English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Suçlu değil

Suçlu değil tradutor Espanhol

1,046 parallel translation
Bu adam bir kurban, bir suçlu değil.
Este hombre es una víctima, no es un criminal.
Suçlu değil, Sayın yargıç.
- No culpable, Señoría.
O suçlu değil! O suçlu değil!
¡ No es él!
Onlar suçlu değil, Mesala.
No son criminales.
- Kocam da suçlu değil mi?
- ¿ Ni siquiera él?
- Suçlu değil mi?
- ¿ No culpable?
Suçlu değil!
No culpable.
Suçlu değil o. Zorla yaptırdılar.
- Ella no es culpable, fue forzada
Bir balta ile. Mitka suçlu değil. Bu işte parmağı yok.
Y Mitito no es culpable, no tiene nada que ver con eso.
- Çünkü baban suçlu değil.
- Porque no es verdad.
Artık bir suçlu değil.
Deja de ser un criminal.
İkimiz de suçlu değil diyoruz.
No vale la pena el esfuerzo.
Ben suçlu değil bir vatanseverim.
No soy un criminal. Soy un patriota.
Suçlu değil.
No es culpable.
O suçlu değil!
¡ Es inocente!
Bruno o kaçaklar gibi alelade bir suçlu değil.
Bruno no es un Delincuente comun Como los fugitivos.
Müfettiş, o suçlu değil.
No es ella, inspector.
Yani, suçlu değil, her şeyi saflıkla yapıyor.
Quiero decir, ella es tan pura.
Kocam için değil, ama savcılık için. Leonard'ın suçlu olduğuna yemin etmeliydim.
La idea de ser testigo, no de la defensa sino de cargo.
Tanrı biliyor ki, suçlu olan o değil!
Dios quiera que ella sea inocente.
Ve bu da beni senin gözünde suçlu yapıyor, öyle değil mi?
Y eso me convierte en un criminal ante sus ojos, ¿ no es así?
Suçlu musunuz, değil misiniz?
¿ Se declara culpable o no culpable?
Bu da suçlu düşünceleri hakkında bizi fikir sahibi yapar, değil mi?
Sí, lo cual nos da cierto conocimiento de la mente criminal.
Kendini suçlu hissetmek istediğin için mutlusun Ayrıca bir bebeğe sahip olmak yanlış değil.
¿ Quieres convencerte de que eres feliz y que no era malo tener un hijo.
Homer suçlu degil.
No me he entretenido.
Benden başkası suçlu değil. Bu biçare kedicik için üzüntü duydum. Biçare?
Me compadecí de esta indefensa gatita, Debería ser declarada zona peligrosa.
Suçlu hissediyorsun değil mi?
¿ Se siente culpable?
Şu saldırgan suçlu, değil mi?
Agresión, ¿ no?
Hadi ama. Hala onun suçlu olduğunu düşünüyor olamazsınız, değil mi?
Vamos, ¿ no creerá aún que es culpable?
Suçlu olduğum kanıtlanana kadar benimki de değil.
Ni la mia, espero, hasta que no se demuestre mi culpabilidad.
Kendini suçlu hissediyorsun, değil mi?
¿ Se siente culpable?
Suçlu, öyle biri değil o bir bilim adamı, entelektüel ( akıllı, zeki ) bir insan. Bize misafir gelmiş, değil mi? Masalları, efsaneleri, temennileri toplamaya, yazmaya gelmiş....
Este infractor no es un infractor, sino un eminente científico, un intelectual que vino de visita, a coleccionar nuestros cuentos... nuestras leyendas, ¿ comprende...?
Klanımızın gözünde onlar artık birer suçlu, öyle değil mi?
Así que, ¿ no son ahora criminales ante los ojos de nuestro Clan?
Zorlanmış ya da değil, o, yasak maddeler için tasarımlar oluşturmakla suçlu.
Forzado o no es culpable de crear diseños para los artículos prohibidos.
Suçlu varlık sen isen, hiç yakalanmadan öldürmek için iyi bir pozisyon değil mi?
Si usted es la entidad culpable, ¿ qué mejor puesto para matar impunemente?
Bana göre hiç de suçlu biri değil.
A mí no me lo parece.
Yani gerçekten suçlu değil miydiniz? Hayır, değildim.
Me vinieron a buscar a prisión, me llevaron a un edificio en Lille Square, y un cierto individuo me quitó toda mi ropa, y me metió en una bañera llena de agua.
Suçlu olan tarih değil, imajlar ve seslerle darmadağin edilen kendi vizyonumuzdu.
La culpa no está en la historia... sino en nuestra mirada llena de sonidos e imágenes aprendidos.
Şimdiden kendimizi suçlu hissediyoruz, değil mi?
Ya nos sentimos culpables ¿ no?
Suçlu olduğu için değil, buna inandığı için. "
"sino porque es visto como tal, se vuelve culpable..."
- Suçlu bulunmuş değil.
- No hay ninguna acusación en su contra.
- Suçlu mu, değil mi?
- ¿ Es culpable o no?
Suçlu araçta değil.
El Infractor no está en el vehículo.
Hakkınızda açılan dört "malvarlığına karşı suçlar" davasında da suçlu bulundunuz değil mi?
En cuatro ocasiones, usted ha sido condenado por delitos de deshonestidad, ¿ no es cierto?
Suçlu o değil!
¿ De que es culpable?
- O suçlu değil ki.
No es un criminal.
Sanki suçlu onlar değil de sizmişsiniz gibi.
Como si fuerais vosotros los culpables, y no ellos.
Ve, suçlu eş ya da değil, istediğini alabilir. - Yeşil.
Y sea infiel o no, puede que tenga derecho a algo.
New York'ta suçlu bulunup dört ay hapse mahkum oldu değil mi?
Fue hallado culpable en Nueva York y condenado a cuatro meses. ¿ Correcto?
Salah'ın suçlu ya da masum olması umurumuzda değil.
No nos importa si Salah es culpable o inocente.
- Bu adam, Andrea, Benedetto, Faustino böylece her suç için yeni bir isim almış - Sıradan bir suçlu olamaz, önemsiz bir alçak değil
Este hombre, Andrea, Benedetto, Faustino... pues adopta un nombre nuevo para cada fechoría, no es un delincuente de poca monta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]