Önemli olduğunu söylüyor tradutor Espanhol
145 parallel translation
- Ama önemli olduğunu söylüyor.
- Dice que es importante.
Önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es urgente.
Çok önemli olduğunu söylüyor.
Es importante.
Komuta yargılarım, diğer faktörlerin de önemli olduğunu söylüyor.
Pero, a mi juicio, superan a otros factores.
Önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es importante.
Oldukça önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es muy importante.
Doktorum da bu adımın benim için önemli olduğunu söylüyor.
Mi analista opina que esta determinación es clave para mí.
- David çok önemli olduğunu söylüyor.
- David dice que es muy importante.
Önemli olduğunu söylüyor.
Es una joven que promete mucho.
Ne olursa olsun sizi görmek istiyor, önemli olduğunu söylüyor.
Dice que necesita verle, por un asunto importante.
Önemli olduğunu söylüyor.
¡ Dice que es urgente!
- Önemli olduğunu söylüyor
- Dice que es importante.
Önemli olduğunu söylüyor.
Tiene que hablar con usted.
Hepimiz de edebiliriz. Çünkü Kaptan önemli olduğunu söylüyor... ve hepimiz ona güveniyoruz.
Todos podemos porque el Capitán ha dicho que es importante y confiamos en él.
Bev, Maine'den arayan biri önemli olduğunu söylüyor.
Te llaman de Maine, dicen que es importante.
Önemli olduğunu söylüyor.
- Quiero tu opinión.
Önemli olduğunu söylüyor Shelly.
Ahora, Shelly, dice que es importante.
Führer böyle bir manevi desteğin çok önemli olduğunu söylüyor.
El Führer dice que ese tipo de apoyo moral es muy importante.
Çok acil ve önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es extremadamente urgente.
Ama sorun şu ki, o önemli olduğunu söylüyor. Ya da en azından eskiden öyle olduğunu
Pero su hijo dice que al menos le importaba.
Ve donanma bunun senden, ondan, benden daha önemli olduğunu söylüyor. Ölene kadar denemeye devam edeceğiz.
Si la Marina dice que es más importante que tú, que él o yo, moriremos en el intento.
Önemli olduğunu söylüyor. - Bir sorun mu var?
- ¿ Algo va mal?
- Önemli olduğunu söylüyor -
- Dice que es importante- -
- Adam önemli olduğunu söylüyor.
- Dice que es importante.
O harika bir bey efendi ve Lydia onlara istedikleri vermenin önemli olduğunu söylüyor.
Es un perfecto caballero... y Lydia dice que es importante no darles lo que ellos quieren.
Avukatlar burada gerçekleşen herhangi bir sıradışı olayın rapor edilmesinin önemli olduğunu söylüyor böylece doğru düzgün araştırma yapılabilirmiş, ve bu fenomenleri bilimsel ve gerçekçi bir şekilde açıklayabilirlermiş.
Los abogados dicen que debemos reportar hechos raros para que sean investigados y explicados de un modo racional y científico.
Önemli olduğunu söylüyor.
Dijo que es urgente.
Çok önemli olduğunu söylüyor.
- Dice que es importante.
Cody fark edilmemizin önemli olduğunu söylüyor.
Cody dice que es importante hacernos notar.
Dr Lee. Önemli olduğunu söylüyor.
Es el Doctor Lee, dice que esto es importante.
- Çok önemli olduğunu söylüyor.
- Dice que es muy importante.
Çok önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es muy importante.
Nicky, bir şey bana bir yerlerde önemli bir şeyin olduğunu söylüyor.
Algo me dice que está pasando algo importante en alguna parte.
Telekste önemli bir mesaj olduğunu söylüyor.
Dice que hay algo importante en el teletipo seis o siete cosas.
- Önemli bir bilgiye sahip olduğunu söylüyor.
Dice que tiene una importante información.
Haydi, önemli haberlerin olduğunu söylüyor fakat onların ne olduğunu söylemiyorsun.
No hagas eso... Despiertas mi curiosidad y luego no me dices nada...
Babam çok önemli bir sipariş olduğunu ve hemen ulaştırılması gerektiğini söylüyor.
El padre dijo que es una entrega importante y debe ser entregado inmediatamente
Çok önemli kişisel bir işle ilgili olduğunu söylüyor.
Dice que es un asunto personal urgente.
Önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es muy importante.
Elinde görevle ilgili önemli bilgiler olduğunu söylüyor.
Dice que tiene información importante acerca de la misión.
- Eğer yanlış anlamadıysam babanmış. Önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es importante.
Başkan Yardımcısı Follmer bu soruşturmada... işbirliğinizin çok önemli... olduğunu söylüyor Ajan Scully.
Lo que el director adjunto Follmer dice es que su cooperación es importante en esta investigación, Agente Scully.
Yani.. ne kadar önemli olduğunu kendisi böyle söylüyor.
creo que ahi sintió cuan significante era
Milli Güvenlik teşkilatı bunun teröristlere karşı en önemli silahlardan biri olduğunu ve sistemi kötüye kullanmadıklarını söylüyor.
La NSA se defiende diciendo que es una de las armas más importantes contra el terrorismo y que ellos no abusan del sistema.
Çok önemli olduğunu söylüyor.
Dice que es importante
Telefondaki rahibe, sizin için hayati derecede önemli haberleri olduğunu söylüyor.
Una monja al teléfono insiste en que tiene información vital para Ud.
- Başsavcılık adamın önemli biri olduğunu söylüyor.
- El fiscal dice que es importante.
Çok önemli bir bileşimin eksik olduğunu söylüyor.
Dice que falta un componente vital.
Babam, önemli bir işi olduğunu söylüyor, saçma işlerimize vakit harcayamazmış.
Dice que tiene un trabajo importante, hace cosas importantes y no puede perder tiempo en tonterías.
Bunun kendisi için önemli bir şey olduğunu söylüyor.
Dice que es lo que más le gusta.
Ve önemli olduğunu söylüyor.
Y dice que es importante.
önemli olduğunu söyledi 17
söylüyorum 133
söylüyorsun 17
söylüyor 24
söylüyorum sana 22
söylüyorum işte 19
söylüyorum size 22
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
söylüyorum 133
söylüyorsun 17
söylüyor 24
söylüyorum sana 22
söylüyorum işte 19
söylüyorum size 22
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199