Tik tak tradutor Espanhol
609 parallel translation
Kalbim tik tak tik tak atıyor
Mi corazón late imparable
Tik tak Tik tak çalıyor
Al igual que el tic tac Del reloj
Bak, tik tak!
¡ Tiene latidos!
Saatin tik tak sesi kalbin bir vuruşudur ama siz oturmuş, hayatınızı boşa harcıyorsunuz.
Cada segundo del reloj es un latido. Y Uds. desperdician sus vidas aquí... porque ciertos miembros no llegan a tiempo.
Tik tak, tik tak.
Tick-tock, tick-tock.
Tik tak sesini dinle bakayım.
Escucha el tic-tac.
Hiç şüphe yok ki saatin çıkarttığı tik tak seslerini kastetmişti.
Debía de ser el tic-tac... del marcador automático.
Tiki tak bum tik tak
Un clic clic bum clic bum
Tiki tak bum tik tak İşte kalbinizdeki Trinidad Güzeli
Un clic clic bum clic bum es la Dama de Trinidad
# Saatin sesi gibi tik tak tak #
Como el tictac de un majestuoso reloj
- Saat gibi tik tak sesi geliyor!
UU? - ¡ Oigo un tictac!
Kafamın içinde tik tak yapan bir ses var!
¡ Tengo un tictac permanente en el oído!
- Bilmiyorum, bunu ilk defa gördüm. - Kağıtlarını göster. - Tik tak sesleri geliyor.
RUSO VETE A CASA
" saatin ne kadar hızlı tik tak edeceğini söyleyen bir sarkaç var.
" hay un pendulo que le indica el reloj que tan rapido hace tic,
Tik tak, tik tak.
- Tic tac, tic tac...
Tik tak.
Tic tac.
Siyah olanı daha büyük ve de tik tak yapıyor.
Este negro es más grande... y hace tic-tac.
Duydugum bu tik tak sesi ne?
¿ Qué es ese tic tac que estoy oyendo?
" O tik tak sesi 30 saniye sonra patlayacak bir bomba.
" Ese tic tac es una bomba que explotará en 30 segundos.
Üç farklı saatin'tik tak'larını duyabilirdim.
Se oían tres relojes diferentes en la casa.
Tik tak, saat 8 : 25'e dek, ceset saatten kayıp arabanın üzerine düştü.
Tic Tac... Hasta que a las 8 : 25, cuando el cuerpo cayó de la torre y aterrizó en su auto... se aseguró que la alarma sonaría... así todos sabrían exactamente cuándo cayó.
Tik tak, tik tak.
" Hickory dickory dock.
Tik Tak'a gidip kurtlarını dökmek ister misin?
¿ Luego nos vemos en el Tictac?
Tik Tak'a gidip dans etmek ister misin?
¿ Quieres ir a bailar al Tictac?
Bak ne diyeceğim, bütün bunlar bitince, en güzel elbiseni giy, ben de seni Tik Tak'a götüreyim, bütün gece boyunca dans etmek için, horozlar ötene kadar.
Te diré qué haremos, cuando todo esto termine... te pondrás tu vestido más bonito... y te llevaré a bailar al Tictac toda la noche.
- Afedersiniz çocuklar. Bu bayanla Tik Tak'ta bir randevum var.
Tenemos una cita en el Tictac.
Tik tak tik tak tik tak...
Estoy haciendo "Tic-tac".
Cebimde bir sürü Tik Tak var.
En mi bolsillo, allí hay una caja llena de Tic Tacs.
Tik tak sesi ile insanları hipnoz ettiklerini biliyor musun?
Sabes que puedes hipnotizar con el sonido de un reloj?
Baban alüminyum doğrama mı satıyor? Hayır, Tik Tak Seramik'in Başkanı.
No, él es el presidente de azulejos Tic Tac. ¿ Por qué?
- Ve saat tik tak ediyor.
Y el reloj biológico suena.
- Hayır, tik tak 36'dan önce başlamıyor.
No, no suena realmente hasta que cumples los 36.
Her hareketi, tik tak.
Cada muesca, tictac- -
O Bubu değil o bir saat, Tik Tak.
Ese no es un boo-boo. Es un reloj.
Tik, tak, tik.
Tic, tic, tic.
Ama şimdi yaklaştığında, sizi uyarıyor, şu şekilde tik-tak, tik-tak, tik-tak.
Ahora cada vez que está cerca, le avisa dando la alarma... con un tic-tac, tic-tac.
Şunu biliyorsundur, " Tik, tuk, tak, tum, Bir İngiliz'in kokusunu alıyorum.
Ya sabes, " Fi, fa, fo, fem, huelo la sangre de un inglés.
"Tik-tak". "O mu? Değil mi?".
" Clic, clic, clic. ¿ Es ella?
Kulağa saat tik-takı gibi gelir.
Suena como el tic-tac de un reloj.
- Tik, tak...
- Tic, tac, tic, tac...
Mesaj ve tik-tak sesleri gün boyunca devam etti.
El tic-tac y el mensaje se repitieron durante todo el día.
Babam iş gezisine gittiğinden beri herkes ; dedem, annem evimize gelen herkes tik-tak saat gibi başlarını sallayıp duruyor.
Desde que papá salió en viaje de negocios, todos están tensos, abuelo, madre.. todos los que vienen a nuestra casa... todos sacuden sus cabezas, tic-tac, como un reloj.
Tik-tak.
Tic toc.
Tik-tak. Çok basit, aşağı yukarı.
El juego de tres en raya.
Tik-tak-tok.
El juego de tres en raya.
Tik - tak, tik - tak, tik, tak!
tictac. ¿ Es el reloj?
Tik - tak, tik - tak.
Hola.
Tik-tak, tik-tak, tik-tak.
Tictac, tictac, tictac.
Burada birkaç Tik-Tak vardı, biliyorum.
Sé que por aquí había unos Tic Tac.
Saat tik-tak geçiyor.
El tiempo pasa.
Biyolojik saatim böyle tik-tak ediyor, ve bu davanın gidişatına bakılırsa, asla evlenemeyeceğim.
Se me está pasando la edad de tener hijos, y de la forma que va este caso, no me voy a casar nunca.
takipteyim 20
taksi 616
taksi geldi 20
takip ediliyorum 17
takıldım 17
takma kafana 173
takıldı 28
taklit 21
taksi mi 25
takip ediliyoruz 19
taksi 616
taksi geldi 20
takip ediliyorum 17
takıldım 17
takma kafana 173
takıldı 28
taklit 21
taksi mi 25
takip ediliyoruz 19
taksi bekliyor 26
takdir ediyorum 18
taksi çağır 19
takur 38
tak tak 38
takdire şayan 21
tak şunu 32
takuetsu 18
takdir ediyorum 18
taksi çağır 19
takur 38
tak tak 38
takdire şayan 21
tak şunu 32
takuetsu 18