Senden de tradutor Espanhol
24,643 parallel translation
Reeny teyzen senden de şişmandı.
Sabes, tu tía Reeny era más gorda que tú.
Lukas asla senden şüphelenmediğime inanmak istemedi.
Lukas nunca creyó que yo había dejado de sospechar usted.
Birkaç gündür senden haber alamadım.
No he sabido de ti en dos días.
Senden şüphelenemez.
No sospechará de vos...
Bu yüzden senden tek istediğim Floransa'da bu başarısız planın konuşulduğundan emin olman.
Todo lo que os pido es que hagáis saber de esta trama fallida a Florencia.
Bay Cosimo çok yakında senden bıkacak biliyorsun?
Messer Cosme muy pronto se cansará de ti.
Medici senden bıksa bile.
Aunque Médici se canse de ti.
Floransa'yı sembol ettiği fikri senden mi çıktı?
¿ Es cierta su idea de que eso simbolizase a Florencia?
Clark senden çok bahsetti.
Clark me ha hablado muchísimo de ti.
Martha'dan bahsetmiyorum, senden bahsediyorum.
No estoy hablando de Martha. Estoy hablando de ti.
Senden duymasının daha iyi olacağını düşünüyorum.
Creo que sería mejor si viniera de ti.
Sürekli senden bahsediyor.
Habla de ti todo el rato.
Senden çok ama çok hoşIanıyorum.
Pero es que... me gustas de verdad.
Aslında sanıyorum senden önce daha büyük bir kriz aktörüyle tanışmamıştım.
De hecho, no creo haber conocido un mejor actor de crisis que tú.
Şimdi senden kurtulma zamanı.
Ya es hora de eliminarte.
E Corp'ta Risk Yönetimi bölümündeki sahtekârlara senden daha çok güvenmiyorum. Seni temin ederim şüpheli bir şey olsaydı avukatlarımız...
Yo no confío en esos estafadores de la gerencia de riesgo de E Corp más que tú, así que puedo asegurarte que si hubiera algo sospechoso, nuestros abogados habrían...
Ölüm kalım meselesi olmasa senden bunu istemezdim.
No te lo pediría si no fuera asunto de vida o muerte.
Senden tekrar haber alacağım aklımın ucundan geçmezdi.
Debo decir que nunca pensé oír de ti de nuevo.
Dua et ki senden daha yufka yürekli olsun.
Más te vale que tenga más compasión de la que tú tienes.
Romero'dan önce, senden önce benle gayet iyi anlaşıyordu.
Estaba bien conmigo antes de Romero, antes de ti.
Senden bizzat duymak istiyor.
Quiere oírlo de ti.
Eminim kızım senden yaşlıdır.
Estoy seguro de que mi hija es mayor que tú.
Senden iletişim bilgilerini alman gerekecek.
Quizás podrías facilitarme algunos datos de contacto.
Benim anneannem de "senden nefret ediyorum" hırkası örmüştü.
Mi abuela me tejió una chaqueta odiosa una vez.
- Senden örnek aldım, Regina.
- Tomé una hoja de tu libro, Regina. - El hechizo del sueño...
Kapıyı açık bıraktığımda, sığırlar bile senden kaçmaya çalıştı.
¡ Dejé la tranquera abierta, y hasta las vacas huyeron de ti!
- Senden önceydi herhâlde.
Antes de tu tiempo, supongo.
Senden biraz ilgi bekliyorum sadece.
Solamente quería que sintieras compasión de mí.
Senden önce bu görevde olan birini aramak yeterince kötüyken bir de bu kişinin baban olduğunu düşünsene.
Es decir, es bastante malo para ir a la persona Quien tenía su trabajo antes, Pero cuando esa persona es papá...
Hayır canım, senden bu kadar ayrı kalacağım için üzülüyorum.
No, cariño, es sólo que estoy triste por estar lejos de ti tanto tiempo.
