Unutma ki tradutor Espanhol
710 parallel translation
John, onu sevdiğini biliyorum. Ama unutma ki o benim kızım ve iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım.
John, sé que la amas, pero no olvides que es mi hija y que haré lo que creo que es mejor.
Unutma ki o kaslı bir adam.
Recuerda, se trata de un hombre fuerte.
Unutma ki bu örgütte... hepiniz birer piyonsunuz.
Y no necesito recordarte que en esta pequeña organización tú y tus hombres sois solamente las extremidades.
Ama unutma ki şu andan itibaren benim adım Ahmeen.
Pero de ahora en adelante, mi nombre es... Ahmeen.
Şunu unutma ki Fay, senin için iyi gösteriler bulma konusunda sıkıntı yaşıyoruz.
Recuerde, Fay, que es muy difícil conseguirle un vehículo.
Unutma ki, her ne yaparsan yap ve nerede olursan ol burası daima senin evin.
Quiero que tengas presente que, hagas lo que hagas y estés donde estés, siempre tendrás una casa aquí ;
Unutma ki Naziler ve Japonlar, çay içenler haricindeki tüm ülkeleri ele geçirdi.
No olvides que los nazis y los japoneses han derrotado a todos los países, salvo a los bebedores de té :
Şimdi gidelim canım. Unutma ki salı günleri bizle yemek yiyorsun.
Comeremos juntos el Martes.
Unutma ki arkadaşım olduğunu ve benden birşey saklamayacağını söylemiştin.
Acuérdate. Dijiste que era tu amiga y que no tendrías secretos conmigo.
UNUTMA Kİ, KİMSE DOSTU OLDUĞU İÇİN KAYBETMEZ
Recuerda que ningún hombre es un fracaso si tiene amigos.
Unutma ki, ne Hintçe ne de İngilizce, tek kelime konuşamıyorlar.
Recuerda, no pueden hablar indostaní o inglés.
Ama unutma ki, babanın da babası öldü.
... mas sabed que vuestro padre perdió al suyo,... y éste al suyo.
Unutma ki basitliğin en harika etkisi vücut ve ruhun büyük ızdırabıyla başarılabilir.
No olvide que una impresión de sencillez exige la agonía del cuerpo y el espíritu. Tenga.
- Hiç dördüncü emiri duymadınız mı? - Tabi ki duydum. - "Unutma ki Sebt günü"...
¿ Conoce usted el cuarto mandamiento?
Unutma ki, soyulan maliye.
El fisco será burlado.
Sitem edeceksin, biliyorum sıçrayacaksın, ama bunu yapmadan önce unutma ki, terkeden sen, canını dişine takarak çabalayan bendim.
Me lo vas a reprochar, lo sé. Pero antes de que lo hagas considera que fuiste tú la que se fue. Yo me quedé a pelearla.
Unutma ki, halam senin çalıştığını zannediyor.
Con la tía finge que tienes trabajo.
Ama şunu unutma ki Hunlar geldiğinde önümde diz çökeceksin ve canını bağışlamam için bana yalvaracaksın.
Pero recuerda, cuando lleguen los hunos, rogándome que salve tu vida.
Unutma ki... Amerikalının iyileşmesini istiyorsun.
Recuerda eso... si quieres que este americano se ponga bien.
Ve unutma ki Jube ekibin başıdır.
Y recuerda, Jube es mi capataz.
Christine, doğruluk payı olsa bile unutma ki bütün bu genetik saçmalık bir safsatadan ibaret.
Aunque sea verdad recuerda que eso de la herencia es tonto.
Ama, Bayan Anna, şunu unutma ki sen çok zor bir kadındın çoğu kadından çok daha zor. "
Pero, Sra. Anna, debe recordar que Ud. ha sido una mujer muy difícil y mucho más difícil que la generalidad...
Ve unutma ki Washington'un gözü işgal timlerinde dünyanın gözü de Washington üzerindedir.
- Y recuerde : Los ojos de Washington están sobre nosotros, y los del mundo están sobre Washington.
Unutma ki ben lisenin müdürüyüm.
Te das cuenta de que soy el director de la escuela.
Anlıyorum ama unutma ki yanımda her zaman yerin vardır.
Lo comprendo, pero recuerda que mi hogar siempre será el tuyo.
