Çok fazla tradutor Espanhol
42,586 parallel translation
Çok fazla insan var.
Hay tanta gente...
Fakat orada hala çok fazla tehlikeli şey var.
- Pero hay cosas peligrosas allí.
Gördün mü bak böyle başarılı olmak için çok fazla çalışmak gerekir.
Sí, tío. Eso conlleva mucho trabajo.
- Trende çok fazla insan var.
Demasiada gente en el tren,
Çok fazla bir şey değil ama bu S6 silahının üstündeki seri numarası silinmiş. Garip geldi ben de Happy'e bir fotoğrafını yolladım.
Es posible que tengamos algo aquí, No hay mucho que irse de, pero el número de serie en esta pistola de S6 ha disuelto, Pensé que tenía un aspecto extraño, así que envié una foto de Feliz,
Ancak kanıtlar açıkça gösteriyor ki insanların çok fazla protein tüketmesine gerek yok, tüketmeleri halinde de birçok sağlık sorunuyla karşılaşıyorlar.
Pero la evidencia es muy clara no necesitamos comer tanta proteína, y cuando lo hacemos, tenemos muchos problemas de salud como resultado.
OMEGA 6 YAĞ ASİDİ KAYNAKLARI Sorunun ne olduğun ortada. Çok fazla omega-6 yağ asidi tüketiyoruz.
El problema es que consumimos demasiados ácidos grasosos omega 6.
Sertleşme bozukluğunun birçok durumda beslenme düzeninden ileri geldiğine dair çok fazla kanıt var.
Hay evidencia que la disfunción eréctil es causada por el estilo de dieta.
Sorun çok fazla karbonhidrat tüketmemiz, dedi. Bunu öne sürdü. Düşük karbonhidratlı gıdalar tüketmeliyiz, dedi.
Dice, que deberíamos de llevar una dieta baja en carbohidratos.
Senin hakkında çok fazla konuşuyor, gerçekten sana sarılmak istiyorum, ama...
Habla tanto de ti, que me apetece abrazarte, pero...
Çok fazla kan kaybediyor.
Está perdiendo mucha sangre.
Eğer üzerinde çok fazla çizik bırakırsan, asla New York'tan ayrılamazsın.
Como le arañes, no te irás de Nueva York nunca más.
Bu çok fazla.
Es demasiado.
Kirk'ün hastalığı vücudunun yeterince kan hücresi üretmesini engelliyor... Ribowski virüsü nadir bir tür lösemi yaratıyor... ki bu da tam tersi bir sorun yaratıyor- - çok fazla kan hücresi.
La enfermedad de Kirk evita que su cuerpo produzca suficientes células sanguíneas. El virus Ribowski es una rara forma de leucemia que crea el problema opuesto... demasiadas células sanguíneas.
Çok fazla gösterişli oynuyorsun.
Juegas con demasiada bravuconería.
Elinde çok fazla droid var!
¡ Tiene muchos droides!
Çok fazla ateş olacak.
Va a haber mucho fuego.
- Bizler... Bunlardan artık çok fazla görmüyoruz.
Ya no se ven tantos de estos.
Çok fazla tatlı çörek yiyor.
Come demasiadas rosquillas.
Çok fazla insanla tanışıyorum ve çok fazla parti yapıyorum.
conozco a mucha gente y voy a muchas fiestas.
Çok fazla.
Mucho más.
Bu benim için de çok fazla.
Esto es mucho para mi también.
Çünkü çok fazla el bombası asılıydı.
Porque tenía muchas granadas colgando.
Yol tutuş veriyor... Çok fazla yol tutuş.
Dándome agarre... mucho agarre.
Beni yaraladı, çünkü biliyorsun, çok fazla kavrama var. Koltuğa zorla sokulduğunu mu düşünüyorsun?
Me hizo la herida, porque, ya sabes, que tiene tanto agarre que está prácticamente forzaron en el asiento?
Şey... bu çok fazla meydan okuma gibi görünmüyor.
