Nedeni yok tradutor Espanhol
736 parallel translation
- Nedeni yok. - Şüpheliydi bu işte.
Por ninguna razón.
- Başka bir nedeni yok, değil mi?
- ¿ No habrá ninguna otra razón, verdad?
- Önemli bir nedeni yok.
- Nada importante.
Özel bir nedeni yok.
No hay un motivo particular.
Özel bir nedeni yok.
Por ningún motivo en particular.
Nedeni yok. Hiçbir nedeni yok.
No hay ninguna razón, ninguna en absoluto.
Kıskanmak için bir nedeni yok.
No tiene razones para estar celosa.
Güneyin Buharlısı'nın kaptanı olsun diye ve başka bir nedeni yok!
¡ Para que le dieras el comando del Southern Cross y ningún otro motivo!
Onu buraya getirmemizin hiç bir nedeni yok!
¡ Lo importante es que no debería estar aquí!
- Bir nedeni yok.
No me propongo nada.
Sizce bir grup Apaçi'nin savaş yoluna çıkmalarının mantıklı bir nedeni yok mu?
¿ Hay motivo alguno... para que tomen el sendero de la guerra?
Özel bir nedeni yok, sadece vermek isteyeceğini düşünmüştüm.
Pensé que te gustaría llevársela. Está en el dormitorio.
- Nedeni yok, Anne.
- Por nada, madre.
Özel bir nedeni yok.
No hay un motjvo en especjal.
- Nedeni yok ama ilginç geldi.
Por nada, es muy interesante.
Başka bir nedeni yok.
No tengo otro motivo
- Bir nedeni yok. Sadece bu çevrede yaşayan insanlar hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
Claro, sólo es que no sé nada de la gente de por aquí.
"Dünyanın en tatlı kızına, özel nedeni yok."
Para la niña más buena del mundo.
Glasisch'i yaraları yüzünden istemiyor, başka nedeni yok.
No quiere a Glasisch por las costras de su piel eso es todo.
Varlıklarının başka bir nedeni yok.
Es nuestra razón de ser, ¿ no?
Nedeni yok.
Por nada.
Hayır, özel bir nedeni yok.
Por nada.
Özel bir nedeni yok.
Para nadie.
Mantıklı bir nedeni yok, evlat.
Normalmente, es una especie de progresión lógica.
Daha önce neden onarmadınız bunu? Nedeni yok.
¿ Cómo no se ha arreglado esto hasta ahora?
Bu sözü duyunca midem bulanıyor, "Zamanla". Bir nedeni yok.
Empiezo a crisparme cuando oigo la palabra "Tiempo."
Bir nedeni yok.
No es nada... nada.
- Özel bir nedeni yok.
- Sin ninguna intención en concreto.
- Nedeni yok, gerçek bu.
"De hecho" es un hecho, sin explicaciones.
Bir nedeni yok.
Por nada.
Şimdi sizinkilerin nedeni yok. Bizimkilerin de nedeni yok.
Ahora, no deben comprenderlas, No debemos comprenderlas.
Özel bir nedeni yok.
Así es más fácil.
Nedeni yok, sadece konuşma olsun diye.
Ya ve..., un poco por hablar.
- Burada kalmanın bir nedeni yok.
No tiene sentido quedarse aquí.
Bir nedeni yok.
Tengo frío.
Ama nedeni yokken neden her şeyi yok ediyorlar?
Sí, ¿ pero por qué destruir sin un aparente motivo o razón?
Bir nedeni yok!
¿ Y usted me lo pregunta?
Beni bırakmamasını gerektiren kati bir nedeni var o yüzden gururunu düşünecek lüksü yok.
Hay una razón de por qué no me deja ir... por eso no tiene el lujo de respetarse a sí misma.
'Asla silah yok'dememin nedeni buydu, işte!
¡ Por eso dije que nunca llevaríamos un arma!
- Hastasın. Nedeni ne? - Yok bir şey.
- Estás enfermo. ¿ Qué te pasa?
Ama putperest bir ayin yapmanın bir nedeni de yok.
Pero no hay razón para una celebración pagana.
Onu temizlemek için senden iyi nedeni olan kimse yok.
Nadie tenía motivos para matarle salvo tú.
- Nedeni yok.
- Sin porqué.
Niye ki? Nedeni yok.
¿ por qué?
Neden? Özel bir nedeni yok.
Por nada en especial.
Neden bilmek istiyorsun? - Bir nedeni yok.
- ¿ Por qué lo quieres saber?
Nedeni yok.
Por ninguna razón.
Nedeni yok.
Porque sí...
Buraya gelmemin esas nedeni seni gösteriye geri götürmekti, ne yapmam gerekirse, gereksin. Ama buna cesaretim yok.
Lo cierto es que he venido para hacer que volvieras costase lo que costase, pero no tengo las agallas.
Galiba bunun nedeni atmosferden kaynaklanıyor. Atmosferin çok yavaş bir şekilde işleyen yıkıcı bir özelliği var. Bu yüzden pencereler yok.
No, creo que probablemente hay algo en la atmósfera que, er tiene una propiedad destructiva muy lento, er de ahí la falta de ventanas, Mmm?
- Nedeni yok.
En realidad, por ninguna razón.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65