English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yoldaslar

Yoldaslar tradutor Espanhol

1,489 parallel translation
Yoldaşlar, bayanlar ve baylar sizlere ve yeni ortaklığımıza.
Camaradas. Damas y caballeros. Por ustedes y por nuestra nueva asociación.
Yoldaşlar.
Norte-nordeste y una cuarta al norte.
Vakit yok, yoldaşlar.
Lo sabia desde un principio! Echad una mirada a su cara!
Şunun yüzüne bakın, yoldaşlar. Göreceksiniz.
Si, soy Ben Gunn.
Ruslar, bu silahları Pathet Lao'lu yoldaşlarına attılar.
Los rusos las echaron en el aire para el Pathet Lao.
Yoldaşlar, kaptanınız konuşuyor.
Maradas, os habla vuestro capitán.
Sonra Havana'ya gidecek ve yoldaşlarımızla tatil yapacağız.
Luego navegaremos hacia La Habana hacia el sol y la camaradería.
Yoldaşlarım merkeze göndereceğiniz tüm mesajları karıştıracaklardır.
Mis camaradas se asegurarán de bloquear... sus transmisiones.
Yoldaşlarına o kadar güvenme, henüz Wong lehine konuşmadılar?
¿ No confías en tus hermanos, sin embargo hablas a favor de Wong?
Yoldaşlar, şimdilik merhaba ve hoşçakalın diyoruz.
Mientras tanto, camaradas, priviet y dosvidanya.
Yoldaşlar!
¡ Camaradas!
Yoldaşlar! Biz sosyalistler herkese çorba veriyoruz!
¡ Camaradas, los socialistas tenemos sopa para todo el mundo!
Yoldaşlar! Yoldaşlar. Yoldaşlar.
¡ Camaradas,... para eso, desgraciadamente todavía no tenemos fuerza suficiente!
Yoldaşlar, 10 frank ve çorba vereceğiz.
Camaradas, pagamos 10 francos, más la sopa.
Şunu daha iyi anlayayım. Kendi yoldaşlarımı satmamı mı istiyorsun?
A ver si entiendo esto... ¿ Quiere que traicione a mis compatriotas por Vd?
Kendi yoldaşlarımı sattığım gün beynime bir kurşun sıkarım.
El día que traicione a mis compatriotas será el día que me suicide.
30 insan enerji santralinde rehin tutulmakta, teröristler rehineleri, hapisteki... yoldaşlarına karşılık serbest bırakacaklarını bildirdiler.
Con casi 30 rehenes dentro de la central eléctrica... los asesinos dicen que no soltarán... a ningún rehén hasta que sus camaradas... sean liberados de las prisiones de los EE.UU. - Punto de control 2, todo bien.
Han Pil-ju yoldaşlarımızı tutukluyor.
Han Pil-ju arrestó a nuestros camaradas.
Yarın, yoldaşlarımızı kurtarıyor Seul'a giriyoruz.
Mañana, savaremos a nuestros compatriotas. e iremos a Seúl.
Biz de yoldaşlarımıza koşullarımızı red ettiğinizi söyleriz.
Entonces les diremos a los compañeros que rechaza nuestras condiciones.
Evet suç. Yoldaşlar başkaları için aç kaldıklarında kesinlikle suç.
Cuando los compañeros se mueren de hambre por el bien de todos.
Yoldaşlar.
¡ Compañeros!
O yoldaşlar, maviler içindeki çocuklar, asla gerçekten düşmanmış gibi görünmüyorlar.
Esos muchachos en azul, nunca parecen ser completamente enemigos.
Yoldaşlar, o topçuların nasıl sürekli ilerlediğinin farkında mısınız?
Compañeros, ¿ notan como esta artillería rebelde siempre se sobrepasa? - Tom.
Yoldaşlar, diz çökün.
Queridos amigos, arrodillaos.
