English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Isterdim ki

Isterdim ki tradutor Espanhol

464 parallel translation
- Ama isterdim ki...
- pero me gustaría...
Onların yerinde olmayı öyle isterdim ki.
Ojalá yo estuviera en su lugar.
Ona kalpten bir veda mektubu yazmayı öyle çok isterdim ki.
Quisiera despedirme de ella con todo mi corazón para que ella lo guarde
Tamamen bana ait olmanı öyle isterdim ki.
Me habría gustado que hubieses sido sólo para mí.
- Çok isterdim ki...
- Y ahora...
Biliyor musun, isterdim ki- -
Ojalá nosotros...
Başka ne satın almak isterdim ki?
¿ Con qué la compraría?
- Bazen isterdim ki...
- A veces, deseo...
Efendim, isterdim ki...
Sire, yo quería...
Aslında isterdim ki...
Sólo quisiera...
Hoşçakal. Ne... isterdim ki...
Bueno... quisiera...
İkinizle yeniden birlikte olmayı öyle çok isterdim ki... Önceden doğru düzgün beraber olamadığımız gibi.
Me gustaría mucho volver a estar con vosotras dos,... estar juntas como nunca llegamos a estarlo.
Bu kitaptan Aristarchus'un bu konuyu nasil kavrayabildigini, o kadar çok okumak isterdim ki!
Cómo me hubiera gustado leerlo y conocer los cálculos de Aristarco.
"Dilerdim ki... " Ben isterdim ki... " İstiyorum...
Me gustaría... quiero... no... quiero.
Ben yelkenli isterdim ki altta akan suya da bakabileyim. Kadınla konuştum.
Prefiero un arroyo donde puedo ver el fondo.
B.A.'in burada olup çeneni kapatmasını öyle isterdim ki.
Ojalá B.A. estuviera aquí para hacerte callar.
Dan, elbiseler bende kalsın isterdim... ama sana maaşımdan ödeyemem çünkü... yapmak istediğim bir şey var da. Diyordum ki...
Dan, me gustaría quedármela pero no puedo pagarte con mi sueldo aún porque hay algo que quiero hacer.
İsterdim Polly Teyze. Fakat hiç boya yok ki.
Lo haría, tía Polly, pero no hay lechada de cal.
Linda, senin de onun da amacınızın ne olduğunu anlamayı çok isterdim... ama ne yazık ki anlayamıyorum.
Linda, me gustaría entender a lo que aspiráis él y tú, pero confieso que no puedo.
Şansımı Dupuis'de deneyeceğim. Ne yazık ki gitmek zorundayım. Bu esirler üzerinde bir deneme daha yapmak isterdim.
Lástima que tenga que irme, me hubiera gustado hablar más con los prisioneros.
burada ki ilk işimin olağan, okunabilecek bir şey olmasını isterdim.
Quería algo que todos leyeran.
İsterdim ki...
Ojalá...
Tanrı biliyor ki Bay Fabregars,... kumaşı para ödemeden almak isterdim.
Dios sabe, Sr. Fabregars, que querría regalar los paños fúnebres.
Bu konuda daha uygun davranmak isterdim, ancak konuştuk ve Anne dedi ki...
Quería hacerlo de forma decente, hablamos de ello, peo Anne dijo...
Olay şu ki, bunu memnuniyetle yapmak isterdim. Ancak...
¡ Aquí esta nuestro generosísimo anfitrión!
- İsterdim ki -
- Quisiera...
İsterdim ki ; bütün kadınlar, size âşık olsun.
Querría... querría que todas las mujeres se enamoraran de Vos. - ¿ Qué?
- Tanrı şahit ki ben de isterdim.
- Y yo, con Dios.
Dağlarda olmayı isterdim. Rüzgarı teninde hissetmek öyle harika ki.
Qué maravilla sentir el viento en la cara, limpio y agradable.
- Dedim ki, bilmek isterdim...
- He dicho que quiero saber...
Bunu ne kadar isterdim, ama bu bizden çaldığı ilk ihale değil ki.
Nada me gustaría más. Ésta no ha sido la primera vez.
Tartışmaya katılmak isterdim ama itiraf etmeliyim ki bunun için henüz hazırlıklı değilim.
Habría participado, pero habría confesado algo que no estoy listo para hacer.
Tabi ki isterdim.
Claro que sí.
Bunu sizinle tartışmayı çok isterdim, Bay Hilliard. Ama görüyorsunuz ki yapamam.
Me encantaría discutirlo con usted, Sr. Hilliard, pero es que no puedo.
İsterdim ki bir kez rüyalarımda iyi bir şey yapayım.
¿ Sabe una cosa? Ojalá por una vez pudiera hacer algo bueno en mis sueños.
Merrye ailesinden diğer bazı fertlerin yerini bilmek isterdim Titus W. Merrye'nin iki kız kardeşi ve bir erkek kardeşi ki sanırım ismi de Nedric Merrye, yaşıyorlarsa tabii.
Me gustaría saber dónde se encuentran el resto de los miembros de la familia Merrye. Las dos hermanas de Titus W. Merrye, y su hermano, que se llama... Nedrick Merrye.
İsterdim ki...
Me gusta pensar que...
Kim istemez ki? Ben de isterdim.
¿ A quién no le gustaría?
Ben de benimkini giymek isterdim fakat o zamandan beri öyle kilo aldım ki, giymek yakışıksız olurdu.
Yo me hubiera puesto también el mío pero me he rellenado tanto desde entonces que hubiera sido indecente.
İsterdim ki ben...
Es que quiero que sea tan...
İsterdim ama ne yazık ki başka meşgalelerim var.
Sí, pero lamentablemente tengo otras ocupaciones.
İsterdim ki Sandy denen o çocuğun dağlara karşı sallanışının resmini yapsın.
Hubiera pintado el cuerpo colgado de Sandy, decorando las magníficas montañas.
Eğer karşılaştırmaya başlarsak bil ki senin yerinde olmak isterdim.
Ya que estamos comparando, yo quisiera estar en tus zapatos.
Her zaman o kadar hoş görünürdün ki, ben de güzel olmak isterdim.
Como eras tan elegante, yo también quería ser elegante.
- Tabii ki, isterdim.
- Aunque, por supuesto, me gustaría.
- İsterdim ki...
- Ojalá...
- İsterdim ki...
- Yo podría...
Bak, Vali için çok üzgünüm, ve elbette ki onun hayatını da kurtarmak isterdim, ama...
Lo siento mucho por el gobernador, y me hubiese gustado salvarle la vida también a él, pero...
Ama en önce, kavgadan çıkmak isterdim. Kim istemez ki?
- Pero antes intentaría negociar.
- Biliyor musun, sana yardım edebilmeyi gerçekten isterdim. Ama görüyorum ki, ikimiz de aynı adamın peşindeyiz.
Realmente deseo poder ayudarte, pero los dos queremos al mismo hombre.
İsterdim ki, gitmek için bir sebep olsun.
Quisiera tener una razón para marcharme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]