- Unutma ki Bayan Trent de onları gördüğünü iddia etti.
No olvides que la Sra. Trent también dijo haberlos visto.
Ama unutma ki düşüncelerini hiçbir duvar, hiçbir kilit engelleyemez.
Pero recuerda que no existen muros, cerraduras o candados que se les pueda poner a tu mente.
Ama unutma ki, sen şüphe altındasın.
Pero no olvides que te vigilan.
Unutma ki bunun doğru olmadığına... karar verirsen evine geri dönmek bir başarısızlık sayılmaz.
Recuerda, si decides que esto no es para ti no hay fracaso en volver a casa.
Unutma ki bu cezanın bir sembolüdür.
Recuerde, es esencialmente un símbolo de penitencia.
Fakat unutma ki bu fani hayatta tekrar karşına çıkamayabilecek... bir fırsatla karşı karşı karşıyasın.
Pero recuerde, considera una oportunidad que quizás no vuelva.
Ancak unutma ki o bir erkek... ve bekar... inançsız birinden korkarım.
Pero recuerde, también es un hombre soltero y me temo que no creyente.
Unutma ki bu Mahkeme yalan söylediğine kanaat getirirse işkence yaparak seni konuşturma hakkına sahiptir.
Recuerda que si este tribunal te descubre mintiendo sabrá extraerte la verdad por medio de la tortura.
Unutma ki sana yardım etmek için amadeyim.
No olvide que quiero ayudarla.
Unutma ki sana haberi ilk veren bendim!
Ten en cuenta que he sido el primero en darte la noticia.
Unutma ki, amcan hık demiş atalarının burnundan düşmüş, oğlum.
Recuerda, tu tío... era la misma imagen... de tus ancestros, hijo mío.
Bu küçük havalı zımbırtılarınla rütbece benim biraz üstüm olabilirsin, ama unutma ki hala dandik bir erbaşsın o kadar.
Puede que tu rango sea un poco superior con todos esos pequeños galones de ahí, pero sigues sin ser nada más que un no-jefe.
Unutma ki zincire vurulmak..... özgürlükten iyidir kimi zaman.
Debería cambiar de opinión. Estar encadenado es a veces más seguro que ser libre.
Unutma ki hem genç, hem de yakışıklı bir delikanlısın bir de düzgün giyinsen...
No debes olvidar que eres un hombre joven, apuesto... y que vas bien vestido.
- Beni dışarı atmak mı! Unutma ki, ben işvereninin iş yaptığı... bankanın başkanıyım!
¿ 0lvida que presido el banco donde su jefe hace negocios?
Unutma ki şövalye oldum.
Me van a hacer caballero.
Unutma ki, henüz boşanmadık.
Todavía soy tu marido.
Unutma ki sana bir ruh verilmiş... ve doğru düzgün konuşma yeteneği bahşedilmiş.
Recuerde que es un humano con alma... y posee el don del lenguaje articulado.
Unutma ki bu mendilin, bu da elbisenin kolu.
Recuerde, eso es un pañuelo y eso, una manga.
Ve sen de çok iyi biliyorsun ki, tam 5 yıldır bu kadının sırtından geçiniyorsun, unutma. Ve şimdi sana birkaç kuruş kazanma şansını tanıyoruz.
Llevas 5 años viviendo a costa de tu mujer... y una vez que puedes ganar unos marcos...
Pekâlâ Mose ama unutma, bu önemli, çok önemli -... emin ol ki -
De acuerdo, Mose. Pero recuerda, es importante... muy, muy importante... y asegúrate...
Ayrıca unutma ki toprak, daha ilk başta vardı.
No olvide que en un principio era la tierra.
Ne var ki sakın unutma Atilla ne İmparatorluğa ne de oğluna merhamet gösterecek.
Pero recuerde, Atila no tendrá piedad por el Imperio ni por su hijo.
Unutma ki, sen bir bayansın.
No olvide que es una dama.
Tabi ki var, Merle, ama sizin seçimlerin de yaklaştığını unutma.
Por supuesto que sí, Merle pero no olvide que se acercan las elecciones.
Bunu sana veriyorum ve unutma ki ellerine verdiğim bu güç başka hiç kimsede yok.
dueño del poder que deposito en tus manos.