Suçlular tradutor Espanhol
3,867 parallel translation
Sizin peşine düşmeniz gereken gerçek suçlular yok mu?
¿ No tenéis delincuentes de verdad a los que perseguir?
Suçluların para ödemediğini de kim söyledi?
¿ Quién dice que el crimen no es rentable?
- Hata yapıp da her şeyi batıran mükemmel suçlular da gördüm.
He visto criminales perfectos volverse arrogantes y equivocarse...
Oraya gerçek suçlular gider.
Ahí es donde van los verdaderos criminales.
Ancak suçluların çoğu, bu söyleyeceğim sizi şaşırtmayacaktır gelirlerini doğru beyan etmezler ve bu nedenle ücretsiz avukatlık hizmetinden faydalanırlar.
A diferencia de muchos criminales, y esto no debería sorprenderle. Ellos no tienen ingresos declarados y por lo tanto, reciben asistencia jurídica gratuita.
Kanunlar masumları korumak adına, iyi amaçla konmuş olsa da bu durumdaki gibi, bazen kanunları suçlular da lehlerine kullanabiliyorlar.
Esas reglas están ahí por una buena razón. Protegen a los inocentes, por supuesto, pero el culpable ocasionalmente puede usarlas también y eso es lo que ha ocurrido ahora.
Bu yüzden suçlular boş bir araziyi seçer, bence.
Por eso a los delincuentes les gustan los solares vacíos, supongo.
Eğer doğru dürüst yapılırsa, yazma terapisinin suçlular üzerinde de çok etkili olduğu kanıtlandı.
Aunque la terapia de redacción aplicada a criminales puede ser algo controversial ha demostrado ser muy eficaz si se hace correctamente.
Buradaki gerçek suçlular bankalar. Biz değiliz.
Los bancos son los verdaderos delincuentes, no nosotros.
Bu şehirdeki polisin işi, suçluların önüne geçmek konusunda başlarından aşkın.
La policía en esta ciudad está saturada deshaciéndose de criminales.
Suçlular böyledir Baez. Ezelden beri böyleydiler.
bueno, es lo que hacen los delincuentes, Baez, desde tiempos inmemoriales.
Suçluların evini dün gece bastığınızı duydum.
Me he enterado de que registró la casa de los autores anoche. ¿ Se han recuperado muchas pruebas?
Suçlular romantik değildir.
Los criminales no son románticos. No, no lo son.
Sadece suçluların.
Solo los delincuentes.
İmtiyazlı suçluların genelde düzinelerce kurbanı olur.
Los abusadores preferenciales suelen tener docenas de víctimas.
Annen ve ben suçlular gibi gece kaçmak zorunda kaldık.
Tu madre y yo tuvimos que escapar en la noche como criminales.
Umarım bir din adamını suçlamadan önce bilinen suçluları incelersiniz Thursday.
Espero que primero descarte criminales conocidos interrogándolos, Thursday, antes de causar inconvenientes a un clérigo, ¿ qué?
Böyle mal mal bakarak mı suçluları yakalayacaksınız.
¡ No vas a encontrar al culpable... sentados embobados!
Suçluların listesini okur ve onları infaz edeceğini söyler.
Leyó una lista de delincuentes a los que dijo que iba a ejecutar.
Superman ve onunla birlikte diğer suçlular asla Rimbor'dan ayrılamayacak.
Superman y aquellos que fueron acusados con él no dejarán nunca Rimbor.
Çıkar gözetmeksizin insan suçlularına karşı savaşmak...
Combatir al crimen humano es sin beneficios.
Bağımlılar, fahişeler, suçlular.
Adictos, prostitutas, delincuentes.
İsimlerini bilmediğini, sürekli şapka taktıkları için teşhis edemeyeceğini söylüyordu ki eski suçluların resimlerinden birini gösterdi işte o da bu.
Dice que no tiene nombres, que no les puede identificar porque siempre llevan sombreros, pero entonces se topa con una de las fotos del álbum, y allá vamos.
Bütün o suçluları ben ayarladım.
Todos esos ladrones eran falsos, enviados por mi
Bulmaca suçluları sana saldırır diye mi?
¿ En caso de que alguna asesina de crucigramas te ataque?
Halkın sempatisine oynuyor insanların en nefret ettiği suçluları hedef seçecek.
Bueno, él está jugando para ganarse la simpatía del público, lo que significa que va a seguir centrándose en los delincuentes que la gente más odia. Lo peor de lo peor.
Elle tutulur bir şey yok ama bir ay önce bir şartlı tahliye memuru, seks suçlusu Gordon Murray'e şartlı tahliye ihlâlinden uyarı vermiş, bilindik seks suçlularıyla birlikte.
