Umarım ki tradutor Espanhol
721 parallel translation
Şu saçmalığa bir son verdiklerinde... umarım ki hatırı sayılır bir ticarete girişirler.
Cuando terminen estas tonterías... esperemos que estén de humor para un gran intercambio.
- Umarım ki o geldiği yere geri döner.
¡ Ojalá ella regresara al lugar del que vino!
Ooo, Umarım ki söylememem gereken bir şeyi söylemedim.
Oh, espero no haber dicho algo inconveniente.
Ama umarım ki Hitler beni ziyarete gelmez.
Y en verdad espero que Hitler no me visite.
Umarım ki.
- Habrá que esperar.
Bunun olacağı varsa olur ve umarım ki olur.
Pues si pasa eso, que pase, y ojalá pase.
Tekrar affınıza sığınıyorum hanımefendi. Umarım ki, Bay Carala...
Esperamos, Madame, que perdone nuestro error.
- Şey, umarım ki Bay Mackay'i bir oyun bulması konusunda ikna edebilirsiniz.
- Espero que convenza al Sr. Mackay para que encuentre algo.
Umarım ki onun bilgeliği galip gelir.
Por los bóxers. Hay la esperanza en que prevalezca su sabiduría.
Sadece şunu diyebilirim ki, umarım umarım kimseyi incitmedim kimseyi incitmedim.
Sólo puedo decir que espero no haber hecho daño a nadie a nadie.
Ama umarım ki Paris'le olan bağlantımı yitirmem.
Pero espero nunca perder contacto con París.
- Umarım ki beni düşünmüyorsunuz.
- Espero que no esté pensando en mi.
Umarım ki, buna ayak uydururum.
Espero estar a la altura.
Umarım ki, siz de hoşnut kalırsınız.
Espero que es lo paséis genial.
Umarım ki.
Eso espero.
Umarım ki bu, bir hata değildi.
Espero que no fuera un error.
Umarım ki, geç kalmıyoruzdur.
Espero que no lleguemos tarde.
Umarım ki...
Nuestra única esperanza es...
Umarım ki, kalede daya iyi şartlar altında yeniden karşılaşırız.
Espero verla en el fuerte Lowell en circunstancias más felices.
Umarım ki ; yeryüzündeki tüm uluslar birbirlerinin hakkına saygı duyarak, kendi kaderlerini tayin edebilir ve her ne sebeple olursa olsun ki bu samimi dileğimdir bu hakların gaspedilmesi yoluna gidilmez.
que ha sorprendido al mundo puesto que la vida de todas las Naciones dependen en último término del respeto mutuo por los derechos de los demás y la razonable confianza en que puedan vivir su vida a su manera yo confiaría ardientemente en que no pueda repetirse.
Problemlerden şevkim kırıldı. Umarım ki, filmi bitiririz.
Con los problemas, acabo limitándome a esperar que podamos terminarla.
Bayan, umarım ki benim sonsuza dek aptal yerine konulabileceğimi düşünmüyorsunuz.
Señora, espero que no crea que me puedan tomar continuamente por un idiota.
Umarım ki çatıya yıldırım düşer de hepiniz ölürsünüz.
Me asombra que no les caiga un rayo encima y los mate a todos ustedes.
Döndüğümde umarım ki asılmış olur.
Espero que esté colgado a mi vuelta.
Umarım ki küçük hediyelerim iyi niyetle ziyarete geldiğimi... açık yüreklilikle ifade edebilmiştir.
Yo sin duda espero que mis pequeños regalos anunció mis intenciones honestas anterior a mi llegada a bordo.
Tabii ki düşüncelerime oldukça aykırı ama umarım işler iyi gider.
Claro que a mi me parece un error... pero espero que resulte bien.
Evet beyler, tekrar görüşene dek, ki umarım görüşeceğiz, gereksiz riskler almayın. Hepimiz büyük tehlikedeyiz.
Caballeros hasta que nos veamos, como espero que ocurra no asuman riesgos innecesarios.
Biliyor musun Lawson, benim çocuklar ve diğerleri, tüm savaşanlar umarım bu savaşı bitirirler ki göreceğimiz en son savaş olsun böylece senin ufaklık da savaşsız bir dünyada yaşasın.
Si mis muchachos y todos los otros muchachos implicados en esta guerra obraran de forma que fuera la última, su hijo estaría realmente tranquilo, ¿ no es cierto?
Umarım çalıştın, Dodger. Tabii ki.
- Espero que hayas trabajado, Dodger.
