Kötü tradutor Espanhol
172,349 parallel translation
Madem bu kadar kötü niye gitmiyorsunuz?
Si es tan terrible, ¿ por qué no se van?
Bir tanesiyle kötü bir deneyimi olmuş herhâlde.
Yo diría que quizá haya tenido una mala experiencia con alguna.
Herkes annemlerin kötü bir şey yaptığını düşünüyor ama onları tanımıyorlar.
Todos piensan que nuestros padres hicieron algo malo, pero no los conocieron.
Bilmiyorum ama kötü bir şey sanırım.
No lo sé. Pero es algo malo.
Çözmeye başladığı birçok problemi yaratmak gibi kötü bir alışkanlığı var.
Tiene un terrible hábito de crear los mismos problemas que se supone debe resolver.
Kötü adamlar hep bir şey ister.
Los hombres malos siempre quieren algo.
Kötü adam olduğun için bunu bilirsin.
Y lo sabes... porque eres un hombre malo.
Bu hikâyeler iyi olalım diye uydurulmuştu. Beni sadece kötü biri olmaktan sakındırdılar.
Esas historias tenían el propósito de asustarnos para que nos portáramos bien, solo que a mí me hicieron portarme mal.
- Kötü hisler, kötü düşünceler var.
Malos presentimientos, malos pensamientos.
Bugün bundan daha kötü haber olmaz diyordum.
Y pensé que no podría recibir peores noticias hoy.
Otele girip çıkan kötü karakterlerin hepsi senin gizli maymun topluluğundan değil sonuçta.
No todo personaje malvado que entra o sale de este hotel es de tu sociedad secreta de monos.
- Kötü bir şey.
- Algo malo.
Kötü şeyler yapsan da hâlâ iyi biri olabilirsin.
Puede hacer algo malo y todavía ser bueno.
Onlar için uyanamamak daha kötü.
Peor para ellos no despertar a todos.
Parasını kötü parselleri yerleşimcilere satarak çıkarttı.
Hizo todo su dinero vendiendo malos terrenos a los colonos.
Böyle olunca çok kötü oluyor.
Es horrible cuando eso sucede.
Naziler kötü adamlardı, değil mi?
Los nazis son los malos, ¿ verdad?
Kötü niyetli kişiler tarafından, harfi harfine.
Asesinada por los que la odiaban. Literalmente.
Kötü diye mi?
¿ Porque es malo?
Kötü.
Es malo.
Söylemek istemiyorsun çünkü kötü.
No quieres decírmelo porque es malo. Dios.
Kötü polisi ben oynadım.
Hice de poli mala.
Vekili değiştirmek kötü bir mesaj verir.
Eliminar a otro representante enviaría un mensaje equivocado.
Blokta büyük bir felaket yaşanmasından daha mı kötü?
¿ Un mensaje peor que si esta área sufriera otro desastre?
Kötü uygulanmış bir cinayet planı, değil mi?
Un plan de asesinato muy mal hecho, ¿ no?
Peyton'dan kaçınıyorum çünkü kötü davranıp her şeyi mahvedeceğime oldukça eminim.
He estado evitando a Peyton porque estoy bastante seguro de que voy a comportarme mal y mandar todo a tomar por el saco.
Kuş için kendilerini kötü hissettiklerinden kuşu kurtarırlar.
Se sintieron mal por el pájaro y lo liberaron.
Bunun neden kötü bir fikir olduğunu sana söylememe gerek var mı?
¿ Quieres que te cuente por qué es una mala idea?
Her bunu düşündüğümüzde, kötü bir şeyler oluyor.
Cada vez que pensamos eso, algo malo pasa.
Bunu istemek ne kadar kötü?
¿ Cuánto queremos esto?
Yeni bir komutan bizim için kötü bir şey, Roan
Un nuevo comandante es malo para nosotros, Roan.
Savaşta dövüşmek kimin hayatta kalacağına karar vermek için kötü bir yol.
Librar una guerra no es la mejor forma de decidir quién sobrevive.
Kodu silemezsek ve hasarın daha kötü hale gelmesini engeleyemezsek beynine kendini iyileştirmesi için zaman tanı.
A menos que podamos eliminar el código, detener que el daño se vuelva peor y darle tiempo a tu cerebro para que se repare.
Radyasyon kötü hale geliyor ve insanlar yukarıda ölüyor.
La radiación está empeorando y la gente está muriendo allí arriba.
Radyasyon kötü hale geliyor ve dışarıda insanlar ölüyor.
La radiación está empeorando, y la gente se está muriendo ahí arriba.
Bu kostüm daha kötü hale gelmeni engeller.
Este traje evitará que te pongas peor.
Adımına dikkat et, hayatımızı kurtacak şeyi düşürmemiz muhtemelen kötü olur değil mi?
Eh, eh, eh, mira por donde caminas. Puede que sea mala idea tirar la cosa que puede salvar nuestras vidas, ¿ no?
Oradayken, ifade verirken kadın seçimimin kötü olduğunu söyledim.
Allí estaba yo, siendo grabado, atestiguando el terrible gusto que tengo por las mujeres.
Kötü zamanlarda da hep yanımızdaydı.
También estuvo ahí en los malos días.
Bu kötü tecrübenin bir daha asla yaşanmaması için hepimize sorumluluk düşüyor.
Todos tenemos una responsabilidad, la de asegurarnos de que esto no vuelva a pasar jamás.
Babanın, benim senin aklına kötü düşünceler soktuğunu düşünmesine inanabiliyor musun?
Y aun así, ¿ puedes creerte que tu padre teme que te dé malas ideas?
Bunu söylemen ne kötü.
Eso que has dicho es horrible.
Bu ona kötü şeyler öğretiyor.
Eso le enseña cosas equivocadas.
Küçükken yaşadığım kötü olaylar benimle beraber bitecek sanardım.
Creía que todos los horrores que vivimos cuando éramos niños, se acabarían conmigo.
Eric, ne yazık ki haberler kötü.
Eric me temo que tenemos malas noticias.
Radyasyon alması gerekecek ve nakil için kötü aday durumuna düşecek.
Necesitaría otro proceso de radiación, lo que la convertiría en una mala candidata para cirugía.
Avery olmanın ne kadar kötü olduğundan ve ameliyatlardan- -
Sobre lo difícil que es ser un Avery y... cirugía, y...
Çünkü kötü kalpli.
Porque es una persona horrible.
Kötü niyetle yapmadı.
Tiene buenas intenciones.
Ne kötü!
Parece que fue terrible.
İşlerin ne kadar kötü olduğunu biliyorsun.
Sabes lo mal que están las cosas.
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötüydü 25
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötüydü 25