Itiraf etmeliyim ki tradutor Espanhol
1,295 parallel translation
Aslında itiraf etmeliyim ki bizim açımızdan daha önemli.
Aunque admito que quizás, más para nosotros que para Ud.
Bak, Simon... itiraf etmeliyim ki bu dünya korkutucu bir yer.
Mira, Simon... el mundo asusta, lo admito.
- Evet, itiraf etmeliyim ki..... sen yanımdayken bayağı olmak çok daha kolay.
Sí. Debo admitir que es más fácil ser atrevida si estás conmigo. Gracias.
Ally, itiraf etmeliyim ki, biraz dengeni yitirmiş görünüyordun.
Ally, debo admitir que te viste un poquito desequilibrada.
Doktor beni, tamamen kontrol etti ve sağlığımın yerinde olduğunu söyledi, ama itiraf etmeliyim ki, yaşadığım şeylerden dolayı içinde bulunduğum duygusal durum daha fazla dinlenmemi gerektiriyor.
El doctor me ha dado el alta física, aunque tardaré algún tiempo en borrar el impacto emocional.
Sürüngen olmayan ırklar ile çok zayıf ilişkilerimiz vardır. Memeliler daha çok, düşük seviye olarak... göz önünde bulundurulur, ama itiraf etmeliyim ki, asla birisini tanımadan bilemezdim.
Tenemos relaciones muy pobres con las razas no saurias,... en particular los mamíferos son considerados como una forma de vida inferior.
Fakat itiraf etmeliyim ki, her ölenle birlikte içimden... "Bana olacağına sana olsun, zavallı oğlan." diye geçirdim.
Pero le diré, que por cada hombre que moría pensaba "Mejor que seas tú y no, pobre desgraciado."
- Evet, itiraf etmeliyim ki ilgimi çekti.
Sí, estoy intrigado.
Aslında, itiraf etmeliyim ki bir süreliğine ortalık biraz gerildi... Ama dediğim gibi. Herşey yolunda.
Bueno, reconozco que ha habido problemas pero sí todo va genial.
— Şey, itiraf etmeliyim ki Garrison belki de sen insanlara dediğim kadar aptal ve deli değilmişsin.
Bueno, debo decir que tal vez no eres tan estúpido y loco... Gracias, Alcaldeza.
Şunu itiraf etmeliyim ki, bu tesisin bu askeri merkezin varlığını çok nahoş buluyorum.
Debo admitir que encuentro la idea de esta instalación- - de este comando- - ofensiva.
Çünkü, bilirsin, çok kez bir yerlere gizlice girmişliğim var... ve itiraf etmeliyim ki, mevzu hiçbir zaman sadece kepçe değildir.
Porque he visto muchas entradas ilegales a hogares y debo decirte nunca es por la cuchara.
Nadiren oynarım ama itiraf etmeliyim ki beni büyülüyor.
- Es raro jugar, pero me fascina.
Şey itiraf etmeliyim ki söylecek söz bulamıyorum D'Oyly.
Bien, debo decir que estoy demasiado perplejo para hablar, D'Oyly.
Öncelikle bilmelisin ki bu tamamıyla normal bir şey ve itiraf etmeliyim ki ben de gençken oldukça fazla mastürbasyon yaptım.
Quiero que sepas que es algo perfectamente normal. Además, te voy a confesar que yo también me masturbé mucho cuando era más joven.
Ama, itiraf etmeliyim ki, bütün gün boyunca | bir masa başında... pineklemekten çok sıkıImıştım.
Pero debo confesar que me aburría mucho... sentado tras mi escritorio, del crepúsculo al atardecer...
Aynen senin gibi, bir yapay zekâydı, ama itiraf etmeliyim ki, onun kişiliği seni Bay Uyumlu yapmış gibi görünüyor.
"Eso" era una inteligencia artificial como ud., pero tengo que admitir que su personalidad lo hizo quedar a ud. como Mr. Simpatía.
Kronk, sevgilim itiraf etmeliyim ki şu zehirleri karıştırarak beni birazcık üzdün ama şimdi Kuzco öldü.
Kronk, querido Debo admitir que me tenias preocupada cuando mezclaste los venenos, pero ahora Kuzco esta muerto, todo esta perdonado.
Frenchy, itiraf etmeliyim ki Ray'in haklı olduğunu düşünüyorum.
Frenchy, creo que Ray está en lo cierto.
İtiraf etmeliyim ki, yazılarınızı hiç okumadım.
Debo confesar que nunca leí algo que usted escribió.
İtiraf etmeliyim ki malikanemin bir sebze tarlasına dönmesinden korkuyorum.
Confieso, señora, que casi no sabía que mi propiedad producía tintura vegetal.
İtiraf etmeliyim ki o benim için de bir muammaydı.
Admito que era un misterio para mí.