Bueno... eso no se ve como demasiado de un desafío.
Bu arada, James'in arabası çok fazla kilo vermişti Özgür olabileceğini... Ve tekrar inşa etmek için kırsal alana tecavüze başlayın.
Mientras tanto, el coche de James había derramado tanta peso que fue capaz de liberarse... y empezar a violar el campo de nuevo para reconstruirlo.
Tek kusuru, şişirirken çok fazla efor sarfetmeniz gerekiyor oluşu.
El único pequeño problema es que cuesta mucho inflarlas.
Sabah uyanıp "Biliyor musun? Lastiklerimde çok fazla diş derinliği var"
Esa es una característica ideal para las personas que se despiertan por la mañana y piensan,
Çünkü çok fazla maruz kaldınız.
Porque estás expuesto a todo
Aman Kate çok fazla yemesin...
Estás muy ocupado en asegurarte de que Kate no come demasiado...
Çok fazla olmaz ama, merak etme.
No mucho, así que no te preocupes por ello.
Tamam, çok fazla oldu.
Vale, me he pasado.
Çok fazla baskı altındayız, mümkün olduğunca fazla insanı eğitiyoruz.
En este momento, estamos bajo gran presión para entrenar al mayor número posible.
Çok fazla misket bombası görürüz.
Vemos muchísimas bombas de racimo.
Bombayı çok fazla düşünmek.
Emocionarte por la bomba.
Unutma, sen bombayı çok fazla düşünürsün.
Recuerda, tienes sentimientos por la bomba.
Ebeveynlerin eline çok fazla güç vereceklerini düşünüyorlar galiba.
Supongo que creen que les dan a los padres demasiado poder.
Zamanınızı çok fazla almak istemiyoruz.
No queremos ocupar mucho de tu tiempo.
Sizi çok fazla uğraştırmadan Beyaz Saray'a sokacaktır.
Deberían darles acceso a la Casa Blanca sin mucho problema.
Yoksa ölü sayısı çok daha fazla olacak.
De lo contrario, el conteo de muertos será mucho más alto.
Onu seven çok fazla insan var.
Hay mucha gente que lo quiere.
Doktorların kurtardığından çok daha fazla hayat kurtarmışlardır.
Probablemente haya salvado más vidas que cualquier otro doctor que conozcas.
- Çok mu fazla geldi?
- ¿ Es demasiado?
Çok fazla.
Muchos.
Yolda pek iyi olmayan bir BMW'de ã120.000'den daha fazla, Bir pistte çok iyi değil, Ve yağmurda hiç iyi değil.
120.000 en un BMW que no es muy bueno en el camino, no es muy bueno en una pista, y no sirve para nada en la lluvia.
Hızlı değil, ama bana Tanrı'nın yaratılmasından zevk almak için daha fazla zaman tanıyor. Bunun çok parçasıyım.
No es rápido, pero me da más tiempo para disfrutar de la creación de Dios, de la que soy una parte muy importante.
Mustang'te çok daha fazla karakter var.
Mustang tiene mucho más carácter.
Hikaye 1960'larda,... Ford'un yarış pistlerinde daha başarılı olurlarsa çok daha fazla araba satabileceğini fark etmesiyle başlıyor.
La historia comienza en la década de 1960, cuando Ford se dio cuenta de que podría vender mucho más autos si eran mucho más exitoso en la pista.
- Çok daha fazla.
- Mucho más
Seni evlat edindik, ve bu konuyu çok da fazla dillendirmedik.
Tú eres adoptado y no hemos hablado lo suficiente de eso.
çok fazla değil 61
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazla parazit var 16
çok fazlalar 23
fazla 31
fazlasıyla 93
fazla vaktim yok 53
fazla kalamam 17
fazla vaktimiz yok 83
fazla bir şey değil 55
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazla parazit var 16
çok fazlalar 23
fazla 31
fazlasıyla 93
fazla vaktim yok 53
fazla kalamam 17
fazla vaktimiz yok 83
fazla bir şey değil 55