Onlara de ki tradutor Espanhol
698 parallel translation
Onlara de ki ; eğer çocuğumun katilini teslim ederlerse, gitmekte özgürdürler.
¡ Diles, que si me entregan al asesino de mi hijo, serán libres!
Onlara de ki, cehenneme kadar...
Diles que se vayan a...
Onlara de ki...
Diles que yo...
Toparlak Surat, onlara de ki, dört Pazar daha burada kalabilirim... ve ya yirmi, ya da ne kadar istiyorlarsa.
Ehhh Mondgesicht Mondgesicht dígales que puedo quedarme. otras cuatro semanas más incluso veinte ó el tiempo que deseen.
Toparlak Surat, bekle! Aşağı in ve onlara de ki... Onlara hazır olduğumu söyle.
Un momento Mondgesicht espere baje abajo y dígales dígales que estoy dispuesto a contarlo todo...
Onlara de ki ; hepsi...
Dile que son una panda de...
Onlara de ki " Shimazo Katase, .. - bu benim adım -, .. de ki, Shimazo Katase, ölmek üzere..... hemde hiç işlemediği suçlar yüzünden.
Dígales que Shimazo Katase ese es mi nombre dígales que Shimazo Katase está a punto de morir por crímenes que no ha cometido.
Hayır, eminim ki onlara da bu konu sorulmadı. Hayır.
No, estoy seguro de que no les pidieron su opinión.
Yıldızlar o kadar yakındır ki uzansan onlara dokunacakmışsın gibi gelir.
Las estrellas están tan cerca encima de tu cabeza que sientes que las podrías alcanzar.
Onlara hayran olmamı yasaklayan bir kural yok ki.
No está en contra de las normas admirarlas.
Derdi ki, yazılarını okuyanlar gerçeği istemiyormuş. Bu yüzden onlara öyle şeyler yazarmış.
Decía que escribía basándose en el principio de que sus lectores no querían la verdad y que eso sería lo que les daría.
Neden uçaklarını da ilimlerini de onlara bırakmadık ki?
¿ Por qué no prescindimos de sus máquinas y sus ciencias?
Annen ve baban evlenirken çalan müziğe eğer evlilikte doğduysan ki, şüpheliyim. Bak onlara.
La bailaron sus padres en la boda si es que es fruto de su boda, cosa que dudo.
Onlara yol göster Yüce Babamız. hayatın bütün zahmetleri için ve hayattaki bütün yollar için onlara yol göster ki bu sayede bu saati asla unutmasınlar ve birbirlerine verdikleri bu içten sevgiyi, senin bu kutsal bakışının içinde unutmasınlar. Amin.
Guíales, Padre, y protégeles en todas las pruebas y vicisitudes de la vida para que nunca olviden esta promesa de amor, que se acaban de hacer el uno al otro ante tu presencia divina.
Babamın onurunu korumak için buna katlanmak zorunda kalırsak eğer ki babam bunu hak etmiyor tüylerini ürpertecek bir tablo armağan edeceğim onlara.
Para salvarle la cara a padre... ... que, por cierto, no se lo merece... ... les daré una imagen de la vida que les aterrorizará.
Ona dedi ki insanların öylece durup seyirci kalmadıkları bir yerde ben de onlara karşı savaşacağım.
Dile que estaré luchando tanto como él en donde la gente no sólo se detenga a mirar.
... size defalarca teslim ol çağrısı yapıldı. Ama ahmaklıktan kör olmuş Savaş Kabineniz İngiltere'nin kaybettiğini hala göremiyorsa bunu onlara kanıtlamak biz Almanların kutsal görevidir hem de onlarca defa ta ki dizlerinin üzerine çöküp yalvarıp, merhamet dileyip Führer'imizin kılıçtan keskin adaletine boyun eğene dek.
Si vuestro estúpido Gabinete de Guerra es incapaz de ver que Inglaterra ha perdido, es entonces un sagrado deber alemán el hacérselo ver una, otra y otra vez hasta que se arrodillen rogando la merced de nuestro Führer.
