Çok mutluydum tradutor Espanhol
289 parallel translation
Öğrenci arkadaşlarla yürüyüşe çıkmıştık hatırladığım kadarıyla, çok mutluydum.
Había salido de excursión con otros alumnos. Y recuerdo que era muy feliz.
Seninle çok mutluydum ve özgür olduğunu bilirsem, ne kadar uzakta da olsan, daha mutlu olacağım.
He sido feliz contigo, y si sé que eres libre, seré feliz aunque estés lejos.
Seninle çok mutluydum, sona ermesini istemiyordum.
He sido muy feliz contigo.
Bir zamanlar çok mutluydum orada.
Fui allí feliz un día.
Ve ben çok ama çok mutluydum
Y yo me sentía muy feliz
Bütün o yaz boyunca... Estella'yı bolca gördüm ve çok mutluydum.
Todo ese verano vi a Estella a menudo y me sentí feliz.
Hayır aşkım. Çok mutluydum.
No, amor mío, he sido tan feliz...
Çok mutluydum. Kolay olduğunu düşünüyordum.
Estaba muy feliz, pensé : "Esto será fácil".
Çok mutluydum ve aniden tek yapmak istediğim dans etmek oldu.
Era tan feliz que sólo quería bailar.
Çok mutluydum.
Me estaba sintiendo atrapado.
- Çok mutluydum.
- Era tan feliz.
Çok mutluydum.
Antes era feliz.
Dengesiz davrandım. Beni koruduğun için çok mutluydum!
Estaba contenta por haberme salvado.
Oh, Pongo. Başta çok mutluydum, ama şimdi ben...
Ohhh Pongo, estaba tan contenta al principio, pero ahora...
Seninle çok mutluydum.
Estaba tan contento contigo.
Çok mutluydum. Sen doğana kadar hiç hastalanmadım. Merdivene çıkıp dükkanın duvarkağıdını bile yenilemiştim.
La víspera del parto, subí en la escalera y tapicé la tienda
Çok mutluydum.
Estaba muy feliz.
Altı ay boyunca çok mutluydum.
Durante seis meses fui completamente feliz.
Çok mutluydum, Fergus'a yani size modellik yapacağım için.
Estaba emocionada de ser la modelo para el gran Fergus.
Ayrıca bundan hemen önce çok mutluydum. Uyurken yani.
Además, quizá habría preferido estar durmiendo.
İlk başta,.. ... inanmakta güçlük çektim. Ama sonrasında çok mutluydum.
Al principio, no me atrevía a creer, pero luego fue muy feliz.
Harry, bu gece buraya geldiğin an çok mutluydum. Kapıyı açtığını duyduğumda yorganın altında dizlerim titremeye başladı.
Harry, hoy cuando viniste estaba tan feliz cuanto te escuché abrir la puerta mis dedos bailaban debajo de las mantas.
"Eve döndüğüm için çok mutluydum".
Estaba contentísimo por volver a casa.
Ve bu odada seninle çok mutluydum.
Y he sido tan feliz en esta habitación contigo.
Bunu tartıştık, Eva ve ben. Çok mutluydum.
Cuando lo estábamos hablando, Eva y yo, me sentí muy contenta,
Ve Eva çocuk sahibi olmak istediğini söylediğinde bunun Herbert'le olması mümkün değilmiş. Ve o yaşlı adamdan da istemiyormuş, sadece senden istiyormuş. Ah Franz, çok mutluydum.
Y cuando Eva dijo que le gustaría tener uno, y que con Herbert no funciona y que no quiere uno con ése pero contigo sí, Franz, estaba tan feliz,
Sen gelmeden önce çok mutluydum ben.
Antes de que llegaras, yo era muy feliz.
Ben normal halimle de çok mutluydum.
Me alegra el haber sido nominado.
O evden çıktığım için çok mutluydum sadece.
Solo estaba deseando salir de esa casa.
Çok mutluydum.
Estaba en la gloria
Ah, evet bir planım vardı. Ve Hooper ortağım olduğu için çok mutluydum.
Desde luego que tenía un plan y celebraba tener a Hooper como cómplice.
Benden borç para alacak kadar alçak gönüllü bir yönetmenle tanıştığım için çok mutluydum.
Estaba encantado de haber conocido a un director tan humilde, como para que yo le prestara dinero.
Çok mutluydum. Okula gitmeyi neredeyse eskisine nazaran daha çok seviyordum.
Pero por la OTAN es una dictadura libre, ¿ no?
Başlangıçta her şey yolundaydı ben de, her şey yolunda olduğu için çok mutluydum.
Parecia todo perfecto Pense que todo estaba en orden de una vez...
Şöyle denebilir, aşırı derecede mutsuzdum ama bunu bilmiyordum, çünkü her zaman çok mutluydum.
Era completamente desgraciado, pero no me daba cuenta, porque siempre estaba feliz.
Çok mutluydum.
Era tan feliz.
İşin içine seksi de ekledim diye çok mutluydum, siz de öyle yapmaz mısınız?
Estaba tan feliz que quise añadirle sexo. ¿ Usted no Io hace?
Çok mutluydum ama şimdi evsiz tek başımayım
* * Era tan feliz y ahora... * * * * estoy solo y sin casa * *
Seninle çok mutluydum.
¡ Fui tan feliz contigo!
Üniversitedeki ilk yılımda içtim. Çok mutluydum o zamanlar.
Yo fumaba en el primer año de la universidad y estaba muy feliz
Neden kabul ettim bilmiyorum, manyağım galiba, sefil haldeyken çok mutluydum.
No sé por qué lo acepté, era feliz siendo miserable.
Çok mutluydum.
Estaba tan feliz.
Haftada 6-7 gün çalışıyordum ve çok mutluydum.
Tienes que venir ". Trabajaba seis, siete días a la semana y me encantaba.
Geçen gün benimle konuştuğunda gerçekten çok mutlu oldum. Hayatımda ilk defa gerçekten mutluydum.
Nunca me he sentido querido como un hijo, y quizá por eso mi padre... no me ha aconsejado con franqueza.
Bugün çok mutluydum, sizlerin sayesinde.
Gracias.
Adada çok daha mutluydum ben.
Habría sido más feliz en la isla.
Cezayir'de çok daha mutluydum.
Estaba mucho mejor en Italia.
Bu sabah çok mutluydum.
Esta mañana estaba tan contento.
Bir yerde mutluydum, çünkü Hulme ailesi bana karşı çok sevecendi,... ve annesinin ne mal olduğunu yetişkinlerin anlaması güzel bir his.
Yo era muy afortunada de que los Hulme simpatizaran conmigo y es agradable que los adultos se den cuenta de que clase de madre es...
Dikkat etmiyor olabilirsin ama çok az insan, eğer deli değillerse böyle demez : " Dün mutluydum.
Piensa que no hay mucha gente así, sólo un psicótico diría : Ayer era feliz, hoy no.
Hayır Ben çok mutluydum!
Bueno, yo era feliz.
mutluydum 20
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok merak ediyorum 37
çok mu komik 18
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok merak ediyorum 37
çok mu komik 18
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68