Uyuşturucu yok tradutor Espanhol
558 parallel translation
Kasaba kurumuş. Hiçbir yerde uyuşturucu yok.
¡ Oh, pateamos la ciudad toda y no hay droga en ningún sitio!
Uyuşturucu yok demiştim.
Dije que nada de drogas.
Uyuşturucu yok.
No tenemos drogas.
Bende uyuşturucu yok.
- No tengo drogas.
Uyuşturucu yok.
Sin drogas.
- Hayır, uyuşturucu yok.
- No, no hay drogas.
Ian için seks ya da uyuşturucu yok, David. Ne yapıyorum biliyor musun?
Para Ian no hay sexo ni drogas, David. ¿ Sabes qué hago?
Kandaki adrenalin artığı atı bayıltmaya yeter ama uyuşturucu yok.
Residuo adrenal como para un caballo, pero nada de droga.
Uyuşturucu yok, alkol yok, zehir yok, kimyasal madde yok nesli tükenen hayvan yok.
Con una carga legal. Ni drogas, ni alcohol, ni toxinas, ni especies en peligro de extinción.
Uyuşturucu yok.
No es droga.
Uyuşturucu yok!
¡ Nada de drogas!
Kurbanlar pırıl, pırıl, uyuşturucu yok, çete yok,..... değişik yaş ve ırklarda.
Las victimas eran nuevas.. no drogas, no sectas. De diferentes edades y razas.
Uyuşturucu yok, silah yok, hiçbir şey yok.
Sin drogas, sin armas, nada.
Uyuşturucu yok, öyle mi?
- ¿ No hay drogas? - No.
Uyuşturucu yok.
Drogas no.
Artık uyuşturucu yok.
No más de sus drogas.
- Uyuşturucu yok, ağrı kesici yok.
Sin drogas ni nada para el dolor. Está limpia.
Kan geldi. Uyuşturucu yok, ama elektrolitleri berbat.
Trae electrolitos alterados.
İçeride uyuşturucu yok.
No, Padre. Esta limpio.
- Uyuşturucu yok. Ama sanki tam kelle olmuş gibi beş polisle boğuştu.
Pero luchó contra 5 policías como si fuera un toro.
- Uyuşturucu yok.
- Sin drogas. ¿ Te imaginas?
Uyuşturucu yok demiştim.
- Te dije que nada de drogas.
Uyuşturucu yok, değil mi?
Bien. ¿ No estarás tomando drogas?
Prezervatifsiz seks yok, içki yok, uyuşturucu yok.
Nada de sexo sin forros. Nada de alcohol ni de drogas.
Uyuşturucu yok.
Nada de drogas.
Değil. Umutsuzluk uyuşturucu gibidir. Artık hiçbir şeyin önemi yok.
La verdad es que la desesperación es un narcótico que sume a la mente en la indiferencia.
Güvenli değil, yılanlar soğukkanlı hayvanlardır ve uyuşturucu iğne böyle hayvanlarda hemen etki göstermez,... ama yapacak bir şey yok.
No es segura, porque una serpiente es de sangre fria. y el anestesico no funciona bien o no es rapido en algunos animales Pero no hay otra cosa que hacer.
Uyuşturucu ile hiçbir alakam yok, ben sadece fakir bir serseriyim.
No toco la droga, ni de cerca ni de lejos. Soy un pobre diablo.
Uyuşturucu kaçakçılığından kodesi boylayacak ama Clancy'nin pudralara uyuşturucu koyduğundan onun haberi bile yok.
Irá a la cárcel por contrabando de narcóticos... y ni siquiera sabe que Clancy puso la droga en el polvo.
Uyuşturucu bağımlılığı, alkol sadizm hayvanlara tecavüz işkence, cinayet, kan içme, ölü sevicilik, yamyamlık yani olağan seksüel ilişkilerle pek alakası yok.
Drogadicción alcoholismo, sadismo, bestialismo, mutilación asesinato, vampirismo, necrofilia, canibalismo. Por no nombrar una gama de ricas cosas sexuales. ¿ Sigo?
Evde hiç uyuşturucu yok.
