Ve ölüm tradutor Espanhol
4,701 parallel translation
- Bu sizi kriminal taciz... ve ölüm tehdidi savurmaktan mahkum etmeye yeter.
- Aquí hay suficiente para condenarlos por acoso criminal y proferir amenazas de muerte.
Zafer, savaş, kıtlık ve ölüm, Ichabod.
La Conquista, la Guerra, el Hambre y la Muerte, Ichabod.
Ve ölüm anında oluşan morluklardan yola çıkarak direndiği ve çırpındığını da söyleyebilirim.
Y un moretón en el brazo y hombro es consistente con signos de lucha.
Eğer anlatırsak hayatları buna bağlı olan ve gizli görevde olan 57 kadın ve erkek açığa çıkacak. Birleşik Devletler'in düşmanı olarak yakalanıp, işkence ve ölüm ile yüzleşecekler.
Porque si lo hicieras, los 57 hombres y mujeres a los que reclutó, cuyas vidas dependen de mantener su identidad como enemigos de los Estados Unidos... serán torturados hasta la muerte.
Hayat ve ölüm meseleleri bunlar, ben de Tanrı'yı oynamak istemiyorum.
Es sobre la vida y la muerte, y no quiero jugar a ser Dios.
Ajan Einstein, orada yaşam ve ölüm arasında bir yerde yatan bir terörist var.
Agente Einstein, tiene un terrorista yaciendo en un estado de existencia, en algún lugar entre la vida y la muerte.
Dini ritüeller, milli ritüeller, doğum ve ölüm gibi.
Rituales religiosos y nacionales, de nacimiento y muerte.
Peki yaşam ve ölüm arasında nasıl bir karar vereceksiniz?
¿ Cómo vais a decidir entonces entre la vida y la muerte?
- Alvin ve Ölüm Fısıldayanların saldırılarından sonra hiç durmadan alıştırma yaptığını duydum.
Tengo entendido que desde del ataque de Alvin y los Muertes Susurrantes, ha estado entrenándose sin parar.
Onun spektral parlaklığı ve ölüm perisine benzer çığlığı belirgin özellikleridir.
Su resplandor espectral y sus gritos como alma en pena son inconfundibles.
İsa, Yüce Meryem şu anda ve ölüm zamanımızda biz günahkarlar için dua edin.
Santa María, ruega por nosotros pecadores ahora y en la hora de nuestra muerte.
Ve ölüm riskini de % 32 oranında azaltıyor.
Y reduce el riesgo de muerte un 32 %.
Yükselip yıkım ve ölüm tanrıları olacaklarına inanıyorlar.
Creen que van a ascender para ser dioses de destrucción y muerte.
Elimizde silah ve ölüm anındaki hasarlar var tüm bilgileri girip, saldırı senaryosu oluşturabilirim.
Ahora que tenemos el arma y todas las lesiones perimortem, puedo introducir toda la información y conseguiremos un escenario del crimen.
Orada ne varsa öfke, acı ve ölüm kokuyor.
Lo que sea que haya ahí dentro apesta a ira dolor y muerte.
Ağır ve tatlı bir ölüm olacak ama hapishaneye girmeyeceğim.
Será lento, será dulce pero no será la prisión.
Ölüm Meleği ve Crossbones bize ihanet etti.
Reaper y Crossbones nos traicionaron
Ölüm Meleği ve Crossbones'un kostümleri sana olmazdı.
Ah, los disfraces de Reaper y Crossbones no te quedaban.
Ve o siyah ölüm onları benden almak istiyor.
Y esa negra muerte quiere arrebatármelos.
Ambalajlı sosis satarak ölüm saçan bile göremedim.
Ni siquiera ve al que vende la muerte en forma de
Ama Angelo ve Billy'nin ölüm şekli neden aynı?
¿ Pero por qué las muertes de Billy y Ángelo fueron exactamente iguales?
Azazel, yer altının hakimi kendimizi bedenen ve ruhen sana adıyoruz, bu melun birliği ölüm sonlandırana dek sana itaat edecek ve sonsuz bir sadakâtte bulunacağız.
Azazel, nos sometemos en cuerpo y alma, Señor del Inframundo, te ofrecemos nuestra obediencia y nuestra devoción eterna hasta que la muerte santifique esta terrible unión.
Kafatası, kaburgalar, pelvis ve kalçadaki her iki proksimaldaki çatlaklar ölüm anında gerçekleşmiş.
Fracturas perimortem en el cráneo, las costillas, la pelvis y el borde proximal de ambos fémures.
Aynı yaştaki kadınlar için ölüm ilanları aramış sonra bulmuş ve derilerini yüzmüş.
Revisaba los obituarios buscando mujeres de una edad similar a la de su madre luego las desenterraba y las desollaba.
Dokudaki çürüme ve kurumaya göre ölüm zamanını...
Basándome en la descomposición y en la desecación del tejido, estimo que el momento de la muerte fue...
Dirsek ve ön kol kemiğinde ölüm zamanına yakın kırıklar buldum.
He encontrado fracturas en el cúbito y en el radio... - que son perimortem.
Bu ve daha bir çok sebepten ötürü ölüm bizi ayırana dek sana hep sadık kalacağıma ve seni onurlandıracağıma söz veriyorum "
Y por esa razón y muchas más, prometo serte eternamente fiel y honrarte para siempre hasta que la muerte nos separe ".
Sen, Dahlia ölüm sizi ayırana dek Nathan'ı sevip, saygı göstermeyi ve onunla evlenmeyi kabul ediyor musun?
