English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Itiraf etti

Itiraf etti tradutor Espanhol

1,977 parallel translation
Peki Bay Bates neden itiraf etti?
Y, ¿ por qué confesó él?
- Babasını öldürdüğünü itiraf etti. Asılarak idam edilecek. Bilinçli işlenmiş bir suçun sonucu bu olur.
George, admite haber matado a su padre y se enfrenta a la muerte en la horca.
Her şeyi itiraf etti.
¡ Ha confesado todo!
Ama o itiraf etti.
Pero él... Él confesó.
Johnny Cook, saati çaldığını itiraf etti ama Nicky'i vurduğunu inkâr ediyor.
Johnny Cook admite haberse llevado el Rolex pero niega haber disparado a Nicky.
Ama itiraf etti.
Pero ha confesado.
Adam Murphy zaten itiraf etti değil mi?
Adam Murphy ya ha confesado, ¿ no?
Bir anlaşma koparabilmek umuduyla itiraf etti.
El confeso en un esfuerzo por lograr un trato.
Vaughn, yaptıklarını itiraf etti.
Vaughn ya está confesando todo.
Marty kitapları ona 100 papele sattığını itiraf etti.
Marty admitió habérselos vendido por 100 dólares.
Wilder'ın evine girdiğini de itiraf etti mi?
¿ Admitió entrar al departamento de Wilder?
Yargıcın öldürüldüğü gün buluştuklarını Fox itiraf etti mi?
Entonces, ¿ Fox admitió encontrarse con el juez el día que fue asesinado?
O zaman iyiydi ama sonra Freddy Duckworth gelip o cinayeti işlemiş olduğunu itiraf etti.
Hasta ahora, todo va bien. Hasta que Duckworth confesó el asesinato por el que Workentin fue ahorcado.
Şüpheleneceğimi düşündü, ve her ikisini de vurduğunu itiraf etti,... TSSB'sinin bunu örteceğini düşündü.
Cuando creyó que yo comenzaba a sospechar, confesó haberlos matado a ambos, pensando que su DEPT le cubriría.
- Sloan yaptığını bana itiraf etti.
Sloan me confesó que lo hizo.
Kazehaya sana her şeyi olduğu gibi itiraf etti değil mi?
Kazehaya se confesó ante ti apropiadamente, cierto?
Ve bir gün, artık ondan korkmaya başladığını itiraf etti.
Y... y entonces un día ella le dijo que pensaba que daba miedo.
Cinayet işlediğini itiraf etti.
Bueno, confesó asesinato.
Ted Sayers, senin emrinle Kevin'ı öldürdüğünü itiraf etti.
- No. Mira, Ted Sayers confesó que lo asesinó... a tu pedido.
Albay Telford Lucian İttifakı'nın bir köstebeği olduğunu itiraf etti.
El Coronel Telford admitió ser un espía de la Alianza Lucian.
Rowe, cinayeti itiraf etti, bize cesedin nerede olduğunu söyle.
Rowe confesó al asesinato, nos dijo dónde está el cuerpo.
Bir kaç iknadan sonra tabii ki. Geçenlerde yeni bir anlaşma yaptığını itiraf etti.
Después de un poco de persuasión, él admitió que recientemente había conseguido un nuevo contrato.
Dereham ne itiraf etti?
¿ Qué confesó Dereham?
Sen bunu biliyorsun çünkü itiraf etti?
¿ Y esto lo sabes porque él lo ha confesado?
Doğal olarak, B.S ona cinayeti itiraf için bir teklifte bulundu. Elbette itiraf etti.
Por supuesto, el fiscal del distrito le ofreció un trato por confesar mi asesinato, y, por supuesto, lo confesó.
Lucy itiraf etti.
Lucy ha confesado.
Suçunu itiraf etti.
El confeso.
Kızı kaçırdığını itiraf etti ve Onu kapattığı yere götürdü.
El acusado confesó secuestrar a la niña, y nos llevó hasta donde la tenía prisionera.
Cesedi testereyle kestiğini itiraf etti... Şimdi de, gözünü kırpmadan saate bakıyor.
Confesó que la había descuartizado... y ahora sólo mira ese maldito reloj.
Fakat hem itiraf etti hem de cinayet aleti elimizde.
Pero, él confesó y hemos recuperado la evidencia.
Evet itiraf etti ve de bir cinayet aleti var ortada.
Expuso el cuerpo y confesó que era el asesino.
Bombacı onu tanıyordu, tanıdığını itiraf etti.
El terrorista le conocía. Admitió conocerle.
Dr. Parrish HE-Mayınını koyanın kendisi olduğunu itiraf etti.
El doctor Parrish confirmó el envío de la mina.
Bu gerzek teklif planını ağzından kaçırdığını itiraf etti.
El imbécil me dijo que contó lo de la propuesta.
Cinayet silahını yapmayı bildiğini itiraf etti.
El solo confesó saber cómo construir el arma asesina.
Bunu kürsüde itiraf etti.
Básicamente admitió eso en su declaración.
Müvekkilin bariz şekilde itiraf etti.
Su cliente acaba de confesar.
- O zaman niye itiraf etti?
¿ Entonces por qué confesaría?
Kendini öldürmek istediğini itiraf etti, ama bize nedenini söylemiyor.
También reconoció que trató de matarse, pero no quiere decir por qué.
Elena zaten itiraf etti, değil mi?
Elena ya confesó, ¿ verdad?
Çoktan itiraf etti. - Pekâlâ.
- Ya ha firmado una confesión.
Kadın her şeyi itiraf etti ve olay çözüldü.
Ella confesó todo y nuestro trabajo está hecho.
Ben'in annesi Ian'a mı itiraf etti?
¿ La mamá de Ben se lo confesó a Ian?
İtiraf etti.
No exactamente.
İtiraf etti.
¿ Y Gates?
İtiraf etti işte.
Lo admitió.
- Ne, yani adam öylece itiraf mı etti?
- Bueno, no, no inmediatamente.
Kraliçe itiraf mı etti? Evet.
¿ La Reina confesó?
İtiraf etti.
ha confesado.
İtiraf etti. Avukatın yanında vazgeçmesin de!
Con suerte, no cambiará de opinión con el abogado cerca.
İtiraf etti.
Lo admitió.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]