Onların sadece küçük hikayeler olduğunu biliyorsun, ama onlara öyle körü körüne inanmamızı istiyor ki sen de keşke inanabilsem diye düşünüyorsun.. ... ama sonuç itibariyle ne yapa -
Y sabes que son sólo pequeñas historias, pero quiere que las creas hasta tal punto... que deseas poder hacerlo... y qué puedes hacer más que -
İki günün sonunda, bulunmazlarsa polisi arayıp onlara.. ... söyleyebildiğiniz kadar doğruyu söyleyin ki güvende olasınız.
Si despues de dos dias, no lo han encontrado llame a la policia, y digales todo lo que sea necesario para su seguridad.
Ama bu kez, sizi iyi insanlarla bir arada bırakıyorum ki eminim onlara karşı sizler de iyi olacaksınız.
Pero esta vez, os dejo con buenas personas..... con los que estareis bien.
Farzedelim ki artık onlara bir fayda sağlamayacak.
Supongamos que dejó de servirles.
" Yelkenler mosmordur ve öyle hoş kokarlar ki rüzgar bile onlara aşıktır.
'Púrpuras son las velas y tan perfumadas que los vientos se enamoraban de ellas.
Ben sadece onlara söyledim... ki eğer onlar kendilerine ayrılmış bölgeye dönselerdi... ben kendim Yerli ajansıyla onların sorunları ve bakımlarıyla ilgili konuşacaktım.
Acabo de decirles... que si regresan a la reservación y se portan bien... yo mismo hablaría con el agente indio y les solucionaría sus problemas.
- Ama onlara dedim ki "beyaz kardeşim Bowie, onurlu bir insandır asla yalan söylemez".
Pero yo decir mi hermano Bowie hombre de honor. No mentir.
Saygıdeğer Efendim, eski bir atasözü der ki konseyler, biz onlara gelmeden önce köprüden geçmeye karşıdır.
Eminencia, hay un viejo proverbio... que aconseja no cruzar puentes antes de llegar a ellos.
Bize şarkı söylemeden önce, biliyorum ki, milyonlarca hayranınız... onlara birkaç şey söylemenizi bekliyor.
Antes que nos cantes, sé que tus millones de admiradores esperan que les digas unas palabras.
Öyle görgüsüz insanlar ki. Bir de onlara arkadaşlarım diyor.
Que gente tan vulgar y les llama amigos
Gerçek şu ki, Kimbrough onlara bir paye yapıştırana kadar onlar iyi birer tarım işçisiydi.
La verdad es que eran peones de rancho bastante decentes hasta que Kimbrough les puso su marca.
Şimdi, biri sorarsa, onlara sadece anlat ki... Şey, Henry'yi Chicago'ya iş gezisine yolladın.
Si alguien pregunta por él,... dígale que Ie mandé a Chicago de viaje de negocios.
Onlar ki sadece benden emir alacaklar ve ben de sadece onlara itimat edeceğim.
El opritchnina.
Ama kardeşim o bataklıkta aç ve üşümüş iken neden onlara götüreyim ki?
¿ Pero por qué donarla si mi hermano estaba en el pantano, muerto de frío y de hambre?
Nedense hiçbir şeyin farkına varamamışım. Savaşın böyle olacağını ne yazık ki bilemedim. Bana değil de onlara bir şey olacağını düşünemedim.
Pero lo que nunca se me ocurrió fue que en... esta monstruosa guerra a los que les sucedería algo sería a ellos..
Merhaba Alice. Ben de onlara tam Gwen'den bahsediyordum. Bernard ve ben geçen gün, provadan sonra onunla konuşuyorduk ve dedi ki ;
Les estaba hablando de Gwen, el otro día va y nos dice :
Nefret ediyorum, ama onlara ayak uydurmalıyım, başka ne yapabilirsin ki?
