Çok fazla değil tradutor Espanhol
1,489 parallel translation
Ve, um, bende kendi birikimlerimi bozduracağım, Biliyorum çok fazla değil ama senindir.
Y, voy a usar mis bonos de descuento y aunque no es mucho dinero, pero es tuyo.
Şimdilik. Çok fazla değil.
Y ahora, no mucho
Hayır, çok fazla değil, tatlım.
Mucho, no. Todo es azúcar.
Çok fazla değil.
No muchas. ¿ Seis?
Çok fazla değil. Birazcık.
No estoy muy malherida, es sólo un rasponcito.
Çok fazla değil.
No tanto.
Çok fazla değil.
No fue mucho.
- Çok fazla değil.
- No mucho.
- Çok fazla değil. - Ne demek istediğini biliyorum.
No mucho.
Çok fazla değil.
No demasiado.
Onu tanıyacağım! Gizli plastik cerrahlar çok fazla değil.
ire a ver al cirujano plastico a ver si hay alguna ficha normalmente las guardan.
Anne ama bu, bu, bu çok fazla değil.
No es mucho, mamá.
Korkarım çok fazla değil.
No mucho, me temo.
Çok fazla değil ama lütfen doyana kadar yiyin.
No es mucho pero, por favor come.
Çok fazla seks yapmak erkekler için iyi değil.
Mucho sexo no es bueno para los hombres.
Ama çok fazla televizyon seyretmemelisiniz, değil mi?
Pero no deberían ver tanta televisión.
Harika, bize çok fazla zaman kalıyor, değil mi?
- Fantástico. Eso nos da mucho tiempo, ¿ verdad?
Çok fazla göze batacak bir seviyeye değil.
Nada tan alto que provoque demasiadas objeciones, pero- -
Çok fazla kadınla buluşmam. Düşündüğün gibi değil.
No conozco mujeres a menudo
Sana, ikimiz de çok fazla bizim güçler üzerinde biraz güvenerek oldum değil mi?
Creo que las dos nos hemos apoyado demasiado en ellos, ¿ no crees?
Son zamanlarda çok fazla stres altındaydınız, değil mi Doktor?
Has estado bajo un montón de estrés últimamente, ¿ verdad, Doctor?
Çok fazla endişelenecek birşey değil.
Nada por lo que preocuparse mucho.
Öğrenecek çok fazla şey yok, değil mi?
No puede ser tan difícil, ¿ verdad?
Ama kendileri hakkında çok fazla konuşuyorlar, değil mi?
Siguen demasiado ocupados hablando de sí mismos, ¿ verdad?
Uh, uh... çok fazla şey değil.Korkarım.
No mucho, eso me temo.
- Çok fazla bir şey değil
No mucho.
Çok fazla konuştum, değil mi?
Sí, he hablado mucho, ¿ no?
Sorun değil. Çok fazla stresliler.
Está bien, sólo están tensos.
Yedi mi? " diye sormuş. Çok fazla görünüyor, değil mi?
Siete veces, parecen muchas, ¿ verdad?
Çok fazla istek, yeterince tedarikli değil.
Demasiada demanda, poca oferta.
Bu durumda da, kasette olanı çok da fazla dert etmezdim, değil mi?
En cuyo caso, realmente no importaría que estuviera grabado, ¿ verdad? ¿ Qué dijiste?
Yani bence bunu istemek çok fazla şey değil...
No creo que sea mucho pedir
çok güzel bebek diyor ki, "bu sıkı, ama fazla değil, ve ıslak popomu pudralama şekline hastayım"
Muy bien. El bebe dice, "esta apretado, pero no mucho, y tengo talco en mi pequeño trasero."
Çok fazla dağınık değil ama bu kadarı da olmamalıydı.
No hay muchas cosas, pero al menos no han puesto sopa.
Mümkün değil. Bu çok fazla.
Es imposible, estás desbordado de ira.
Çok fazla değil.
No mucho..
Olan vaktimiz budur, çok fazla değil.
Ese es el tiempo que tenemos, no mucho tiempo.
- Çok fazla değil Bay D.
- No mucho Sr. D.
- Çok fazla değil!
- No mucho.
Demek istediğim ; eğer burada çok fazla canlı insanımız olsaydı burası vahşi yaşam olmazdı öyle değil mi?
Si hubiera mucha gente viva aquí ya no se llamaría la selva, ¿ verdad?
- Bu çok fazla. - Hayır, değil.
- Es demasiado.
Ama eminim artık çok daha fazla boş zamanın var, değil mi?
Pero apuesto que ahora tienes mas tiempo libre, ¿ verdad?
Evet, değil mi? Zavallı adam çok fazla utandırılmıştı
¡ Qué vergüenza pasaría el hombre!
Senin gibi topluma malolmuş birini tutuklamaktan nefret ediyorum ama senin için kaygı duyacak çok fazla ciro anlaşman olduğunu sanmıyorum, değil mi?
Odio arrestar a una figura pública como tú pero ya no tienes demasiados contratos de qué preocuparte, ¿ verdad?
Yolda çok fazla blokaj var. - O kadar uzak değil.
- Hay demasiadas barricadas.
Bildiğim kadarıyla, çok fazla bir şey değil.
Y por lo que yo se, el no gana tan bien.
Geçenlerde Joan Lunden'ın programında çok fazla arkadaş edinemedin, değil mi?
En el programa de Joan Lunden no hizo demasiados amigos, ¿ verdad?
Şey, çok fazla kurcalamak doğru değil.
No conviene analizar demasiado. Es como una puesta a punto.
Efendim... 150.000 rupi senin için çok fazla değil mi? - Efendim?
Señor...
Güç önemli değil ben çok fazla korsanın üstesinden geldim deniz hakkındaki bilgilerim ve tecrübemle.
- No es así que he vencido a tantos piratas, es por mi sabiduría del mar la.. ... cual me ha guiado tan bien.
O zaman çok fazla risk almamak gerekir, değil mi?
Pues más nos vale no correr demasiados riesgos, pienso yo.
çok fazla 266
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazla parazit var 16
çok fazlalar 23
fazla değil 199
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazla parazit var 16
çok fazlalar 23
fazla değil 199
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66