Sanıyorum ki tradutor Espanhol
1,033 parallel translation
Sanıyorum ki bu dünyadaki yaşantımız, daha bizim arzu ettiğimiz şekilde değildir.
Pues bien... La vida en el globo terráqueo no está tan bien ordenada, como quisiéramos.
Öyle sanıyorum ki... Son bir sigara için hâlâ vaktim var.
Supongo... que todavía tengo tiempo para el último cigarrillo.
Kendi tarzında, öyle sanıyorum ki, mutluydu.
A su manera, supongo que era feliz,
Ama öyle sanıyorum ki senin tarzını yakalayacaktır, Ace.
Creo que te va a entender.
Diğerlerinden daha iyisini yapacağımı sanmıyorum. Fakat öyle sanıyorum ki bizler sık sık insanların zekasını hafife alıyoruz.
No es que me crea más persuasivo que los otros, pero solemos subestimar la inteligencia de la gente.
Öyle sanıyorum ki sadece zaman geçiriyor.
Solo matando el tiempo, yo diría.
Yasugoro, Sanıyorum ki sen gangster olmanın ne demek olduğunu anlamamışsın.
Yasugoro no creo que sepas lo que significa ser un yakuza.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Creo que los griegos describían al nepente... como un estado mental inducido por una droga... probablemente el hachís.
Öyle sanıyorum ki, bağışlanmak için de yetersiz.
Muy fugaces, quizá, para lograr el perdón.
Sanıyorum ki bunu söylemem için bu son şansım olacaksa...
Y supongo que es mi última oportunidad para decirlo.
Ohh, sanıyorum ki ondan biraz alabilirsin
Pensé que quizá haya reunido un poco de...
Sanıyorum ki adımın yazılı olduğu kartı aldınız.
Creo que tiene mi nombre en una ranura.
Sanıyorum ki vicdanı bunu daha fazla kaldıramadı.
Supongo que su conciencia ya no podía resistir más.
Öyle sanıyorum ki kendini suçladığın tereddüt anı senin türünün karakter özelliği.
Considere la vacilación que le hace sentirse culpable una característica de su especie.
Sanıyorum ki başını belaya sokman da bu şekilde oldu.
Creo que es así como se ha metido en dificultades.
Fiyatların düşmesi de olası. Ama öyle sanıyorum ki- -
Podría haber una caída de los precios.Pero creo que -
Aşağıda ise bizim kendi grubumuz var... sanıyorum ki nadiren uzlaşmacılar.
Y aquí abajo está nuestro grupo... que, creo yo, le habría parecido apenas más agradable.
Ben... ben... sanıyorum ki nedenlerimden oldukça etkileneceksiniz. Evet.
Creo que quedarán muy impresionados con mis motivos, sí.
Ve karanlıkta göz ucuyla baktığımda, gördüğümü sanıyorum ki...
La luz de las velas parpadea, todo está oscuro y de reojo me parece ver...
Sanıyorum ki, bunu yapabilirim.
Por lo que me respecta, del modo más absoluto.
Şey, sanıyorum ki,... sanıyor ki, belki de Tony'nin kaçırılması... hiç de gerçek bir kaçırılma olayı değil. Anlamadım.
Me parece que cree que el secuestro de Tony no fue real.
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Me niego a creer que el autentico pueblo de Gran Bretaña siempre amigo de Italia, quiere llevar a Europa a la catástrofe por defender a un país africano
Evet ama dinleyin sanıyorum ki... inanıyorum ki...
Escuche, yo creo que...
Sanıyorum ki kablo, koldan, etekten geçiyor, sonuna kadar gidiyor.
Y el cable... Pasa por la manga y el vestido, y va hasta allí.
Sanıyorum ki zor olacak.
Me temo que no será fácil.
- Sanıyorum ki "hiç gizlenmiyorlar".
- Ni siquiera se esconden.
Sanıyorum ki kocasını kıskanıyor.
Celosa. Cree que todas persiguen a su marido.
- Sanıyorum ki...
- Creo que...
