Onu da tradutor Espanhol
31,291 parallel translation
Hala ruhum duruyor. Onu da daha önce kaybettim ve tekrar kaybetmeye niyetim yok.
No me has quitado mi alma, que ya he perdido y no quiero volver a perder.
Onu da yapmam ben.
Tampoco haré eso.
Barry'yi eğittiğimiz gibi onu da eğitebiliriz.
Podemos entrenarla al igual que hicimos con Barry.
Keşke onu da getirseydin.
Vaya, debiste haberla traído.
Onu da duydum.
También me enteré de eso.
Kemik kalıntılarından birazını sürgüye koyun onu da yerine koyun ve makine gerisini halleder.
Solo metan algunos de los fragmentos en la rampa, deslícenlos al compartimiento y la máquina hará el resto.
Birisi onu da bağlamış.
Alguien lo ató también.
Onu da gizledim. Hitchcock.
Hitchcock.
ve onu da yapabileceğine ikna ettim.
y también la convencí a ella.
Onu da yaptım evet.
Eso también, sí.
- Onu da nereden duydun? - Joy'dan.
- ¿ Dónde oíste eso?
Onu da biliyorum.
También lo sabía.
Ne derdim var onu da bilmiyorum.
No sé qué es lo que me pasa.
Her neyse, birkaç bin yıl sonra babam onu da evden attı.
Como sea, un par de miles de años después, Papá la echó también.
Ya da daha iyisi, adamın Turnbull'la kavgaya girişsin ve onu sokağa çıkartsın.
Aún mejor, asegúrate que tu chico se pelea con Turnbull y lo saca aquí a la calle.
- Onu da yaptım.
También he pasado por eso.
Barry'yi eğittiğimiz gibi onu da eğitebiliriz.
No quiero que la entrenen, ¿ de acuerdo?
- Ya beni yakala, ya da onu.
Soy yo... o él.
- Jeo demişken az önce onu aşağıda başsavcıyla konuşurken gördüm.
Hablando de eso, lo acabo de ver abajo y estaba hablando con la fiscal del distrito.
Daha da önemlisi, henüz kaçıranın Caitlin olduğunu bilmiyorlar. - Yani onu onlardan önce bulmalıyız.
Pero lo más importante es que todavía no saben que se trata de Caitlin, así que tenemos que encontrarla antes que ellos.
Tek bildiğim, Caitlin'in dışarıda bir yerde olduğu ve onu bulmamız gerektiği.
Todo lo que sé es que Caitlin está ahí afuera y necesitamos encontrarla.
Daha da iyisi, 4 yap onu.
Mejor todavía, que sean cuatro.
Daha da iyisi, onu nasıl buluruz?
Mejor todavía, ¿ cómo vamos a encontrarlo?
Yap, yoksa onu harcarım sonra da seni.
Hazlo o lo mato a él y después a ti.
Merak ediyorum da neden birisi onu hedef alsın ve düşünebildiğim tek şey bu olsun.
Me he estado preguntando por qué alguien querría ir tras él y... lo único que se me ocurre es que...
Ya ekibi bırakacakmışım ya da onu.
Dejo el equipo o lo dejo a él.
Artık orada değildim, o da orada değildi. Çıldırdı, her şeyi parçaladı. Bana zarar vermesinin sebebi de onu durdurmaya çalışmamdı.
No estaba más, él no estaba más allí, él sólo... se puso como loco y rompió todo y él sólo me lastimó porque estaba tratando de detenerlo.
Onu yapan da bilim adamıydı.
Un científico hizo eso.
Ya da onu başkasına satarsa.
O si él se lo vende a alguien más.
Sonuçta adamın ne yapacağı belli değil Toby'i bırakma niyeti olmayabilir ki bu da onu bulmayı daha önemli yapar.
El asunto es que es impredecible, puede no tener ninguna intención de dejar ir a Toby, lo cual hace más urgente que lo encontramos.
Onu üstün yapan da budur.
Eso la hace que sea superior.
Diyorum ki bırakalım biraz odasına kapansın, sonra da onu oturtur...