Senden hoşlanıyorum Chin, ben... - Gerçekten hoşlanıyorum.
Me gustas, Chin... me gustas de verdad.
- Ben de senden Abby.
Tú también me gustas, Abby.
- Dolls senden ne istiyor?
¿ Qué quiere Dolls de ti?
Nasıl olur? Neden bu kadar şaşırdın? Eşin senden uzakta memleketindeki evinde ve benim burada odanda olmam hep istediğin şey bu değil mi?
Conozco la peluca roja que le hiciste utilizar y cómo llamabas mi nombre en medio de la pasión cuando te acostabas con ella.
Yüzbaşı bu sabah sana işin sırrını anlatınca senden eski dedektifle olan ilişkisine burnunu sokmanı da istedi mi?
Cuando el capitán confió en que esta mañana, Qué le pidió que entrometerse en los asuntos de una vez al detective Cowan?
"Senden ayrılma sebebi konusunda sana söylemiş."
"Ella mintió acerca de por qué se rompió con usted."
Ve senin o küçük baloncuğunu patlatmak istemiyorum, küçük kız ama burada olmamın nedeni güya senden hoşlanmam değil ki onu da güya davranışlarıma bakarak tahmin etmişsin buradayım çünkü hayatım boyunca hiç bu kadar rahat olmamıştım.
Y no quiero romperte tu burbuja, señorita, pero no estoy aquí por mi "presunto cuelgue por ti, basado en mis acciones que te llevaron a creer que estoy enamorado de ti". Estoy aquí porque nunca he estado más cómodo en toda mi vida.
Böyle bir yola gireceğim hiç aklıma gelmezdi, ama senden ve çocuklardan ayrıldıktan sonra... kendimi çok yalnız hissettim.
Nunca me vi en este camino. Pero al alejarme de ti y los muchachos me sentí solo con ganas de hablar con alguien.
Kalplerin yüreğinde, o, senden ne düşündüğünü var Ve o haklı.
En lo más profundo de su corazón, eso es lo que piensa de ti, y tiene razón.
Ara sıra senden küçük iyilikler isteyebilirim.
De vez en cuando puedo pedirte... que me hagas un diminuto, minúsculo, pequeño favor.
Senden tek istediğim dürüst olman.
Todo lo que quiero de ti es honestidad.
Ve senden PDB başlığını hatırlamanı istiyorum.
Y les pido que si recuerdan el título de ese AP.
Hayır, çünkü senden duyarsam bebeğe şimdiden kızgın olurum.
No, cecause si escucho de ti, Yo ya estaré enojado con el bebé.
L.A.'de senden terapistle ayrılan adam o.
El tipo que rompió con usted en Los Ángeles usando un terapeuta?
Hem güzel, hem senden hoşlanıyor hem de senin sorgulamak gibi bir hakkın yok.
Es decir, ella es linda y que le gustas, Y no es su trabajo para preguntar por qué.
Senden başka bir isteğim olmayacak.
No necesitaré nada más de ti.
Ben de senden çok hoşlanıyorum.
También me gustas mucho.
Bana yardım edin ağabey. Jo Seon Juk'un senden para istediğine dair polisin elinde delil var mı?
¿ El fiscal tiene pruebas de que los coreanos de Yanbian pidieron dinero?
Herkesin önünde senden duymak istemiştim.
Quería oírselo decir delante de todos.
Sen gittiğinden beri hiç haber alamadık senden. İyi misin diye merak ettim.
No hemos sabido nada de ti desde que te marchaste, solo quería asegurarme de que estás bien.
Çünkü Michigan'da yetişmiş ve bunu düşündüğümde birinin senden çeyrek yüzyıl daha tecrübeli olması ilginç bir şey.
Porque él creció en Michigan, y sólo pienso... que es realmente interesante conocer a alguien... que tiene un cuarto de siglo de ventaja sobre ti.