Yoldaşlar, bu tutuklulara da kendilerini yeniden kanıtlama imkanı veriyoruz.
Vamos a dar a estos prisioneros la oportunidad de redimirse.
İşte başlıyor yoldaşlar!
¡ Es el principio, camaradas!
Yoldaşlar, gelin birlikte çalışalım.
Camaradas, trabajemos todos juntos.
Yoldaşlar! Savaş daha yeni başladı.
¡ La batalla acaba de empezar!
Yoldaşlar! İnsanların zorlu bir düşman oldukları doğrudur!
Es un hecho que los humanos son temibles.
Yoldaşlar! Buraya gelirken, dağınızın ne çok değiştiğini fark ettik.
Amigos, viniendo hacia aquí hemos visto la destrucción que asola vuestras montañas.
Lakin yoldaşlarım, eğer bu operasyon kusursuzca uygulanabilirse insanlar, rakunlara karşı davranışlarını kesinlikle değiştireceklerdir. Bize karşı olan korkularını ve saygılarını yeniden kazanacaklardır.
Sin embargo, si lleváis a cabo esta batalla sin ningún pesar, no tenemos la menor duda de que recuperaréis el respeto que antes tenían los humanos por vosotros y que nunca debisteis haber perdido.
Yoldaşlar!
¡ Compañeros!
Yoldaşlarım, sabırlı olan muradına erer.
La buena fortuna nos espera, pero no esperaremos a que llegue. Vamos a despertarla.
Yoldaşlar! Aracımız bozuldu. Bizi limana kadar götürebilir misiniz?
Compañeros, nuestro autobús ha tenido una avería. ¿ Podríais llevarnos al puerto?
Yoldaşlar, bize karşı çok naziktiniz.
Compañeros, habéis sido muy amables.
Hoşçakalın yoldaşlar, ve herşey için teşekkürler!
¡ Que os vaya bien, compañeros! ¡ y gracias por todo!
Şimdi, yoldaşlarım... onu Şili'de gizlice bastıklarını ve... peynir ekmek gibi sattığını söylüyorlar.
Ahora, mis compañeros me informan que consiguieron publicarlo clandestinamente en Chile y que se venden como panecillos.
Yoldaşlar, sakin olun!
¡ Camaradas, mantengan la calma!
Bartolo, Pierre yoldaşları ve bizler için bir kahraman olarak kalmalı.
No, Pierre Bartolo debe permanecer para sus compañeros y nosotros mismos, como lo que es : un héroe.
Gelenler senin daire arkadaşların, yoldaşların yani yeni arkadaşların.
Somos nosotros, tus compañeros, tus nuevos amigos.
Ama eğer öyleyse, ben ve yoldaşlarım boşuna ölmedik. Çünkü ölüm ve yıkımı getiren savaşçıları öldürdük. Bison, Sagat!
Y si lο esʼ yο y mis camaradas nο mοrimοs en vanο pues hemοs matadο a lοs señores de la guerra que trajeron la muerte.
Kaçakçılar yoldaşlarını öldürdükleri için öfkelier.
Están furiosos con los bandidos.
Özür dilerim yoldaşlar.
- ¡ Perdón! - ¡ Camaradas!
İyi bayramlar, sevgili yoldaşlar.
¡ Feliz fiesta, queridos camaradas!
Rahat, yoldaşlar.
Descansen, descansen, chicos.
İyi bayramlar, Sevgili Yoldaşlar.
¡ Feliz fiesta, queridos camaradas!
Dikkat, dikkat! Tüm yoldaşların dikkatine!
La DEF.AVIA.CHIM. Y las DECES.
İyi Tatiller Sevgili Yoldaşlar.
¡ Feliz fiesta, queridos camaradas!
Herkese iyi bayramlar yoldaşlar!
¡ Feliz fiesta, queridos camaradas!
Neden tartışıyorsunuz, sevgili yoldaşlar?
¿ De qué están discutiendo, queridos camaradas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]