe yaramazsam, Neden Beckett cinayet davasında Danışmanlık yapmamı istedi?
Y si soy tan inútil, ¿ por qué pedirme Beckett para consultar sobre un asesinato?
Hayley aslında beni her zamanki gibi bir cinayeti çözerken görmek istedi.
Hayley en realidad quería ver a resolver otro asesinato.
Elena, nehire düştüklerinde onun yerine arkadaşını kurtarmamı istedi ve o öldü. Neden mi? Çünkü onun lanet terihlerine saygı duydum.
Elena me pidió que rescatara a su amigo del fondo de un río en vez de a ella, y murió porque respeté su maldita elección.
Kansız başlamak için onayımı istedi.
Ella quería mi bien empezar sin la sangre.
- Renard Kara Pençe'ye katılmamı istedi.
Renard quiso que me uniera a Garra Negra.
Kötü hissediyor ve sana üzgün olduğunu söylememi istedi.
Se siente mal, y quiere que te diga que lo siente.
Onun bir parçası olmamı istedi.
Quiere que sea parte de ella.
Bu adam temkinli oynamamı istedi.
Este tipo quería que fuera prudente.
Kış boyunca hokey oynamak istedi canım o yüzden bir ara tekrar hokeye başlamak istiyorum.
Durante todo el invierno, quise jugar al hockey, así que, quiero volver a jugar al hockey.
Wes sizden burada beklemenizi mi istedi?
¿ Le dijo Wes que esperase aquí?
Annenle birlikteyken, bizden gelmemizi istedi.
Cuando estabas con tu madre. Nos ha dicho que vayamos.
Bizden yardım istedi ve ben de ilk kez olmaz dedim. Çünkü bu aralar çok yoğun çalışıyorum. Okul ve iş dışındaki hayali hayatta kalmaya çalışıyorum.
Nos pidió ayuda, y por una vez dije que no, porque estoy trabajando muy duro para... ya sabes, intentar estar en la burbuja del trabajo y las clases y en esto.
Eve gittiğimizde Annalise'yi görmediğinde, korktu ve gitmek istedi, tam o sırada onu bayılttım.
Cuando vio que ella no estaba allí, se asustó, intentó irse, así que le dejé inconsciente.
Koştuğum güzergahtan bahsettim. Kendisininkini göstermek istedi.
Le hablé de un sendero por el que corro.
Lütfen, şimdiye kadar kaç doktor yeni oyuncaklarını ve işlemlerini Sam üzerinde denemek istedi biliyor musun?
Por favor, ¿ tienes alguna idea de cuantos doctores han querido probar sus juguetes más nuevos y procedimientos, en mi Sam?
Jill yaptırmadan önce bende nasıl göründüğünü görmek istedi.
Jill quería ver cómo me quedaba a mí antes de hacérselo ella.
Doğurmak istedi.
Quiere conservarlo.
Bunu eski yollardan yapmak istedi. Bayan Genç Nevada nehrinde ama nehir şu an donuk hâlde.
Él quería hacerlo a la antigua usanza, en el río con Miss Nevada Adolescente, pero el río está helado.
Maxine kocana oy vermediğini söylemek istedi.
Maxine quiso decir que no votó por tu marido.
Sonra benden para istedi ve şok oldum.
Luego ella me pidió dinero y yo me sorprendí.
Rajvir benden şişeyi istedi.
Rajvir me pidió la botella.
Çünkü Minal içeride Rajvir'den para istedi.
El motivo es porque Minal le pidió dinero a Rajvir dentro.
Yeni pozisyonlar denemek istedi. Şu kadını belinden tutup ters çevirdiğin pozisyon var ya...
Ella me había de probar algunos nuevos maneuves, y lo hicimos esa cosa donde, uh, se mantiene la mujer boca abajo alrededor de la cintura, uh...
Bizi bütün hazırladıklarımızı döktükten sonra yakalamak istedi.
Quería agarrarnos después que tiráramos todas nuestras preparaciones.
- Tüm o caz konuşmalarımızdan sonra canım festivali izlemek istedi, bende çıkıp geldim ama Cabe aradı, benim için müzik bitti.
Bueno, todo nuestro discurso acerca de la música de jazz Me dieron ganas de ir a ver el festival, así que aquí estoy, Cabe pero llama, así que no hay música para mí,
Bugün Tim kafanı dağıtmak istedi.
Así que, eh, el día de hoy, Tim quería noquear la cabeza,
Singh size bunu göstermemi istedi.
Escucha, Singh quería que les enseñara esto.
Singh size bunu göstermemi istedi.
Escuchen, Singh quería que les mostrara esto.
Hub City'de her mafya liderini öldürüp kendi altında süper güçlü bir çete kurmak istedi.
Bueno, tuvo que ser Church. En Hub City, mató a todos los jefes del crimen de la ciudad para así poder unirlos a todos en una superbanda bajo su control.
Kaçmak istedi.
Solo quería escapar.
Viktor sana düzgün bir hediye vermek istedi.
Viktor quería darte un regalo apropiado.
Nakliyeci birden dolar işaretleri görmeye başladı? Evet, ve o da 400 bin istedi... nakit...
Sí, y pidió $ 400 mil... en efectivo...
Birisi dondurma mı istedi? - Ben. - Evet.
- ¿ Alguien quiere un helado?
Patron sormamamızı istedi.
Bueno, el dueño nos dijo que no.
İlacı biteceği için ne yapacağını bilmiyordu. Sanırım ilaçları bitene kadar birlikte vakit geçirmemizi istedi ve sonra noktayı koyacaktı.
No sabía qué hacer cuando se quedara sin medicación, y creo que pensamos que simplemente estaríamos ese tiempo pasándolo juntos hasta que las pildoras se agotaran, y eso sería todo.
O yüzden belediye başkanını buraya getirmemi istedi.
Sí, así que me pidió para traer al alcalde.
Ne demek... ne demek istedi?
¿ Qué... qué dijo?
Aydınlık bizden her zaman bir sevgi hareketi olmamızı istedi.
La Luz siempre nos ha pedido que seamos un Movimiento de amor.
Sarah ve benim, onun vazifesini üstlenmemizi istedi.
Nos ha pedido a Sarah y a mí que asumamos su puesto.
Trene binmemi istedi.
Me quería en el tren.
İşbirliği yapacağını ya da polise haber verip vermediğini görmek istedi.
Quería ver si cooperaría o si había contactado a la policía.
Bir akşam benden şey istedi...
Una noche, me pidió...
General Onoda ilgili evrak işlerini acilen tamamlamamızı istedi efendim.
El general Onoda ha pedido que preparemos la documentación pertinente de inmediato, ministro de Comercio.
Debbie Lana'dan yardım istedi.
Debbie le pidió ayuda a Lana.
Uyuşturucu testine girmemi istedi.
Me mandó a hacer un test de drogas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]