English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Içeri girme

Içeri girme tradutor Espanhol

392 parallel translation
Ben çalarken içeri girme.
No me interrumpa cuando esté tocando.
Hayır, bence içeri girme.
Será mejor que usted no entre.
- Sence içeri girme vaktimiz gelmedi mi? - Hayır.
- ¿ No crees que es hora de volver a la casa?
Ah, lütfen içeri girme, Beatrice.
Por favor, no entres, Beatrice.
Çıplak, içeri girme.
Está destapado, no entres.
Sakın içeri girme!
¡ No entre!
Hayır, henüz içeri girme. Lütfen.
No se marche todavía, por favor.
Rhoda, içeri girme zamanı. - Akşam yemeği için hazırlanmalısın. - Peki anne.
Es hora de que entres y te prepares para ir a comer.
Ortalık yeterince karışırsa, Miller'la benim içeri girme şansımız olur.
Si se crea suficiente confusión Miller y yo podremos entrar en el fuerte.
Merhaba. Bir dakikalığına içeri girme, Bee.
- Espera un minuto, Bee.
- Seni çağırana dek içeri girme.
Está bien. No entres hasta que te llame.
Tamam, Zelda, istiyorsan bana vur ama lütfen içeri girme.
Pégame si quieres, pero, por favor, no entres ahí.
Hiçbir cevap alamayınca içeri girme cüretinde bulundum.
Al no haber respuesta me tomé la libertad de entrar.
Dadı. Joey banyodayken lütfen içeri girme.
Por favor, no entres en el baño mientras Joey se baña.
Size verebilecek bir şeyimiz yok lakin içeri girme nezaketinde bulunursanız çok memnun olurum.
No tenemos nada para ofrecerle pero nos haría muy felices si quisiera entrar.
Problem - içeri girme.
El problema es entrar.
Müşteri varken içeri girme.
No entres mientras haya clientes.
Tamam, kapıyı açacağım. Ama içeri girme.
De acuerdo, abriré, pero usted no entrará.
Hemen içeri girme. Seninle konuşmak istiyorum.
Esto es una pérdida de tiempo.
Kapıyı açıp içeri girme izni.
A abrir la puerta y a ingresar.
Sadece basit bir meskene tecavüz ve içeri girme, dostum.
Solo será entrar y coger la pasta.
Kapıyı çalmadan içeri girme, demiştim.
Te dije que no entraras sin llamar a la puerta.
Sakın içeri girme!
¡ No vayas!
Ama içeri girme.
Pero no entres en la casa.
- Abla, içeri girme! - Sherman, kes artık!
Hermana, no entres ahí.
Trevor, sakın içeri girme.
Trevor, no entres a la cocina.
Sakın içeri girme.
"Con muchos huevos." " Ya me has oído.
Onlardan birsürü olduğu için, domuzların sahibinin çalışanları onları onarlı gruplar haline getirmiş ve onlara çiti geçme ve içeri girme izni vermiştir.
Como hay tantos, los hombres que trabajan con el dueño de los cerdos los organizan en grupos de 10, y les permiten cruzar la cerca y entrar.
- İçeri girme.
No entre.
İçeri girme.
No entres.
Sakın içeri girme! İçeri girersen seni doğrarım!
¡ No entres!
- Sakın içeri girme!
¡ No entres!
Teyze, bekle! İçeri girme!
¡ Tía, espera, he de hablarte!
İçeri girme o zaman. Yoksa sabaha bir seyahate çıkabilirsin.
Y mañana te das una vueltecita por la Oficina de Emigración.
- İçeri girme oğlum.
- No entres.
İçeri girme!
- ¡ No entres!
İçeri girme, Jim.
No entres, Jim.
İçeri girme.
No entres ahí.
Girme içeri!
Quedate ahi!
Leon dur, lütfen girme içeri...
No, Léon. no entres...
- Bekle! İçeri girme.
¡ Espera!
Ah, kilit kırılmadığına ve içeri zorla girme işareti olmadığına göre, katilin Mallory'nin bürosuna nasıl girdiğini anlayamıyorum.
No entiendo cómo el asesino entró en la oficina de Mallory pues la cerradura estaba intacta y no hubo señales de una entrada forzada.
Yeter güneşte kaldığınız, içeri girme zamanınız geldi.
¡ No es bueno que les dé mucho el sol!
İçeri girme sakın.
No entres ahí.
İçeri girme vakti.
Es hora de ir adentro.
İçeri girme zamanı mı geldi?
¿ Es hora de entrar?
İçeri girme!
¡ No entre ahí!
İçeri girme!
No entres.
İçeri girme. Girme, diyorum.
Te advertí que no lo hicieras.
- İçeri girme.
No, no vayas.
Sakin girme içeri!
¡ No entre ahí!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]