Nefes alın tradutor Espanhol
1,640 parallel translation
Rahar bir nefes alın, Bay Lefroy...
Descanse tranquilo, Sr Lefroy.
Nefes alın, nefes alın.
Sólo respire. Sólo respire.
Evet, onlara nasıl nefes alınacağını öğrettim.
Es porque les enseñé a respirar.
Derin nefes alın. Hava hortumunu kesiyorum, sakın paniğe kapılmayın.
Toma todo el aire que puedas, voy a cortar las manguerasde aire, mantén la calma.
"Derin nefes alın ve verin."
Respiramos hondo y expiramos.
Derin nefes alın.
Respire profundamente.
Sizin için dopdolu bir yıldı, biraz nefes alın.
Después de un año exitoso, ¿ por qué no tomar un descanso?
Birkaç derin nefes alın, rahatlayın ve sessiz enerjinizin tekrar dolup sizi yenilemesine izin verin.
Respiren hondo varias veces, relájense y dejen que la energía interna los recargue y renueve. Recuerden que son muy importantes como para estar estresados.
Bayan, rahatlayın ve derin bir nefes alın.
Señorita, tiene que relajarse y respirar profundo,
Derin nefes alın.
Tuviste un mareo.
- Derin nefes alın.
Tenía algo en la garganta, algo peludo.
Derin nefes alın, Bayan Strange.
Respire profundo, Mrs. Strange. Es bueno para las náuseas.
Başınızı kaldırın. Biraz nefes alın.
Levántale la cabeza.
Derin bir nefes alın ve beni iyi dinleyin!
¡ Respiren profundo y escuchenme!
Terra'nın yüzeyine bir kere kök saldığında 7 günde gezegenin havasını nefes alınabilir şekle dönüştürecek.
Una vez colocado en la superficie de Terra hará que el aire del planeta sea respirable en siete días.
Bayan... haydi, peşimden nefes alın...
Señorita, vamos...
derin derin nefes alın...
respire conmigo... respire profundo...
Derin bir nefes alın.
Respire hondo.
Nefes alın.
Respira.
Derin nefes alın.
Sólo respira.
Derin derin nefes alın.
Respira hasta el estómago.
Sakin olun ve nefes alın.
Relájate y respira.
Sadece nefes alın.
Sólo respira.
Nefes alışını hissettim.
Lo sentí respirar.
Şimdi derin bir nefes alıp 30 saniyeden kısa sürede bütün bilim tarihinin en karışık ama bütün evreni destekleyen kavramını açıklamaya çalışacağım.
Entonces voy a respirar profundamente y en 30 segundos trataré de explicarte uno de los conceptos más complicados en toda la ciencia pero que sostiene todo el universo.
Nefes al dediğimde alırsın.
Respiras cuando yo diga que respires.
- Kayın peder. "Derin nefes alıyordu."
"respiración PROFUNDA"
İki tanesi Darlene'nin evine. Biri kayın biraderine ve biri de kayın pederine. Sadece derin nefes sesi.
Dos a la casa de Darlene, una al cuñado de Darlene y una al suegro de Darlene.
Nefes al, yukarı kaldır, kalp merkezini açın.
Inhalen, manos a los costados y arriba. Abran el pecho.
Haydi. Nefes almalısın, haydi nefes al.
Tienes que respirar, tienes que respirar.
Doğru nefes alırsanız boğulmazsınız.
Si respiras bien, no te ahogas.
Hatta nefes alıp almadığını kontrol etmek için bile yanına yaklaşmadım.
Ni me acerqué para ver si respiraba.
Sonra, derin bir nefes al ve 60.000 $'ın olsun!
Entonces sostén tu aliento y déjame aumentar esto a $ 60.000.
Nefes alışını duyuyorum.
Le oigo respirar.
Ne kadar iyi rol yaptıklarını biliyorlar ve sana göstermek istiyorlar. Hep alınlarını tutarlar derin nefes alırlar. Hayır, dayanamam.
Digo, mira a los actores, siempre fruncen el ceño... respiran profundo, como si supieran actuar y saben lo buenos que son y los malditos te lo tienen que demostrar.
Ruhum "The Catcher in the Rye" ın sayfaları arasında nefes alıyor.
Mi alma respira entre las páginas del "Guardían entre el Centeno".
Gömleğini açın. Nefes al!
Desabrochemos su camisa.
Şanslısın.Hala nefes alıyor.
Tienes suerte, aún respira.
O sabah Anna'nın ne gördüğünü sana söyleyeyim : Angelo can çekişiyordu ve artık nefes alamıyordu hiç kimse ona yardım etmiyordu. Hiç kimse.
Ana le dijo lo que vio al pequeño que ya no respiraba, que no lo hizo más nadie lo ayudó, nadie corrió hacia él.
Böylece bir süre sen ve Jane rahat bir nefes alırsınız.
Así que tú y Jane tendrán la oportunidad... de tener un respiro.
- Derin bir nefes al, Brad. Kokladığın şey yeni hayatımız.
Es nuestra vida lo que estás oliendo.
Çeyrek saat sonra, adamın bacaklarının arasındaki canavarı unuttuğumu söylediğimde Christine'in nefes alış verişi sıklaşmıştı.
Y después de un cuarto de hora olvidé al monstruo que había entre sus piernas.
Bir nefes alanın, taklit ettiğini al..
Tomad un respiro chicos..
Kalp atışların hızlanır avuçların terler beni gördüğünde zar zor mu nefes alırsın?
¿ Se te acelera el corazón, te sudan las manos y te cuesta respirar cuando me ves?
- İyi olacaksın. Derin bir nefes al.
Estás bien, sólo... toma un respiro
Hem de "Derin nefes al, deney yapalım" tarzı bir biniş değil. Şu torbayı tutar mısın?
- "por atrás." - ¿ Me guardarías esta bolsa?
Kemirgenler tarafından taşınır, insanlara da virüs bulaşmış idrar, tükürük ya da b.k buharının nefes yoluyla alınmasıyla bulaşır.
Que transportan los roedores, transmitido a los humanos... cuando inhalan vapores de orina, saliva o fecas contaminadas...
Nefes alışını hissetmiyorum.
No puedo sentir su respiración.
Derin nefes alın.
Tome aire.
Nefes alışını duyabiliyorum.
Puedo oirlo respirar.
- Tamam... kıpırdatıldığını, böylece kurbanı felç edip, nefes alışını güçleştirdiğini gösteriyor.
- De acuerdo meneado, así paralizando la víctima y causándole dificultad para respirar.
alın 440
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın şunu 54
alın onu 55
alın bakalım 97
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın şunu 54
alın onu 55
alın bakalım 97
nefes 63
nefes al 406
nefes ver 47
nefesini tut 47
nefesim kesildi 20
nefes alma 21
nefes alamıyorum 272
nefes kesici 24
nefes darlığı 22
nefes alamıyor 31
nefes al 406
nefes ver 47
nefesini tut 47
nefesim kesildi 20
nefes alma 21
nefes alamıyorum 272
nefes kesici 24
nefes darlığı 22
nefes alamıyor 31