- Anladım. İtiraf etmeliyim ki hiç böyle...
Debo admitir que nunca realmente -
İtiraf etmeliyim ki, çok heyecanlı.
Debo admitir que sí es emocionante.
İtiraf etmeliyim ki, bütün bunların doğru olduğunu gördüğümde, çok şaşırdım.
Me sorprendió ver que era cierto.
İtiraf etmeliyim ki, tepkiyi anlamakta başarısız oldum.
No entiendo su reacción.
İtiraf etmeliyim ki bu cevap inanılmaz belli, şahsen ben kontrol etmeye gerek görmezdim.
Tengo que confesar que los resultados son tan obvios que ni los hubiera comprobado.
İtiraf etmeliyim ki cesette bulduğumuz anormal kas yapısı gerçekten ilgimi çekti. - Gerçekten mi? Evet.
- ¿ En serio?
İtiraf etmeliyim ki, dramatik köy hayatı beni sıkıyor.
Confieso que las situaciones rurales diarias me aburren.
İtiraf etmeliyim ki bazen ben bile zorlanıyorum.
Aunque admito que a veces me resulta difícil.
İtiraf etmeliyim ki harçIığımızın miktarı, normal insanlar için oldukça cömert ama ne üvey kızım ne de ben normal insanlar değiliz.
Admito que es una cantidad generosa para personas razonables. Pero sucede que ni mi hijastra ni yo somos personas razonables.
İtiraf etmeliyim ki, o gün eve geldiğinde her şeyi mahvettiğini düşünmüştüm.
Tengo que concedertelo. Cuándo apareciste ese día, pensé que habías reventado el asunto.
İtiraf etmeliyim ki çok agresif davranıyoruz.
Admito que hemos sido demasiado agresivos.
İtiraf etmeliyim ki ufak tefek günahlarım oldu.
Yo debo confesar que he pecado un poco.
İtiraf etmeliyim ki böyle bir festivalden haberim yoktu.
Confieso que jamás había oído de esta fiesta.
İtiraf etmeliyim ki, zenci kardeşlerim için sığınak sayıImaz.
¿ No extraña eso?
İtiraf etmeliyim ki, üniformanla çok iyi görünüyorsun.
Te ves tan bien en tu uniforme.
İtiraf etmeliyim ki Eric Roberts oldukça sulu.
Debo admitir que Eric Roberts era más jugoso de lo que esperaba.
İtiraf etmeliyim ki, ilk başlarda huzur bozucu oluyor- - var olan korkunun hepsi...
Lo admito, fue inquietante al principio... el horror existencial de todo eso...
Size, aşk hakkında bir şey söylemek istiyorum..... ki itiraf etmeliyim..... ben bu konuda oldukça az şey biliyorum... aşk satın alınamaz, sadece verilebilir.
Ahora, te voy a decir... que el amor... sobre el cual admito que conozco tan poco... El amor no puede ser comprado. Solo puede ser dado
İtiraf etmeliyim ki seni daha nazik bir beyefendi olarak, bilirdim.
¡ Por fuerza debo confesar te creía un caballero dotado de más auténtica gentileza!
Geçen akşam ki olaylarda garip bir ironi olduğunu itiraf etmeliyim. Sonunda istediğimi alacağım.
Debes admitir que hay una rara ironía en los hechos de anoche,... pero al final conseguí lo que quería.
İtiraf etmeliyim ki bu sabah geleneksel bir şeyler görmek iyi oldu.
Es agradable tener algo de tradición hoy.
- İtiraf etmeliyim ki iki gündür beni çok endişelendirdin, McPhee. Ama her zamanki gibi bunu da çok iyi başardın.
Debo admitir que estuve preocupado por ti estos días pero, como es costumbre, me sorprendiste.
İtiraf etmeliyim ki bunun seni rahatsız etmesine şaşırdım. Özellikle de aramızdaki şeyin birinci ayının dolduğunu düşünürsek... Aramızdaki her neyse...
Admito que me sorprende un poco que te moleste considerando que estamos cumpliendo un mes de novios o que lo cumplimos, o que lo estamos cumpliendo.
İtiraf etmeliyim ki, bunun bir nedeni vardı. - Ne?
- Tenemos una segunda intención.
İtiraf etmeliyim ki biraz hayal kırıklığı oldu.
La verdad es que me decepciona.
- İtiraf etmeliyim ki endişeliydim.
- Vale, estaba un poco preocupado.
İtiraf etmeliyim ki işler pek iç açıcı gözükmüyordu.
Debo admitir que el panorama me parecía un tanto sombrío.
— İtiraf etmeliyim ki olayı hiç anlayamadım. — Gayet basit.
Debo admitir que no lo entiendo del todo.
İtiraf etmeliyim ki, ben öldüm sayılır.
Soy un jodido hombre muerto, soy el primero en reconocerlo.