English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ U ] / Uzun değil

Uzun değil tradutor Espanhol

2,975 parallel translation
Siyah saçlı. Geniş alınlı. Pek uzun değil.
Pelo oscuro, frente alta, mas bien bajo.
- Bu otobüs yolculuğu o kadar uzun değil.
El viaje no es tan largo.
Çok uzun değil tabii ama...
No hace lo suficiente...
Komik değil ama... polis olmak için yeterince uzun değil, değil mi?
No es gracioso, pero... no es muy alto para ser policía, ¿ no?
Uzun değil.
No demasiado.
Uzun değil.
No mucho.
Çok uzun değil.
No mucho.
O kadar uzun değil.
No hace tanto.
- Uzun hikâye. - Uzun muzun değil.
- Es una larga historia.
O senden daha uzun değil mi?
¿ No es un poco más alta que tú?
Casey'nin eşi kayıp olarak bildirilecek kadar uzun süredir kayıp değil. Tüm bu hafıza kaybı olaylarının da yardımcı olduğu söylenemez.
Bueno, la mujer de Casey no ha estado fuera tanto tiempo como para ser considerada una persona desaparecida y toda la cosa de la amnesia no es exactamente de gran ayuda.
Bu uzun bir hikâye, ve çoğu inanılır gibi değil.
Es una historia larga, y la mayor parte es increíble.
"Ama ilk olarak aileme yardım etmeden bu aşamaya geçemem, sadece uzun zamandır incittiğim anne babam ve kız kardeşime değil, Boston'daki aileme de."
"Pero no puedo avanzar a ese futuro sin ayudar a mi familia primero, no sólo mis padres y mi hermana que ya he herido tanto tiempo, sino a mi familia aquí en Boston."
O kadar uzun boylu değil, pislik.
No tan rápido!
Demek istediğim, uzun bir serüvense bu karakterler daha fazla şey ifade etmeli, değil mi?
Sólo digo, si miras a lo lejos, tiene más sentido para los personajes, ¿ sabes?
Uzun zaman oldu, değil mi?
Te amo.
Adı Jackie Walsh, sevdiği renk mavi. Pizzadan, dans etmekten sahilde uzun yürüyüşler yapmaktan hoşlanıyor. Doğru değil mi Jack?
Se llama Jackie Walsh, su color favorito es el azul, le gusta la pizza, bailar, y largas caminatas por la playa, ¿ no es cierto, Jack?
Hayır, erkeklerin hiçbiri uzun ömür falan değil.
No. Esos tíos nunca lo son.
Üzgünüm benim işim değil ama uzun zamandır ortada görünmediği için Edward'a sordum o da aşağıda olduğunu söyledi.
Lo siento, probablemente no sea de mi incumbencia pero cuando ella se fue por tanto tiempo, le pedí a Edward que comprobara, y ella dijo que estaba aquí.
- Benim jokeyim değil henüz. Niye bu kadar uzun sürdü?
¿ Lo crees?
Ne kadar uzun sürerse eğleniyorlar demektir değil mi?
Vale.
Uzun hikâye, önemli değil.
Es una larga historia.Está bien.
Ki bu liste daha uzun. Kötü bir tesis değil.
empiezas a olvidarte de las cosas que sí te gustan, y esa lista es mucho más larga.
- Henüz değil ama uzun sürmeyecek.
- Aún no pero no queda mucho.
- Uzun zamandır değil.
No mucho.
Ne kadar uzun süreceği umrumda bile değil.
Y no me importa el tiempo que cueste.
Unutmayın, bu sadece uzun bir savaşın sonu değil aynı zamanda yeni bir çağın da şafağı.
Recordad, este no es sólo el final de una larga guerra, pero es el comienzo de una nueva era.
Belki ama uzun süre için değil.
Tal vez, pero no por un largo tiempo.
Tamam, meşhur Shiny Dime otelinin VIP müşteri listesini kontrol ettim. Bu arada pek de uzun bir liste değil.
Vale, he investigado la lista de huéspedes VIP del ilustre motel Shiny Dime, que por cierto, no es una lista muy extensa.
Buraya çok uzun zamandır gelmemiştim, değil mi?
No he estado aquí por años.
Sana yardım edebileceğimi düşünecek kadar uzun sürede değil.
No mientras piensen que te puedo ayudar.
- Uzun boylu değil, değil mi?
No eres alto. ¿ cierto?
- Evet. Çok uzun zamandır değil. Son 4 aydır.
No por mucho tiempo, sólo los últimos cuatro meses.
- Daha uzun uzun tartışılacağını biliyor, değil mi?
¿ Sabe que aún tenemos un largo camino? Lo sabe.
Burada uzun süre durmak iyi bir fikir değil.
No es bueno quedarse aquí mucho tiempo.
Tanışalı uzun zaman oldu değil mi?
Nos conocemos de hace mucho, ¿ no?
Boya hala kurumadı.Yeterince uzun zamandır orada değil mi?
La pintura seguramente no había secado todavía... así que no tuvo oportunidad de verla.
Boya hala kurumadı, Yeterince uzun zamandır orada değil mi? Bu o resim mi?
La pintura no estaba seca y el marco no estaba terminado.
Çok uzun bir süredir kocam değil.
No es mi marido desde hace muchísimo tiempo.
- Uzun zamandır görüşmemiştik, değil mi? - Jang Ji Soon...
No tenemos el encuentro all durante un tiempo
Pek uzun sürmedi, değil mi?
Eso no llevó mucho, ¿ no?
O kadar uzun zaman önce değil.
No hace mucho tiempo.
Güneş çok sıcak, bu sıcakta uzun yol yürümek akıllıca değil.
El sol está demasiado caliente, no es muy sabio andar bajo él.
Evet ama çok uzun sürmeyecek, değil mi?
Sí, Pero no va a durar mucho más, ¿ verdad?
Bir yıldan uzun süredir ayrıyız. Değil mi?
Llevamos más de un año separados, ¿ verdad?
Onu uzun zamandır tanıyorsun, değil mi?
La conoces desde hace mucho, ¿ no?
Uzun süre önce senin Sığınak'ın olabilir, ama artık değil.
Puede que fuera tu Santuario hace mucho tiempo, pero ya no lo es.
İki hafta pek uzun bir süre değil.
Dos semanas apenas es para siempre.
Uyanman normalden uzun sürdü, değil mi?
Se tomó más tiempo de lo normal.
Carson kasabasından başlayan Vegas'a giden uzun bir yol, Krick Jimmy'i aradı, değil mi?
Todo el día, de Carson City a Las Vegas, Krick estuvo llamando a Jimmy, ¿ verdad?
Sevebileceğin birisi gibi gelmiyor olabilir ama bir değil tam iki uzun vadeli romantik ilişkisi olduğundan haberin var mıydı?
Y puedes pensar que es un duro en asuntos del amor... ¿ pero sabías que tiene, no una, sino dos relaciones románticas de largo plazo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]