La detesto, pero trato de adaptarme, ¿ qué quieres que haga?
Kabul etmemiş, isim takmıştın onlara... ki rastgele, bence.
No estuviste de acuerdo y empezaste a buscarles nombres... al azar.
Bir stüdyoda çalışmaktan o kadar memnun ve mutluydum ki... onlara istedikleri bilgiyi vermeye söz verdim.
Estaba tan contento y feliz de trabajar en un estudio que les prometí darles toda información que querían.
Maaleseftir ki onlara bakmak için ne aklen ne de kalben uygun değilim.
Es una desgracia. No tengo sitio para ellos, ni en mi mente ni en mis afectos.
Ve düşündüm ki, eğer yeni bebek erkek olursa onlara ranza alabiliriz.
Y estuve pensando que si el bebé fuera varón, podríamos conseguir una de esas camas dobles.
Unutmayın ki Yunanistan'ı yenecek kelime budur, eğer biz de onlara beraberlikle karşı koymazsak.
Recordad esa terrible palabra, que acabará destruyendo Grecia si no le hacemos frente con la nuestra.
İnsanlar yaşlandıkça onlara olan güvenin artıyor demek ki.
Confiar de esa manera significa que me estoy poniendo vieja.
yeni papa tatlı ve gizelmi bir havası var, kaplumbağa gibi bir tebessümü o galiba anladı ki kendisi zavallıların çobanı olması gerektiğini, çünkü antik dünya onlara ait. onlar onu asırlardan taşıyacaklar ve onunla büyüklüğümüzün tarihini.
El nuevo Papa, con un sonido dulce y misterioso, como la sonrisa de una tortuga, parece haber comprendido que debe ser el pastor de los desvalidos porque ahora y siempre el mundo antiguo lo forman quienes le han seguido a lo largo de los siglos,
Onlara dedik ki Patron Bunkichi bize karşı oldukça iyi, Bu yüzden ona yüz çeviremeyiz, ve sonra onlar aniden bize saldır...
Le contestamos que el jefe Bunkichi ha sido bueno con nosotros y que no podemos darle la espalda y entonces de repente empezaron...
Onlara hayatımı sundum... ve dedim ki "Sezar olmam Roma için eğer iyi olmayacaksa... o zaman öleyim."
Les ofrezco mi vida. Y además, si no es por el bien de Roma mátenme, que no llegue a ser César.
Eminim ki onlara zaten ihtiyacınız yoktur Bayan Savage.
Estoy seguro de que no los necesita, Sra. Savage.
Sanırlar ki eğer sadece bir kez çıkarsanız, sinyor, sadece bir O zaman onlara hayatınız boyunca bağlanacağınızı düşünürler
Piensan que si tienes una conversazione, signore, solo una estás obligado a quererlas de por vida.
Babasının öldüğünü onlara söylemiştir, tabii ki.
Ella les habrá hablado de la muerte de su padre, por supuesto.
Bence kabul etmelisiniz ki onlara çok iyi bir saklanma yeri verdik.
Y estaréis de acuerdo en que les dimos bien el esquinazo.
Orda onlara gününü göstermemde ki yanlış ne?
¿ Es que hay algo de malo en que me impusiera de ese modo?
Sayıca o kadar azdık ki siper kazmak için onlara ihtiyacımız vardı ve bunu yapmaları için onlara ücret teklif ettik.
Andábamos tan escasos de gente que los necesitábamos para cavar las trincheras, Y les ofrecimos sueldos para hacerlo.
Bayan Roubier'ye baktığımızda anlıyoruz ki gerçek acılar sessizce yaşanıyor. Onlara destek olmanın tek yolu da sessizliklerini paylaşmak.
Una familia cuyos sentimientos se elevan por encima de la fortuna, sobre todo cuando es desfavorable.
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
Pero verá, el obstáculo es que si ahora llamo a la agencia y les digo... "Tengo un contador de 45 años que quiere convertirse en domador de leones" ... su primera pregunta no será :