No tenemos drogas.
İhtiyacım yok, uyuşturucu haplara!
Y no necesito más drogas para tranquilizarme.
- Babamın uyuşturucu satmaya ihtiyacı yok.
- Mi padre no necesita vender drogas.
Uyuşturucu bağımlılarına yer yok!
- ¡ No, no hay sitio! - ¿ Hay sitio para el drogadicto?
Artık hayatında alkol ve uyuşturucu maddeler yok.
Ya no toma mas alcohol o sedantes.
Elimizde hiç bir şey yok, artık uyuşturucu da yok.
No queda nada, ni drogas.
Uyuşturucu satan haydutların bile uçacakları şeyde bile standartları var. Ama Jack'ın yok. Oh, hayır.
Ni siquiera los narcotraficantes se atreverían a volar en él, pero Jack sí.
- Uyuşturucu buradaysa, yok etmeliyiz.
Hay que destruir esa droga.
İnsanlar bize kulak versinler. Biz uyuşturucu kullandık. Ayık olmak gibisi yok.
Pero si la gente nos escucha... nosotros hemos pasado por las drogas... y no hay nada mejor que andar limpio.
Uyuşturucu baskını Reub. Merak edecek bir şey yok.
Es un adicto vendía droga, no te preocupes
Uyuşturucu alıyorsun madem! Söyle... Bunda yanlış bir şey yok.
Ahora habla. ¡ Te drogas, está bien, dilo, no es nada malo!
Hükümet uyuşturucu lortlarıyla anlaşma mı yapıyordu? Yorum yok!
¿ La ciudad trataba con narcotraficantes?
Ya da verdiğim uyuşturucu ilaçların onun ruh sağlığının yavaş yavaş ve kalıcı şekilde yok etmesinden.
Ni de las medicinas y drogas que le doy. Ni del constante socavar su autoestima y cordura, que he manipulado sin ser abiertamente obvio.
" Bugün, uyuşturucu kullanan genç bir adam farkına vardı ki her şey yalnızca enerjinin yavaş titreşime yoğunlaşmasından ibarettir. Hepimiz kendisini öznel olarak tecrübe eden tek bir bilinciz. Ölüm diye bir şey yok.
"Hoy, un joven drogado se dio cuenta de que toda la materia es sólo energía condensada en una vibración lenta, que todos somos una conciencia experimentándola subjetivamente no existe la muerte, la vida es solo un sueño y somos la imaginación de nosotros mismos."
- Bugün, uyuşturucu almış genç bir adam, farkına vardı ki her şey enerjinin yavaş titreşime yoğunlaşmasından ibarettir. Hepimiz, kendini öznel olarak deneyimleyen tek bir bilinciz. Ölüm diye bir şey yok.
"Hoy, un joven drogado se dio cuenta de que toda la materia es sólo energía condensada, en una vibración lenta, que todos somos una conciencia, experimentándola subjetivamente, no existe la muerte, la vida es sólo un sueño, y somos la imaginación de nosotros mismos."
- Kitapta mı okudun? Bak evlat, hiç de uyuşturucu kullanmış bir halin yok.
Mira chico, no pareces un drogadicto.
Benimkisi uluslararası bir uyuşturucu şebekesini yok etti ve seninkisi de yaşlı insanların gerçekten kurumuş gerçeklerini anlattı.
El mío acabó una banda de narcotraficantes y el tuyo dijo la punzante verdad acerca de los ancianos.
Sizin gibilerin uyuşturucu almak için buraya gelmesine ihtiyacımız yok.
No necesitamos a los de vuestra calaña comprando drogas por aquí.
Sigara, içki, uyusturucu, kadın yok - evliysen başka tabii.
Prohibido el tabaco, el alcohol, las mujeres... a menos que estés casado.
* Sallamıyorum. Uyuşturucu kullanmıyorum, yok öyle bir şey.
Pero no tomo heroína.
Gardiyanla bizim aramızda bağlantı yok. Polis bunu uyuşturucu cinayeti sanıyor.
No relacionan al guardia con nosotros, creen que fue por drogas.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65