English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Sen otur

Sen otur tradutor Espanhol

1,096 parallel translation
Sen otur, ben bardak getireyim.
Siéntese. Traeré unas copas.
Öyleyse o döner tarete sen otur bebek.
Pues siéntate tú en la torreta, encanto.
Sen otur bakalım, tamam mı?
Siéntese, ¿ vale?
Ben buraya oturuyorum. Alfredo, masanın başına sen otur.
Y tú también, Alfredo, siéntate. preside la mesa.
Sen otur, Maria bakar.
Siéntate, María atenderá.
Sen otur ve rahatına bak olur mu?
Siéntate ahí, precioso, y relájate.
Raoul, sen otur.
Raoul, puedes sentarte.
- Asıl sen otur!
- Siéntate. - No.
- Bu bir futbol maçı. İzleyebilir miyiz baba? Sen otur, izle!
- Un partido de fútbol. ¿ Podemos verlo, papá?
Hayır, sen otur.
- No, tú siéntate.
Ve sen otur..
Y tú sentado...
Sen otur, ama sonra gitmen gerekiyor.
Siéntate, pero luego tendrás que marcharte.
Sen otur.
Siéntate, siéntate.
Sen otur. Ben de birazdan geliyorum.
Siéntate, que enseguida está.
Sen lüks içinde otur diye uğraşıyoruz burada.
¡ Me muero de hambre para tenerte a cuerpo de rey!
Sen de orada otur ve kımıldama.
No te muevas de aquí.
Mike sen direksiyon koltuğuna otur da itekleyeyim.
Amigo, tú ponte al volante y yo empujo.
Hadi bakayım. Sen kalkma! Otur, otur.
No te levantes.
Sen istemiyorsanız, Katta duvara sırtını otur.
Y si no quieres que te suceda, vuelve a tu sitio, en el suelo, contra la pared.
Otur sen evlat.
Siéntate aquí, hijo.
Dewey, sen de önüme gel ve otur.
Dewey, ven aquí y siéntate.
Sen otur.
Quedate sentadita...
- Sen de kıç üstü otur burada bizimle, bayım.
- ¡ No te metas en esto! - ¡ Mueva el culo de una vez!
Sen yalnızca burada otur ben...
Todos. Ahora quédate aquí mientras...
- Kahrolası J. C. Penny kravatını çıkarmanı istiyorum tamam mı? Ve benimle beraber otur ve sen ve ben erkek erkeğe eski usul küçük bir içki partisi yapacağız.
Quítese la maldita corbata y disfrute de una buena sesión de copas conmigo, de hombre a hombre.
Sen burada otur. Ben gidip yiyecek bulacağım.
Quédate aquí. iré a buscar algo.
Sen görmeyeli epey büyüdük. Buyur otur ağabey.
Hemos crecido mucho desde la última vez que nos viste.
Ve sen, Sophie tatlım, soluma otur.
Y tú, querida Sophie, Siéntate a mi izquierda.
Sen geç, öbür tarafa otur.
Tú irás en el asiento del acompañante.
Sen geç otur.
Sentaos.
- Adolph, sen buraya otur.
- Adolph, siéntate aquí.
Otur sen. Yürüyerek mi geldin eve?
Siéntate. ¿ Viniste a pie?
Tamam bütün işi ben yaparken sen o tüylü kıçının üstünde otur.
Sin comida no hay mujeres. ¡ Ok, quédate ahí sentado - sobre tu gordo culo mientras yo hago todo el maldito trabajo!
Şimdi, sen şuraya otur ve Rosie'yi seyret.
Ahora, siéntate aquí y mira a Rosie.
Sen şuraya otur, Danny.
Siéntate ahí, Danny.
Sen Candy için endişelenme tatlım. Otur ve rahatla.
No te preocupes por Candy, cariño, siéntate y descansa.
Sen masaya otur tatlım. Burada buluşuruz.
Prepárate para una paliza.
- Ben hazırlarken otur sen.
- Siéntate mientras preparo algo.
Sen şöyle otur da, sana yatak hazırlayalım.
¡ Papá!
- Ben hazïrlarken otur sen.
- Siéntate mientras preparo algo.
Sen kenarda otur!
Acomódate.
Sen yerinde otur.
Aguanta firme.
Sen buraya otur.
Siéntate aquí.
Ann, sen Stanley'nin yanına otur.
sientate junto a Stanley.
Sen şuraya otur, annem burda mı bir bakayım.
Siéntate por allí, voy a ver si está mamá.
Yinede otur sen.
Estate quieto.
Sen hala otur ve sohbet et onunla.
- Y por eso cenas con él.
Hemen dönerim. Sen burada otur ve şarabını yudumla.
Quédate ahí tranquila, saborea el vino.
- Sen de dik otur.
Siéntate con la espalda recta, ¿ quieres?
Sen buna otur orospu çocuğu.
Sientate. ¡ Sientate en esto, hijo de puta!
Bir sandalyen olsaydı daha kolay olurdu. Sen de otur.
'Sería más facil si tuvieses una silla.'Siéntate tú también.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]