Nada sólido, pero hace alrededor de un mes, un agente de la condicional recibió un soplo de que un pedófilo, Gordon Murray, había quebrantado su condicional, asociándose con conocidos delincuentes sexuales.
Şartlı tahliyemin koşulları, internet kullanmamı ya da diğer seks suçlularıyla görüşmemi yasaklıyor.
Mi condicional me prohíbe usar Internet ni mezclarme con otros delincuentes sexuales.
Barbosa gibi suçluları öven şarkılar yazarlar.
Hacen música que glorifican a criminales como Barbosa.
Dünyanın en büyük suçluları ve teröristleri bile içerde güçsüz kalıyor.
Incluso los mayores criminales y terroristas del mundo tienen mucho menos poder una vez están allí dentro.
Bunlar suçlular.
Estos son los culpables.
Şiddet suçluları, uyuşturucu tacirleri ve çocuk tacizcileri için idam cezası istiyorlar.
Quieren la pena de muerte para los criminales violentos traficantes de droga y pedófilos.
Sokaklar suçlular, uyuşturucu tacirleri ve sapıklarla doluyken çocuklarımızı nasıl koruyacağız?
¿ Cómo mantenemos a nuestros niños a salvo y seguros cuando las calles están llenas de delincuentes, traficantes de drogas... y desviados sexuales?
Adam Worth 1800'lü yılların sonlarında yaşayan meşhur bir suçluydu kendisinden suçluların Napolyon'u olarak bahsedilir.
Adam Worth fue un criminal famoso de finales de 1800 mencionado comúnmente como el Napoleón del Crimen.
Ama suçlular böyle yakalanamaz.
Pero no puedes atrapar a un asesino así.
Çünkü suçluları yakalamak istiyorum.
Porque voy a atrapar al asesino.
Eminim suçlular peşlerinde sizin gibi bir atlı olmasından nefret etmişlerdir.
A puesto que los malechores odiaban tenerte con esa gran bocota en su trasero.
Anne ile evine, usta suçlular gibi sızdık.
Así que Anne y yo nos metimos en tu casa como maestros criminales.
Her ne kadar gerçek suçlular henüz belirlenmemiş olsa da polisler, son zamanlarda artan siber zorbalığın bir parmağı olabileceğini söylüyor.
Aunque las causas oficiales son aún desconocidas, la policía dice que el reciente aumento del cyberbullying puede haber desempeñado un papel.
Suçluların yapısında ahlaki boyut yoktur.
La dimensión moral está ausente en la mente criminal.
Eminim suçlular peşlerinde sizin gibi bir atlı olmasından nefret etmişlerdir.
Apuesto a que los malhechores odian tenerte y a esa gran boca tuya tras sus traseros.
Uyuşturucu suçluları arama yapamazlar.
A los traficantes de drogas no se les permite hacer llamadas.
Bizim işimizin suçlular için kolaylık sağladığını mı düşünüyorsunuz?
¿ Cree que nuestro trabajo es proveer comodidad a los criminales?
Artık sadece suçluları tutuklamakla yetinmiyoruz, Emma.
Verá, nosotros no solo arrestamos personas, Emma.
Öldürüldükten sonra suçlular ve katillerle dolu bir çukurda yeniden canlandırılmış bir analistim.
Un analista de bajo nivel que fue asesinado resucitado en un agujero lleno de criminales y asesinos.
- Bunlardan hiçbiri suçluları ülkesine geri yollamıyor.
Vietnam... ninguno de esos países extradita.
Güven bana, suçluları falan yakalıyor olmalılar.
Confía en mí, hombre. Ellos deben capturar a los criminales o algo así.
Evet, benim gibi suçluları hapse atmaya çalışmak.
Sí, intentar y meter a criminales como yo en la cárcel.
Yani, koşuşturmak, suçluları kovalamak, o olaydan sonra...
Es decir, ir por ahí, persiguiendo pistas, tan pronto luego de que...
Kaçakçılar, uyuşturucu satıcıları şiddet suçu failleri ve cinsel taciz suçluları dâhil.
Incluyendo traficantes de personas, traficantes de drogas, autores de delitos violentos, y de delitos sexuales...
Bence bu suçlular çok iyi şartlarda yaşıyor.
Si quieres saber mi opinión, estas criminales lo tienen demasiado fácil.
suçlu 258
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu mu 45
suçlu değilim 34
suçlu değil 30
suçluluk mu 16
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu mu 45
suçlu değilim 34
suçlu değil 30
suçluluk mu 16