Dahlia, ¿ quieres a Nathan como tu legítimo esposo, prometes amarle, honrarle y respetarle hasta que la muerte os separe?
"Yüce Ölüm Tanrısı. Tüm bunları serbest bırakan varlık kendimi tamamen kollarına bırakıyorum ve kendimi kayıtsız şartsız senin korumana sunuyorum."
Oh, poderoso Señor Muerte por quien todas las cosas son puestas en libertad me arrojo por completo a tus brazos y me coloco sin reservas bajo tu poderosa protección.
Ve ben ne olduğunu sorunca, sadece "Ölüm" dedi.
Y cuando le pregunté qué lo único que dijo fue "Muerte".
Geçtiğimiz son beş yıl boyunca, bana ve aileme karşı ölüm tehdidi altında...
Por los últimos cinco años, bajo amenaza por mi vida y las vidas de mi familia...
Bin kişinin güvenliğinin bedelini biliyorum. Aşırı ölüm cihazını devre bırakmanın önemini biliyorum. Ama kendi adamlarımı ve onların değerini de biliyorum!
Sé el valor de la seguridad de mil hombres sé la importancia de eliminar el dispositivo letal pero también conozco a mis hombres y lo que valen.
Bir ölüm ve iyileşme raporu mu arıyorsunuz efendim?
¿ Está buscando un reporte sobre muerte y recuperación, señor?
Ve bir ölüm daha.
Y otra muerte más.
Aman Tanrım, doktorun ölüm ilanını okuyorum ve ironik olarak kahverengine dönüşmüş.
Dios mío, estoy leyendo el obituario de el doctor, e irónicamente fue a Brown.
O öldürülmüştü ve Wes onun ölüm belgesiyle oynadı.
La asesinaron y Wes falsificó su certificado de fallecimiento.
Binicisinin adı Ölüm'dü, ve cehennem onu takip ediyordu. "
y el nombre de su jinete era Muerte, y el Infierno la seguía ".
Hayat ölüm ve yaşam döngüsü ile sürmektedir.
La vida, requiere muerte.
Yarıçapı ve dirsek kemiğinde epey derin ve sert ama ölüm sebebi olamayacak kadar dikkatlice yapılmış.
Bastante profundas y graves en el radio y el cúbito pero en un sitio elegido con cuidado para no provocar la muerte.
Ölüm Kanadı ve ben?
¿ Ala Mortal y yo?
Yaşam, ölüm ve amaçlardan bahsedeceksek başka bir içkiye ihtiyacım var.
Si vamos a hablar sobre la vida, la muerte y el propósito, voy a necesitar otra bebida.
Ölüm ve yıkım dalgaları çok fazla malı için çok az zamanı kalan kişilere yönelmiş durumda.
Una ola de muerte y destrucción contra los pocos que han dejado muy poco para tantos.
Ve yaşayan ölüm biçimindeki otlar ayazdan toprağın altına kaçtılar.
Y las hojas se transformaran, de la muerte en vida, desde las ramas. Hasta la tierra por debajo.
Aşk, güzellik ve sevinç için ölüm ve değişiklik yok.
Por el amor, la belleza y el deleite. No hay muerte, ni cambio...
Çürüme ve kısmi sertliğe göre, ölüm zamanını 32 ile 36 saat arası olduğunu söyleyebilirim.
Por la descomposición y el rigor parcial diría que la hora de muerte fue entre 32 y 36 horas atrás.
Can sıkıcı kız ayrılır. Ve biz hemen ölüm nedenini buluruz.
La chica molesta se marcha y encontramos de inmediato la causa de la muerte.
"Ölüm, öldürülemez lakin yakalanabilir ve ateşten iradesine karşı hapsedilebilir."
"La muerte no puede ser muerto, " pero puede ser capturado y enjaulado en contra de su voluntad ardiente.
Bir cadı çağırılmalı ve o ayı, güneşe çeviren bir büyü yaparken Ölüm patlayacaktır. "
"una bruja debe ser convocado " para lanzar un hechizo, la transformación de la luna en el sol, mientras la muerte se expone ".
O ve kendime ait bir Ölüm Yıldızı'm olmasını.
Bueno, eso y mi propia Estrella de la muerte en funcionamiento.
Sadece o kelimeyi söyle... Ve sana acısız bir ölüm sunayım.
Solo di las palabras y te ahorraré un dolor interminable.
Billy henüz bilmiyor ama o ve adamları az önce kendi ölüm fermanlarını imzaladılar.
Billy aún no lo sabe, pero él y sus chicos se acaban de apuntar a una misión suicida.
ölüm 429
olumsuz 381
ölümcül 30
olumlu 213
ölümüne 20
ölümü 26
ölümsüzlük 29
ölüme 20
ölüm bizi ayırana dek 33
ölüm bizi ayırana kadar 23
olumsuz 381
ölümcül 30
olumlu 213
ölümüne 20
ölümü 26
ölümsüzlük 29
ölüme 20
ölüm bizi ayırana dek 33
ölüm bizi ayırana kadar 23
ölüm zamanı 16
ölüm sebebi 24
ölüm mü 30
ölüm nedeni 24
ölüm hücresi 16
ölüm saati 19
olumsuz efendim 20
ölüm kalım meselesi 28
ölüm sebebi 24
ölüm mü 30
ölüm nedeni 24
ölüm hücresi 16
ölüm saati 19
olumsuz efendim 20
ölüm kalım meselesi 28