Seçim sizin tradutor Espanhol
222 parallel translation
Seçim sizin.
- Están todos. Elija.
Seçim sizin. Senin yaşında birinin sarhoş olmak için böyle bir yeri seçmesi çok garip.
Para lo mayorcito que eres, eliges sitios muy raros para emborracharte.
Evet kızlar, sıra sizde. Seçim sizin.
Ya ven, niñas, cuatro contra dos.
Evet beyler, seçim sizin.
Caballeros, tenéis que decidir.
Seçim sizin.
La decisión es vuestra.
Seçim sizin.
Uds. eligen.
Froeger ailesi, meydan okuyan siz olduğunuza göre ilk seçim sizin.
Froegers, ya que son los retadores, deben elegir la primer categoria.
Seçim sizin.
Ustedes eligen.
Seçim sizin baylar.
La elección es suya, caballeros.
Seçim sizin.
Decídase.
Seçim sizin.
De ustedes depende.
Seçim sizin.
Ustedes deciden.
Seçim sizin.
La elección es suya.
- Seçim sizin.
- Es su decisión.
Seçim sizin. 7-6-5.
Es su decisión. 7-6-5.
Seçim sizin.
Es su decisión.
Seçim sizin ama hemen yapın.
Es su elección, pero hágala ya.
Seçim sizin.
Escoge.
Seçim sizin.
La elección es tuya.
Seçim sizin.
Usted decide.
Asla bunu yapamazsınız. Seçim sizin.
Así que Uds. decidirán.
Seçim sizin.
Elijan.
Seçim sizin.
Usted decida.
Seçim sizin.
Vuestra elección.
Seçim sizin.
Tú decides.
Seçim sizin yerinize çok uzun zaman önce yapılmıştır
Lo han elegido por ti hace tiempo.
Seçim sizin yerinize çok uzun zaman önce yapılmıştır
Lo han elegido por ti, hace tiempo.
Seçim sizin yerinize çok uzun zaman önce yapılacaktır
Lo han elegido por ti, hace tiempo.
Seçim sizin.
Es su elección.
Seçim sizin Bay ve Bayan Kent.
La elección es suya, Sr. y Sra. Kent.
Seçim sizin hanımlar.
La elección es suya, señoritas.
Hepsinden sonra, bu seçim oyunu sizin hatanız, benim değil.
Después de todo, estas elecciones son culpa suya, no mía.
Ben sizin tarifinizdeki o akıllı kadın değilim. Yalnızlık benim için hâlâ en iyi seçim.
Y como no soy la mujer lista de la que hablaba usted, elegí la soledad.
Yeniden seçim.. ki sizin için daha iyi olmayacak.
Nuevas elecciones, en las cuales nos les irá mejor.
Eğer kabul ederseniz sizin göreviniz Bay Briggs, seçimdeki tezgahı bozup halkın oylarının seçim sonuçlarına dürüst şekilde yansımasını sağlamak.
Sr. Briggs, su misión, en caso de que decida aceptarla, será la de evitar esta manipulación, para que los resultados reflejen de verdad el voto popular.
Seçim sizin.
La opción es suya :
Seçim hakkı sizin. Ortada çok para var.
la elección es suya, pero es mucho dinero.
Seçim zamanı geldi... muhtemelen sizin reform çalışmalarınız için oy verebilirler... fakat bu sadece bir reflekstir.
En las elecciones, pueden votar por su reforma carcelaria pero es sólo un acto reflejo.
SEÇİM SİZİN!
¡ UD. ESCOJA!
Benim, eğer sizin tarih kitaplarınızda yazandan farklı bir seçim yaparsam, geçmişinizin düzeltilemeyecek bir şekilde değişeceğine, inanmamı istiyorsunuz.
Pretende convencerme de que si elijo lo que no aparece en sus libros de historia, su pasado se verá irrevocablemente alterado.
Seçim sizin.
Tienen una elección.
Diğer taraftan ben oy vermemiş olan ben oy vermemiş olan ben hatta aslında seçim günü evinden bile ayrılmamış olan ben hiçbir şekilde bu insanların yaptıklarından sorumlu değilim ve benimle hiçbir alakası olmayan sizin yarattığınız bela hakkında canımın istediği kadar şikayet edebilirim.
Yo... por otro lado, que no voté, que no voté, que de hecho, ni siquiera salí de mi casa durante las elecciones... No soy en ninguna forma responsable por lo que esa gente haya hecho y tengo todo el derecho de quejarme, durante el tiempo que quiera, acerca del desastre que tú creaste y que no tiene nada que ver con mi persona.
Seçim sizin.
A su elección.
Onunla yatmayı seçtiniz, değil mi Susan? - Bu sizin yaptığınız bir seçim miydi?
¿ Este hombre es la persona que la mordió?
Seçim sizin.
Vos elegís.
Güzel. O zaman benim adamla sizin ucube arasında seçim yapma şansı olacak.
Genial, que elija entre mi chico y su bruto.
Seçim sizin.
Es cosa suya.
Sizin seçim konuşmanız kadar değil.
No tan bueno como el que lo llevó a ganar las elecciones.
Ve, genç bayan..... bunu kaybetmeye hazırım, böylece... sen ve senin gibiler benimle savaşabilsin benim temsil ettiğim ve sizin savunduklarınız arasında seçim yapabilsin.
Y le diré algo más, señorita. Hoy como ayer, estoy dispuesto a perderlo todo todo, con tal de que usted y otros como usted tengan la posibilidad de combatirme de poder elegir entre lo que yo represento y lo que usted defiende.
Bir seçim yaptım. Anlayamıyorsunuz çünkü sizin seçtiğiniz şey değil.
Hice una elección que no entendéis porque no es la que habríais hecho vosotros.
Sıcak ve uygun fiyata olan ama tamir görmesi gereken bu ev sizin gibi dinamik bir çift için mükemmel bir seçim.
Algo acogedor y económico es ideal para una pareja dinámica como ustedes.
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizinki 37
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizinki 37
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24