Silah yok tradutor Espanhol
2,527 parallel translation
Üzerinde silah yok, o yüzden sorun yok.
Bueno, él no lleva nada, entonces es bueno.
- Ne? Silah yok.
Nada de pistolas.
- Burada silah yok.
Aquí no hay ninguna pistola.
- Silah yok, yemin ederim.
No hay ningún arma, lo juro.
- Silah yok.
Sin armas.
En azindan yasal olarak aldigi bir silah yok.
Al menos ninguna que haya comprado legalmente.
En azından yasal olarak aldığı bir silah yok.
Al menos ninguna que haya comprado legalmente.
- Birşey var... elimizde silah yok.
Una cosa... no tenemos el arma.
Bunların hepsi bilimsel eçhize, burada hiç silah yok.
Todo es instrumental científico, no hay armas aquí.
Ben konuşacağım, sen dinleyeceksin ve silah yok.
Yo hablo, tú escuchas, y ningún arma.
Mahkûmlara silah yok.
Los convictos no tienen armas.
Mahkûmlara silah yok.
Los convictos no podemos tener armas.
Bıçağa ihtiyacım yok, silah da olur.
Voy a conseguir una escopeta.
- Üzgünüm ama cinayet silahını bulacak kadar fazla kemik parçası yok, daha fazla parçaya ihtiyacım var benim.
Perdón. Pero necesito más huesos para poder identificar el arma homicida con el cráneo.
Eski bir silah için görevlendirildik. Zira burada korumaya değer bir şey falan yok.
Tenemos estas armas porque en verdad aquí no hay nada que valga la pena defender.
"Silahımız yok"
No estamos armados.
Silahınız yok ki.
No tienes ningún arma.
Yok eğer öyle değilse indir şu silahını da adayı güvenli hale getirmemize yardım et.
De lo contrario, baja el arma y ayudanos a asegurar la isla.
Silah gösterisi hikayesi yok mu?
¿ Ya no cuentas lo de la feria?
Silahım bile yok.
Ni siquiera estoy armado.
Elinde barut izi yok, silah da yok.
No hay residuos de pólvora en sus manos, no hay arma.
Dün gece oradaydı ama şimdi acil durumlar için çekmecede sakladığım 300 dolar ile birlikte silah da yok.
Anoche estaba allí, y ahora ha desaparecido, junto con unos 300 dólares que guardaba en un cajón para emergencias.
- Güvenliğin bu tarafında kimsenin silahı yok ama diğer tarafında durum bambaşka.
- En este lado de seguridad nadie tiene un arma, en el otro lado, es una historia diferente.
- Silah yok.
Si él tiene una pistola, será mejor que lo diga.
- Silah yok.
- ¡ No hay ningún arma!
Cinayet silahının geminin herhangi bir yerinde olduğuna dair bir işaret yok. Ve atış artığı testlerinden de bir şey çıkmadı.
- No hay pistas de ningún arma homicida en el barco, y... ninguno dio positivo en el ensayo de residuos por disparo.
Silah yok.
No hay armas aquí.
Polis değilim, silahım yok.
No soy policía. No tengo armas.
Jess, baskına uğradık, ancak silahımız yok. - Matt, neler oluyor?
Jess, estamos en una incursión, pero no tenemos armas. ¿ Qué está pasando?
Bir adamın silah olarak zar torbası seçmesinde bir sorun yok.
No hay nada de malo en un hombre que elige una bolsa de dado como arma.
Bu nedenle mekiğe binmeli ve şu droidleri yok etmek için silah sistemlerini kullanmalıyız.
Y es precisamente por eso que debemos abordar la nave y usar el sistema de armas para diezmar a esos droides.
- Onu yedirebilsem bile silahının ruhsatı yok.
Si incluso si pudiera defenderlo, tu arma no esta registrada.
Silahım yok benim.
no tengo un arma.
Silahım yok.
No tengo una pistola.
Silahımız yok, tamamen kaybolduk. Radyoaktif bir bölgede etrafımız kültivarlarla sarılı.
Sin armas, completamente perdidos, rodeados por los AC en medio de una zona radioactiva.
O kalabalığı kontrol altında tutacak kadar silah güçleri de yok.
Me refiero a que no tienen la capacidad de disparo que necesitan para manejar esa multitud.
İstediğiniz gibi, yok etme silahı.
Un arma de inmolación, como lo pidieron.
Silahım yok ki.
No llevo un arma.
Silahım yok.
no tengo ninguna.
Sıçrayanlardan iz yok ama Mekaniklerin olduğu yerde... İçeride silah var mı?
No hay señales de ningún Skitter, pero en alguna parte hay un Mech...
Babana yardım edip öğleden sonra döneceğim. Ama bir silah taşımaya niyetim yok.
Arreglaré todo, para volver con tu padre pero no llevaré un arma conmigo. ¡ No!
Seninki gibi beni koruyacak bir silahım yok.
Yo no tengo un rifle que me salve.
Yok yok. Ben öldürücü bir silah istemiyorum. Cop veya bayıltıcı kâfi bana.
Preferiría una arma no letal, como una porra, o quizás un Taser.
Silahı bile yok
- Elizabeth, detente. - Richard, Richard.
Bu kılıkla içeriye bir silah sokabilmesinin hiç bir yolu yok.
No hay manera de que ella pudiera esconder un arma en ese vestido.
Siyah kıçından kurtulmak için silah koymama gerek yok.
Yo no he puesto ningún arma para deshacerme de tu trasero negro.
Silahım yok.
No estoy armado.
İçi silah dolu bir minibüse ihtiyacım yok Brendan.
No tengo ningún uso para una camioneta llena de armas, Brendan.
Hala cinayet silahından bir iz yok.
Si signos del arma asesina todavía.
Silahın, bomban falan yok mu?
¿ No tienes un arma o algunos explosivos?
Konu avcılık, toplayıcılık işine gelince, o kadar çok silahım yok.
Cuando se trata de cazar y recolectar, no tengo muchas armas.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65