Pardon bayım tradutor Espanhol
182 parallel translation
Pardon bayım, sanırım içkinizde bir şey var.
Perdón, Señor. Creo que hay alguna cosa en su bebida.
- Pardon bayım?
Perdón, señor.
Pardon bayım, perde arkasına nasıl geçeceğiz?
Diskulpe señor, ¿ dónde están los bastidores?
- Pardon bayım, ilk sırada ben vardım.
Yo llegué primero.
Pardon bayım.
Disculpe, señor.
Pardon bayım. Cassis Birası?
Discúlpe, señor.
- Pardon bayım, fakat bu yol Justicia Sarayına gitmiyor
Perdón, pero éste no es el camino al palacio de Justicia.
Pardon bayım, sigaramı yakar mısınız?
Perdone señor, tiene fuego para mi cigarrillo?
Pardon bayım.
Discúlpeme, señor.
Pardon bayım, davetiyeniz var mı?
Disculpe, ¿ tiene invitación?
- Pardon bayım, orası dolu mu acaba?
- Disculpe, señor, ¿ está ocupado?
Pardon bayım?
¿ Perdón?
Pardon bayım, siz olduğunuzu biliyordum.
Lo siento, sr, no sabía que era usted.
- Pardon bayım, bu nedir?
Qué es esto?
Pardon bayım. Merhaba.
Disculpe, señor.
- Pardon bayım.
- Disculpe, Monsieur.
Pardon bayım. Bir şey düşürdünüz.
disculpe, señor. se le cayó algo.
Pardon bayım.
Perdone.
" Pardon bayım.
" Perdone.
- Pardon bayım.
- Disculpe, señor...
- Pardon bayım.
- Disculpen.
Hah, pardon bayım.
Eh, perdon, sr.
Pardon bayım?
Disculpe, señor?
Pardon bay Bradley paranızı hep burnunuzda mı taşırsınız?
A propósito, Sr. Bradley... ¿ Siempre lleva usted el dinero en la nariz?
Pardon, bay Norton, bu kadar resmi olacağımızı bilmiyordum.
Disculpe, señor Norton, pensé que era algo informal.
Afedersiniz bayım, İngiltere ne tarafta?
Pardon, monsieur, où est Anglaise?
Pardon, bayım.
Disculpe, señor.
Acele et. Pardon, bayım.
Date prisa.
Pardon, bayım!
Lo siento, hombre.
Pardon, sen Bay Foley'i tanıdığını mı söyledin?
¿ Usted conocía al Sr. Foley?
Pardon Bay Tucker, Yonkers mı dediniz?
Disculpe, Sr. Tucker, ¿ ha dicho Yonkers?
Pardon, bayım.
Disculpe.
Özür dilerim, ne dediğinizi anlamıyorum, bayım.
Pardon. Je ne comprends pas, monsieur...
- Pardon, bayım?
- Perdón, Señor?
"Pardon, Bay Tavşan. Senin tüyüne bok yapışır mı?"
"Perdone, Sr. Conejo, ¿ se le pega la mierda al pelo?"
İngilizce isterseniz daha iyi olur bayım. - Siz Fransızsınız. Pardon.
Sería mejor que me preguntaras en inglés.
Pardon, bayım. Doldurun.
Disculpe, señor.
Bayım, şey, pardon
Señor... Lo siento
"Pardon, bayım. Bundan bir yıl sonra sizden bir iyilik isteyeceğim."
"Disculpe, señor, pero dentro de un año va a hacerme un favor".
Pardon, bayım? Şey, Şimdi madem buradayım,
Ya que estoy aquí podría serle útil también.
Pardon, bayım. Fraida bugün çalışıyor mu?
Disculpe, señor, Fraida no hacerlo hoy?
- Pardon, bayım?
No puedo hacer nada. Discúlpeme.
Bay Burns, Cuma günü saat 15.00 civarı vuruldu ki o saatte Smithers evinde "Pardon My Zinger"'ı izliyordu.
Al Sr. Burns le dispararon el viernes a las 3 : 00 p.m. La misma hora en que Smithers estaba viendo Disculpa mi ocurrencia.
Pardon bayım.
Perdone señor...
Pardon, Bayım. Birici sınıf öğrencisi paketi almak ister miydiniz?
Disculpe señor, ¿ quiere comprar un paquete de primer año?
- Pardon, bayım.
- Perdóneme, señor. - Hola holita...
Pardon, bayım?
Disculpe, señor.
Pardon, sizi çıkartamadım Bay Doff.
Perdón, no vi que era usted, Sr. Doff.
Pardon, bayım, bana bir iyilik yapabilir misiniz?
Disculpe, señor. ¿ Me haría un favor?
Pardon, işinizi görürken sizi rahatsız etmek istemezdim, Bay Richie, ama büyük hayranınızım.
Disculpe. Detesto molestarlo, Sr. Richie cuando está a punto de encargarse de su asunto pero soy su más grande admirador.
Oh, pardon. Seni Bay Pickles sanmışım.
Lo siento, pensé que eras Sr. Pickles.