Lo que digo es que lo dejemos estar en su cuarto un rato y luego lo sentamos...
Onu arıyorum da arıyorum ama ortadan kaybolduğunda bile genelde geri dönüş yapar.
Le he estado llamando y llamando, e incluso cuando desaparece, normalmente me regresa la llamada.
Ya da onu bana geri vermenizi.
O que me la regresen.
Onu bu lanetli şehirden götürünce sana da.
Ni a ti una vez que lo saque de esta maldita ciudad.
Evet, onu yaparım, bunu da yaparım bunu da yaparım, bunu da, bunu da iki bacağı olan her şeyi yaparım.
Me la tiraría, me la tiraría, me la tiraría, me la tiraría... Me tiraría a cualquier cosa con dos piernas.
- Evet, bu korkunç ama Annem, dedektiflerin davalarını kapatmak için çok baskı altında olduklarını ve bazılarının da ne gerekiyorsa onu yaptıklarını söyledi.
- Sí, es horrible, pero mi mamá dijo que los detectives están tan desesperados por cerrar sus casos, que algunos de ellos están dispuestos a hacer lo que se necesite.
- Çünkü Callie ile olanlardan dolayı Anneleri onu suçluyorlar da ondan.
- Porque sus mamás lo culpan por todo lo que pasó con Callie.
Annesi onu kaygı sorunu için alıyor.
Su mamá le da para la ansiedad.
Çünkü Callie ile olanlardan dolayı Anneleri onu suçluyorlar da ondan.
Sus mamás lo culpan por todo lo que pasó con Callie.
Çığlık attığını duydum. Ama onu aslında onu ya da herhangi birini görmedim.
Yo la oí gritar, pero no la vi, ni a ella ni a nadie.
Cece, bana bir iyilik yap da içeri al onu.
Cece, hazme un favor y métela en casa.
Sen onu bana emanet ettin. O da seni bana emanet etti.
Quiero decir, él me la dejó, y ella te dejó conmigo.
Dışarıda iyi ve düzgün bir adam var. Beni seviyor ve benimle evlenmek istiyor. Onu sevdiğim için mi evleniyorum yoksa elime neşteri alıp bu Shepherd derisine sokmak için mi bilmiyorum.
Hay un hombre bueno y decente ahí fuera, que me quiere, y espera casarse conmigo, y no puedo distinguir si me caso con él porque le quiera o porque corrí aquí a coger un bisturí y a meterme en la piel de Shepherd.
İşin sonunda o da düştü tabii... Ben de onu terk ettim.
Devolvérsela era jugar limpio, así que yo... la abandoné a ella a cambio.
Warren da onu atalarına göre her şeyin başladığı yere getiriyor. Tnorala adlı çukur bir havzaya.
Así que Warren lo lleva a donde sus antepasados dicen que todo empezó, una depresión en forma de cuenco llamada Tnorala.
"Benim onu düşündüğüm gibi " o da benim üzerimde fanteziler kurdu mu?
Me preguntaba si alguna vez fantaseaba conmigo de la forma en que yo lo hacía con él.
Asıl soru da onu o olduğundan mı seviyorum yoksa kariyerim için çok şey yaptığından mı?
Entonces la pregunta es, ¿ lo amo por ser él o lo amo a causa de lo que ha hecho por mi carrera?
Okulda bana sürekli, onu sürekli Capitola'da sörf yapmaya çağıran ürkütücü babasından bahsederdi.
Me estaba contando de este papá horrible en la escuela que la sigue invitando a surfear en Capitola.
Onu Kayako Sakaniwa'ya yaptırdım. Tokyo'da sanatçı.
Se lo encargué a Kayako Sakaniwa, un artista de Tokyo.
İnsanlar onu kurcalayabilir, daha iyi hale getirebilir ya da kötüleştirebilir, o da olabilir.
Las personas pueden analizarlo, pueden mejorarlo... o peor, eso también puede pasar.
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu daha önce hiç görmedim 66
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
onu da bilmiyorum 20
onu daha önce hiç görmedim 66
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196