Sanıyorum ki bütün sanatçılar öyle.
Les pasa a todos los artistas.
Sanıyorum ki evet,
"Ella : Creo que sí." Muy mal.
Öyle sanıyorum ki ne isim ne de yüz sizde bir çağrışım yapmadı
Ni la cara ni el nombre, es lo que yo pensaba
Sanıyorum ki teminâta ihtiyacım olacak.
- Necesito una garantía.
Öyle sanıyorum ki Melike için iyi olmayacak.
Creo que no será bueno para Melike.
Ve sanıyorum ki, tüm bunlarla paralel olarak gelen sorumluluk duygusu bize aynı zamanda belki de ileride dünyanın geleceğini kontrol edecek gücün biz olduğumuzu da hissettirmeye başlamıştı.
Y pienso que, además de tener una sensación de responsabilidad,... también comenzamos a tener... la sensación de ser una potencia mundial,... de que posiblemente podíamos controlar el futuro del mundo.
Sanıyorum ki, Brod polisi birinci çözümün basitliğini tercih edecektir.
Aunque creo... que la policía en Brod preferiría la simplicidad de la primera solución.
Kuşkusuz, öyle sanıyorum ki, bu evin ana bölümü, ahır değil.
Supongo que esta es la casa principal, no el granero.
Öyle sanıyorum ki, bana kızgınsınız.
Tengo la impresión de que está enfadado conmigo.
Wolf öyle sanıyorum ki, pek yakında canımız sıkılacak.
Wolf, tengo la sensación de que vamos a tener problemas.
Yine de, devlet hizmetinde geçirdiğim onca yıldan sonra sanıyorum ki, Senato önerimi kabul edecektir.
Así y todo, luego de todos estos años de servicio al estado creo que el Senado aceptará mi recomendación.
O kadarla kalmıyor aynı zamanda, sanıyorum ki... iki tane yalnız kız bulmak lazım.
La pelíicula suena bien, Patrick. Deberíias verla. Es fácil conocer chicas.
Sanıyorum ki merkezden sana ilk gecen için özel bir görev vermişler.
La verdad, alguien de la oficina central ha querido darle algo especial en su primera noche.
Barış hattını belirleyebilirsek, ki ben bu konuda anlaştık sanıyorum. Bu tepe tarafsız bölgenin ortasında kalıyor.
Si respetamos el tratado que ustedes habían aceptado, la colina quedará en la zona neutral.
Bir pikniğe davetli olduğumu sanıyordum. Savaş boyaları sürmüş çatlak eşlerin isyanına değil, ki ben buna katılmıyorum.
Pensé que esto era un picnic, no un levantamiento... de esposas listas para una guerra, donde no me interesa estar.
Elbette ki toplumsal görevlerini yapan bir ev sahibi olacağımı sanıyorum.
Creía que iba a ser una dama de sociedad.
- Sanıyorum size bildirmeliyim ki... nişanlımla ilgilenmeye devam ederseniz, sizi pataklamam gerekecek.
- Creo que debería mencionar... que si sigues insinuándote a mi prometida, te partiré la cara.
- Sanma ki... - Kaptanın kıskandığını sanıyorum.
- Creo que el capitán está celoso.
- Sanma ki... - Kaptanın kıskandığını sanıyorum.
¿ Será que el capitán está celoso?
Sanırım farkına vardım ki gerçekte zerre kadar umursamıyorum.
Pero parece que me di cuenta que... ¡ no me importa un comino!
Sana sarılmayı öyle istiyorum ki, aklım başımdan gidecek sanıyorum.
Tengo tantas ganas de sentir tu cuerpo que parece que fuera a estallar.
Sanıyorum sizi uyarmalıyım, üstçavuş sinirlerime dokunuyorsunuz, kaldı ki kaybedecek hiçbir şeyim yok.
Tú misma... Por cierto, compañera sargenta mayor, yo soy una mujer muy nerviosa y no tengo nada que perder.
Bunu sanırım ki, tanımıyorum.
Creo que este no lo conozco.