Çok gençti tradutor Espanhol
273 parallel translation
Oysa ki o çok gençti ve çok zalimce öldü.
Pero era tan joven y murió tan cruelmente.
Sahibemiz çok gençti, çok güzel...
La patrona era joven... bella...
... ve o yüz çok gençti. Kafamı karıştırdı.
Eso me confundió.
Çok gençti ve ardında böyle tatlı bir oğlan bıraktı.
Era tan joven. Y morirse dejando un niño tan lindo.
Kitaplarını bastırmak için çok gençti.
Era muy joven para tener libros publicados.
Öldüğünde çok gençti... aynı işi gibi sakin bir hayat sürdü.
Murió joven... pero hubiese envejecido de la misma forma, trabajando con calma.
Evet, çok gençti.
Muy joven.
Ayrıca, kendi yerini açmak için çok gençti.
Era... demasiado joven para tener un bar propio.
Çok gençti. Ona silah kullanmayı ben öğretmiştim.
Aunque era muy joven, yo le había enseñado a disparar.
Ama çok gençti. Ciddi bir şey değildi aramızdaki.
Pero era demasiado joven.
Yaşı çok gençti, ergenliğe yeni adım atmıştı.
Era joven, apenas algo más que un niño.
Doktor olabilmek için çok gençti.
Muy joven para ser un doctor regular.
- Evet, çok gençti.
- Si, era joven
- Çok gençti.
- Era muy joven.
Daha çok gençti.
Era tan joven.
Daha çok gençti.
Ella era tan joven.
O zaman çok gençti.
Entonces no era más que una niña.
Bunu nasıl yapabildiler, daha çok gençti.
¿ Por qué los hombres buenos mueren fácilmente?
Çok gençti, neşeliydi ama konumuna göre fazla hırslıydı.
Era muy joven, llena de energía, pero muy ambiciosa.
Linda'nın yaşı çok gençti ve bugüne kadar ona değer veren hiçbir erkekle birlikte olmamıştı.
Linda en el fondo era muy pequeña y sólo había hecho el amor con hombres que no deseaba. Que la penetraban como si la violaran.
Çok gençti.
Era joven todavía.
18 yaşındaydım ve o senin gibi çok gençti.
Tenía 18 años y ella era muy joven, como tú.
Çok gençti.
Era muy joven.
Kalp krizi için çok gençti.
Muy joven para un ataque al corazón.
- Benim için çok gençti, muhtemelen 32 yaşındaydı.
Demasiado joven para mi, probablemente de 32 años.
Onunla tanıştığında, kız çok gençti, ve o zaten...
Cuando la conoció, ella era tan joven. Y él ya...
Çok gençti.
Aún era muy joven.
Biliyorum ama o çok gençti.
Ya lo sé, pero es que es tan joven.
İnanamıyorum. Çok gençti.
No podía creerlo, el niño era tan pequeño.
Evet, çok gençti.
Sí, muy joven.
Kız çok gençti.
La chica era muy joven.
Iván beni avlanmaya götürdüğünde çok gençti.
Empezó en la caza muy niño.
Senin için çok gençti, biliyorsun.
Era demasiado joven para usted de todos modos, ya sabes.
Çok gençti.
Ella era muy joven.
Evet, gerçekten çok gençti.
Sí, en realidad muy joven.
- Kadın, onun için çok gençti.
- Ella es demasiado joven para él.
Büyük İskender de dünyanın yarısını fethettiğinde çok gençti.
A mi edad Alejandro Magno había conquistado medio mundo.
O çok gençti. - Evet.
- Era tan joven.
Çok gençti. - Elde etmek çok kolaydı.
- Y Megan era tan joven... tan facil de ganar...
İlk cinayet davasıydı. Daha çok gençti, yıllar öncesinden bahsediyorum.
Su primer caso de homicidio aún era un fiscal joven, te hablo de hace años...
Çok iyi bir gençti.
Era un chico muy amable.
Gençti ve çok güzeldi.
Era joven y muy guapa.
Çok da gençti...
Debí haberlo previsto...
O zaman çok daha gençti tabi. - Şerefe.
Y estaba mucho más joven.
Biraz önce buradan giden çok hoş bir gençti.
Bueno, esa es una cosa bastante joven la que acaba de salir de aquí.
Bir de sevimli bir Meksikalι kιz vardι, çok iyi ve nazikti, çok da gençti.
Y una chica mexicana encantadora, la amabilidad en persona, joven y dulce.
Hayır, bu değil. Çok daha gençti.
No, era mucho más joven.
o zaman gençti, hayata dair planları vardı, kendinden ve talihinden çok şey bekliyordu.
Entonces, él todavía era joven, tenía muchas ambiciones, esperando muchas cosas del destino y de sí mismo.
Hatırlıyorum. Çok akıllı bir gençti.
Un joven muy brillante.
Peg Bundy, lisedeyken motosikletin arkasına binen, sigara içen, kötü erkeklerden hoşlanan bir kızmış. Al ve Peg Bundy'nin lisede birlikte okuduklarını söylediler ama Peg Bundy, Al Bundy'den çok daha gençti.
Peg Bundy era la chica de la escuela secundaria... que iba detrás de las motocicletas... fumaba cigarrillos desde muy joven... le gustaban los chicos malos y dicen que Al y Peg fueron a la escuela mismo tiempo... que Peg era mucho más joven que Al Bundy.
- Çok cömert bir gençti.
- Siempre fue muy generoso.
çok gençtim 19
gençtim 27
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
gençtim 27
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel oldu 36
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel oldu 36
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59