Şey, umarım beni bağışlarsınız, Byn. Stevens, ama, takdir edersiniz ki, şu an çok meşgul bir durumdayım.
Bien, Yo espero que me perdone, Señora Stevens, pero como Ud. ve, yo estoy muy ocupado en este momento.
- Diyor ki, "Umarım güzel bir parti geçirirsiniz."
Dice "Páselo bien en la fiesta, por favor"
Sen, uzun burunlu babun, umarım öyle bir dağılırsın ki geriye havadan başka bir şey kalmaz!
Desearía que tu, tu mono narigudo... te quedaras hecho polvo, para que no quedara nada de ti.
Hayır ama diyor ki : " Umarım canlarımın keyfi yerindedir.
No, pero dice : " Espero que mis tesoros estén todos muy contentos.
Yaşadığı şey her ne ise ki umarım onu buluruz, adamı mutlâk bir kataleptik hareketsizlik durumunda bırakmış.
Su experiencia, sea la que fuera... que esperamos descubrir aquí, le ha dejado... en un estado de absoluta inmovilidad catatónica.
Walter, lütfen bütün bu insanları valizler paketlenmiş, tren kalkıyorken ki umarım biz de içinde oluruz, neden davet ettiğini söyler misin?
Walter, ¿ por qué invitas a esta gente si las maletas están listas, el tren se va y nosotros también, espero?
- Bunu öyle çok umuyorum ki umarım Matt Ord senden ne kadar da nefret ettiğini unutmaz.
Deseo sinceramente que Matt Ord no olvide lo mucho que te odia.
Öyle olduğumu umarım. Gerçek şu ki, çok mükemmel bir centilmen olmanız, pek o kadar hoş da değil. - Evet.
- Espero que así haya sido.
Umarım yerli yersiz konuşmuyorumdur, Bay Cole. Ama bana öyle geliyor ki bu politik olarak tehlikeli bir dava.
No quiero entrometerme, Sr. Cole, pero creo que en términos políticos, es un caso peligroso.
Umarım ki..... sizi burada sık sık görme mutluluğuna erişiriz
Siempre será bienvenida una hermosa flor en nuestra casa. Espero que... - Espero que la veamos más a menudo en el futuro.
Anlar mısın, anlamaz mısın bilmem Jerry ama ki umarım anlayabilirsin ;
Es el eterno problema de los antiguos griegos. " No sé si serás capaz de entenderlo Jerry. Espero que si.
Diyecektim ki, umarım gitmeme birşey demezsin.
Iba a decirle que espero que no le importe que me vaya.
Umarım farkındasınızdır ki, bu intikam size çanı kaybettirecektir.
Supongo que sabes que esta venganza te hará perder la campana.
Kalabalık öyle bir tezahürat yapıyor ki, umarım beni duyabiliyorsunuzdur hanımlar ve beyler.
La multitud clama tanto. Espero que puedan oírme, damas y caballeros.
Ki son söylediğim umarım artık olanaksız!
Que para decir lo menos es muy poco probable. ¡ Espero!
Çileden çıkarırsa sizi yaptıklarımız öfkenizi bastırırsınız, umarız. Lütfen unutmayın ki, biz sadece gösteriyoruz olanları uzun zaman önce.
Si nuestra actuación causa algún agravio esperamos que se traguen su indignación y recuerden que mostramos sólo las cosas que pasaron hace mucho tiempo.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur, ama öyle sıcak ki ter içinde kaldım.
Espero no molestarlo. Pero hace tanto calor, que me estoy asando.
Umarım uzaydan gelen siz erkekler de, ki başka dünyalardansınız, dürüstlüğü bizim kadar önemsiyorsunuzdur.
Espero que ustedes, hombres del espacio de otros mundos, aprecien la verdad como nosotros.
Yani diyorsun ki yüzdüm yüzdüm ve sonuna geldim umarım hikayedeki karaktere dair değil bu son.
Quieres decir que has puesto el punto final para ti, pero, según espero, no para tu personaje,
Umarım vermiş oldu kararı dikkatli bir şekilde tartmıştır diyordum ben de. Çünkü bu seçim sadece onu değil eşini de kapsıyor, ki o, tanrının inayetiyle...
En fin... espero... que haya valorado bien este paso porque... es una elección no sólo para él,
"Pekala," dedim. "İyi ki kız oldu, umarım küçük, saf bir budala olur."
Dije que me alegraba de que fuera niña y que ojalá fuera una hermosa tontita.
Umarım ki...
Espero que...