Polisler tradutor Espanhol
10,983 parallel translation
Ama olay şu ki, yargıç ve savcıya senin bir muhbir olduğunu söylediğimizde bölgesel polisler de durumu öğrenecektir.
Pero cuando le digamos al juez y a la fiscalía que eres un informante federal, los policías locales lo sabrán también.
Polisler yolda.
La policía está de camino.
Polisler kapının maymuncukla açıldığını söyledi.
La policía dijo que forzaron la cerradura.
Polisler birazdan gelir!
¡ La policía estará aquí en un minuto!
Şu sözünü ettiğin polisler ne zaman gelir?
¿ Cuánto falta para que aparezcan esos polis de los que hablas?
Polisler.
Policías.
Polisler hâlletti bile.
Los policías ya han limpiado todo.
Lanet olası polisler.
Malditos policías.
Polisler her an bu eve gelebilir.
La poli vendrá directa a tu casa.
Gazeteleri susturabiliriz. Ama polisler orada görev yaptılar.
Podríamos silenciar los periódicos pero los condenados vendedores completarán la tarea por ellos.
Durun biraz, polisler yararına yapılacak olan bağış gecesinden mi bahsediyorsunuz?
Un momento. ¿ Estáis... hablando de la gala benéfica de la policía?
"Polisler maktülün cesedini, evin güneybatı cephesinde yer alan yatak odasında... sırt üstü yatar vaziyette buldular."
Los oficiales descubren el cuerpo de la víctima tendido en el piso de la habitación ubicada en el ala sudoeste de la residencia.
Polisler hikayeni açık bulmak için evirip çevirecekler.
Los policías darán la vuelta a tu historia una y otra vez en busca de agujeros.
Kötü haber, Booth, polisler her şeyi 15 dakika sonra kapatacak dedi.
- Sí. Pero la mala noticia es que Booth dice que sólo tenemos 15 minutos antes que la policía lo cierre todo.
- Polisler üç dakika sonra gelir.
Tenemos tres minutos antes de que llegue la policía. ¡ Vámonos ya!
Polisler evime gelmiş galiba.
Creo que la policía ha estado en mi casa.
Polisler aldılar.
Está aquí.
Bugün Delta birimi polisler Başbakan'ın ofisindeki silahlı olaya müdahale etti.
El Escuadrón de Emergencia de la Policía ha realizado hoy una... una acción armada en la Oficina del Primer Ministro.
Polisler davayı kaybedeceklerinin farkında.
La policía sabe que tiene un caso perdido. Ese ruso no está aquí ilegalmente.
Polisler, kocanın Ruslara çalışmasını kullanıyor.
El problema es que la policía explota tu vulnerabilidad.
Direnişi destekleyen polisler var.
Hay gente de la resistencia en la policía.
Polisler hiç o kadar rahatsız edilmemiştir.
Y la policía ni se molestó...
Polisler neden cesedi bulunan şu çocukla ilgili onu arıyor?
¿ Por qué la policía le pregunta por este chico que encontraron?
Eğer polisler onunla irtibat kurarsa, kimsenin ismini veremeyecek.
Si relacionan el incendio con él, no va a dar el nombre de nadie.
Baba, polisler geliyor.
Papá, la policía está en camino.
Polisler 5 dakika içinde gelip seni tutuklayacak.
La policía estará aquí en cinco minutos para arrestarte.
Boo! Tamam bayanlar, hediyeleri polisler aracılığıyla bu tarafa geçirin.
pasen sus regalos a los policías.
Polisler bir Outlaw'ı kenara çekmek için herhangi bir bahane kullanabilirler.
La poli usa cualquier excusa para detener un motociclista fuera de la ley.
Polisler geliyor.
La poli están llegando.
Polisler gelmeden önce çıkın oradan.
Sal de allí antes de que llegue la policía.
Tüm şehir cebinde. Polisler, birlikler, yargıçlar.
Tiene a toda la ciudad en el bolsillo... policías, sindicatos, jueces.
Polisler de onu severdi.
A la policía le gustaba él.
Yerel polisler işi batırmadan gidip ortalığı toplayalım.
Vamos a trabajar esto juntos - antes de que los policías locales lo estropeen.
Bölgesel polisler bir ipucu üzerine onu yakaladılar.
La policía local detuvo a Stash por un soplo.
Hayır, hayır... Baksana, Polisler hiçbir şey bilmiyorlar.
Mira, los polis no saben nada.
Polisler de...
Los polis arrestan a la pandilla.
- Çünkü polisler bize inanmazlar.
Porque la policía... no nos creería.
- İyiyiz ama polisler ön tarafa varmak üzereler.
Pero la policía está llegando por el frente. Estamos bien.
Sonra bayılmışım, uyandığımda da polisler beni tutukladı.
Me desmayé, y cuando me desperté, la policía me había arrestado.
Ve evin içinde bir yerlere saklandım, sonra da... Sonra annemin cesedinin yanında durduğumu hatırlıyorum, polisler de beni kelepçeliyordu.
Y luego me escondí en algún lugar en la casa, y... lo siguiente que recuerdo, es que estaba parado junto al cuerpo de mi madre... y los policías esposándome.
O hayvan hala dışarıda geziyor ve polisler umursamıyor bile.
Ese animal todavía está ahí fuera y a la policía ni siquiera le importa.
Çünkü o manyak beni kafamdan vuracaktı ben de ona "Dinle, cihaz nabzımı alamazsa polisler hemen harekete geçer." dedim.
¿ Cómo? Porque ese maníaco iba a dispararme en la cabeza, y yo dije, "oye... vas a alertar a la policía si este dispositivo deja de registrar mi pulso".
Evime gelen polisler cep telefonuma el koydu.
Los policías que vinieron a mi casa, ellos tienen mi teléfono.
Polisler, avukatlar, yöneticiler.
Policías, abogados, administradores.
Polisler onu sorguya çektiği anda paniklemeye ve bana kumpas kurmaya başladı.
En cuanto la policía le interrogó, le entró el miedo y me tendió una trampa.
Polisler, polisler çıkın buradan!
¡ Policías! ¡ Salid de aquí!
Polisler siz misiniz?
¿ Son los policías?
Polisler geldi.
La policía está aquí.
Evet, polisler evsiz birinde görmüşler.
Sí.
Polisler!
pásenme mis regalos.
Polisler tüm suçlamalarını düşürmüş.
Los polis le retiraron todos los cargos.
polisler geliyor 32
polisler mi 28
polisler geldi 20
polis 1489
polisi 18
polise 31
polisi ara 145
polis yok 23
polis memuru 42
polis merkezi 31
polisler mi 28
polisler geldi 20
polis 1489
polisi 18
polise 31
polisi ara 145
polis yok 23
polis memuru 42
polis merkezi 31
polisim 30
polis misiniz 33
polis mi 254
polis misin 49
polis geldi 36
polisi arıyorum 63
polise mi 20
polisi arayın 49
polisi aradım 22
polis geliyor 23
polis misiniz 33
polis mi 254
polis misin 49
polis geldi 36
polisi arıyorum 63
polise mi 20
polisi arayın 49
polisi aradım 22
polis geliyor 23